Diriliş Ertuğrul 4. sezon devam ederken dizi severler Diriliş Ertuğrul'un çekildiği yeri ısrarla merak ediyor. Diriliş Ertuğrul dizisinde 4. sezon çekiliyor. Başrolünde Engin Altın Düzyatan’ın rol aldığı 13. yüzyılda yaşayan bir şehrin tasvir edildiği Diriliş Ertuğrul dizisinde izleyiciler her bölümde dizinin çekim yerini merak ediyor. Dizide doğa görünümünde mekanlar ve kullandıkları malzemelerle izleyicilerin ilgisini çekiyor. Peki Diriliş Ertuğrul çekimleri nerede yapılıyor? İşte detaylar.
DİRİLİŞ ERTUĞRUL NEREDE ÇEKİLİYOR?
Diriliş Ertuğrul dizisinin bazı bölümlerinin İstanbul’da Beykoz ve Riva civarlarında çekiliyor. Diriliş Ertuğrul ilk sezonu için Riva ve Beykoz Kundura Fabrikası’na 2 plato kuruldu. Riva'daki plato, asıllarına uygun şekilde yapılan 600 metrekarelik Süleyman Şah otağı ve 35 adet çadırla birlikte toplam 40.000 m2 alanda kuruldu. Diriliş “Ertuğrul” set alanında ayrıca 12 adet değişik ebatlarda oba dükkanları, 1 adet kilimhane, otağ meydanı ve talimhane yer alıyor. Beykoz Kundura Fabrikası’nda 6000 m2'lik kapalı alana Halep, Halep Sarayı, arz odası, konuk odaları, koridorlar, zindanlar, Karatoygar mekanı, Selçuklu kasrı, Tapınakçılar salon ve odaları, tekke ve çadır içleri yapıldı. Yine Kundura Fabrikası'ndaki 5000 m2'lik açık alana Halep Çarşısı, kale içi, Süleyman Şah çadır içi, tapınakçıların zindanı, koridoru ve ibadethanesi inşa edildi.
DİRİLİŞ ERTUĞRUL NEREDE ÇEKİLİYOR?
Diriliş Ertuğrul'un çekimleri İstanbul'un Beykoz ilçesine bağlı Riva ve Beykoz Kundura Fabrikası kullanılıyor. Bu bölgeye kurulan plato, oldukça geniş bir alan. Gerçeğine uygun şekilde hazırlanan 600 metrekarelik Süleyman Şah Otağı ile birlikte daha pek çok geniş alan bulunuyor. Halep Sarayı, konuk odaları, arz odası, Tapınakçılar salonu ve odaları, Selçuklu Kasrı ve Karatoygar mekanı gibi dizide yer alan birçok yer buradaki platolarda yer alıyor. Riva’daki plato, asıllarına uygun şekilde yapılan 600 metrekarelik Süleyman Şah otağı ve 35 adet çadırla birlikte toplam 40.000 m2 alanda kuruldu. Diriliş Ertuğrul dizisinin set alanında ayrıca 12 adet değişik ebatlarda oba dükkanları, 1 adet kilimhane, otağ meydanı ve talimhane yer alıyor.
Dizideki Halep Çarşısı'ndan çadırlar, zindan ve ibadethanenin de yer aldığı bu alan, dizide sıklıkla kullanılan mekanlara ev sahipliği yapıyor. Dizinin çekimleri için yaklaşık 250 kişilik set ekibi yer alıyor.
SÖĞÜT'ÜN TARİHİ
Osmanlı döneminde önce Sultanönü sancağının merkeziyken, sonra merkezin Eskişehir'e taşınmasıyla bu sancağa bağlı bucağa dönüşmüştür. 1648 yılında Anadolu vilayeti Bursa sancağının Lefke (bugün Osmaneli) kazasına bağlı bıcaktı. Daha sonra Anadolu eyaletine bağlı merkezi Bilecik olan Ertuğrul sancağının sınırlarına katıldı.
