HABER MERKEZİ
ABD'nin önde gelen savunma yayınlarından The National Interest, Türkiye'nin milli muharip uçağı KAAN'a ilişkin dikkat çeken bir değerlendirme yayımladı.
Haberde, KAAN'ın yalnızca bir savaş uçağı değil, aynı zamanda Türkiye'nin dünyaya verdiği bağımsızlık ve jeopolitik bir mesajın simgesi olduğu vurgulandı.
Derginin savunma ve güvenlik yazarı Harrison Kass, KAAN'ın Ankara'nın bugüne kadar yürüttüğü en iddialı havacılık projesi olduğuna işaret ederek, "Türkiye'nin KAAN programı, yükselen orta güçlerin bağımsızlık ve kendine yeterlilik için çabaladığı küresel bir eğilimi temsil ediyor" ifadelerini kullandı.
AESA RADARA DİKKAT ÇEKİLDİHaberde, F-16 filosunun yaşlanmasıyla birlikte KAAN'ın bu uçakların yerini alacağı belirtilirken, "KAAN, F-35 veya Su-57 ile karşılaştırılabilecek çift motorlu, gizlilik özellikli çok rollü bir savaş uçağı" değerlendirmesi yapıldı. Radar görünürlüğünü azaltan gövde tasarımına, dahili silah bölmesine, gelişmiş sensör paketlerine ve AESA radara dikkat çekildi.
Öte yandan, motor konusunun programın en kritik aşamalarından biri olduğu vurgulandı. İlk prototiplerde kullanılan General Electric F110 motorunun yeterli bulunduğu, ancak Türkiye'nin tamamen yerli bir motor geliştirmekte kararlı olduğu ifade edildi.
KAAN'ın ilk prototipinin 2023'te tanıtıldığı ve 2025'te ilk uçuşunu gerçekleştirdiği hatırlatılan yazıda, uçağın 2030'lu yılların başında operasyonel hale gelmesinin beklendiği kaydedildi. Programın planlandığı şekilde ilerlemesi durumunda Türkiye'nin, ABD, Rusya ve Çin'in ardından beşinci nesil savaş uçağı üreten dördüncü ülke olacağına dikkat çekildi.
The National Interest, KAAN'ın sadece askeri değil jeopolitik açıdan da önem taşıdığını belirterek, "Türkiye'nin beşinci nesil savaş uçağına sahip olması, NATO'nun Ankara üzerindeki etkisini azaltabilir. KAAN, Türkiye'ye daha fazla özerklik sağlayarak, ülkenin zaman zaman daha bağımsız bir çizgi izlemesine imkân tanıyabilir" yorumunda bulundu.
Haberde ayrıca, Türkiye'nin bu girişiminin Güney Kore'nin KF-21 ve Hindistan'ın AMCA projeleriyle birlikte yükselen güçlerin savunma alanında artan bağımsızlık arayışını yansıttığına dikkat çekildi.