Sezgin Burak'ın çizdiği Tarkan karakterinin uyarlandığı beş filmden oluşan kült film serisi 'Tarkan'a damga vuran sahneler arasında ahtapot sahnesi yer alıyordu. ‘Atıl Kurt’ repliği de unutulmazlar arasında. Kartal Tibet 2004 yılında iki sahne için şu anıları anlatmıştı:
Arzu Film'in prodüksiyon görevlileri Bayrampaşa'da bir plastik fabrikasına giriyor. Acaba bir ahtapot yapabilirler mi? Kısa sürede plastikten dev bir ahtapot ortaya çıkıyor, bir kamyonla Bodrum'a taşınıyor. Orada iki dalgıç hazır bekliyor. Tarkan'ın ünlü ahtapotu teknelere saldırmaya hazırdır artık. Ama bu garip yaratık denize atılır atılmaz dibi boyluyor. Bakıyorlar olacak gibi değil, onu yine aynı kamyona yükleyip İzmir'e, Efes Oteli'nin havuzuna götürüyorlar.
Kartal Tibet o sahneyle ilgili anısını şöyle anlatmıştı: Ben o postla, kılıçla, o perukla, çizmelerle havuza atladım. Az kalsın boğuluyordum. O ahtapot hikayesi bir türlü peşimi bırakmadı. Yıllar sonra İzmir'de, Devlet Tiyatrosu'nda oynadığım sırada, bir milli maçı seyretmek için tiyatronun hemen yanındaki kahveye girdik. Bir süre sonra kahvedekiler maçı bırakıp beni seyretmeye başladı. Biri yanıma geldi, 'Allah aşkına o ahtapotu nasıl öldürdün ağabey' dedi."
'ATIL KURT'
Kartal Tibet Tarkan filmlerinin bir başka unutulmaz yıldızı 'Atıl Kurt'u da anlatmıştı: Dolapdere'de bir otomobil tamircisi olan Yücel ustanın kurt köpeği… Asıl adı Can'dı. Bana çok alışmıştı. Çekimlerde paydos saati yaklaşırken, güneşin yetip yetmeyeceği kelvinlerle ölçülürdü. Can hepsinden önce, paydos saatini sezer, benim makyaj çantamı alır, yanıma gelirdi/haydi gidelim' diye.