1231 yılında Thebasion adını taşırken Anadolu Selçuklu komutanı Ertuğrul Gazi tarafından İznik İmparatorluğu'ndan alınmıştır ve kendisine Anadolu Selçuklu hükümdarı III. Alaeddin Keykubad tarafından Domaniç ile birlikte verilmiştir.
En son Hüdavendigâr vilayetine bağlı Ertuğrul sancağına bağlı kaza idi. Kurtuluş savaşında üç kez Yunan işgaline uğramış ve 6 Eylül 1922'de işgalden yanmış bir şekilde kurtulmuştur. İlçeye bağlı Kızılsaray köyünün girişinde, hem Osmanlıca, hem de Rumca yazılar taşıyan bir Yunan karakolu bulunmaktadır ve bu karakol harap haldedir.
DİRİLİŞ ERTUĞRUL KONUSU
Moğollarla zorlu bir mücadele veren Ertuğrul Bey, kutlu davasının peşinden gidebilmek için kardeşlerinden ayrılmak zorunda kalmıştı. Ertuğrul Bey’e inanan Kayılar, bu ayrılığın ardından yollara düştüler. Çetin geçen koşullarda Karacadağ sınırlarına kadar ilerleyen Kayıları burada bambaşka bir dünya bekliyordu. Yeni yurtları onlara farklı bir iklim, farklı topraklar ve farklı insanlar sunacaktı. Ertuğrul Bey, kutlu davasına giden yolda daha güçlü ve daha acımasız düşmanları olacağının farkındaydı. Peki, yeni düşmanlarını alt edebilmek için kılıcının keskinliği yetecek miydi?
Ertuğrul Bey artık başka bir dünyadaydı. Ve bu dünya da at koşturmak daha çok akıl, cesaret ve sabır istiyordu. Karşısına daha güçlü ve daha acımasız olarak çıkan Tapınakçılar, Ertuğrul Bey’i zafer için yeni yöntemler bulmaya zorlayacaktı. Zira Tapınakçıların gizli eli olan Simon bir kılıç darbesiyle öldürülemeyecek kadar zeki ve güçlüydü. Üstelik Simon yalnız da olmayacaktı. Ertuğrul Bey, Simon’a destek olan Müslümanları öğrendiğinde ne yapacaktı? Ertuğrul Bey, kılıçların sustuğu, akıl oyunlarının konuştuğu bir cehennemin içindeydi. Peki, aklı onu bu cehennemin ateşinden koruyabilecek miydi?
Karacadağ etekleri birçok Türkmen Obasına yurt olmuştu. Fakat aslen Tatar olan Çavdaroğlu Obası, aralarında en güçlü olanlarıydı. Bu güçlerini ise başarısızlığa tahammülü olmayan ve obayı demir yumrukla yöneten Candar Bey’den alıyorlardı. İktidarını yıllarca koruyan Candar Bey, en büyük imtihanını evlatlarıyla verecekti. Candar Bey’in büyük oğlu Ural’ın ihtirası obanın kaderini belirleyecekti. Çavdaroğlu ve Kayı Obası arasında yaşanacak gerilimi Candar Bey’in hamleleri durdurabilecek miydi? Ertuğrul Bey, Çavdaroğlu Obasından hiç beklemediği teklifler ve tehditler alacaktı. Peki, Kayılar ve Çavdaroğulları’nın yolu nerede ve nasıl kesişecekti? Ertuğrul’un vereceği her karar hem obanın kadınları hem de beyleri için yeni sonuçlara gebeydi.
Ertuğrul artık obanın beyi olmuştu. Obada yeni sorunlar baş göstermişti. Göç yolunda yorgun düşen Kayılar ülküleri ve nefisleri arasında sıkışıp kalmıştı. Onlar için bu imtihan hiç kolay olmayacaktı. Dışarıda düşmanlarıyla mücadele veren Ertuğrul Bey’i içerde ise yeni sorunlar bekliyordu. Göç yolunda sevdiklerinden ayrı düşen ve kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya kalan Kayılar birliklerini koruyabilecekler miydi?
İhanet, ihtiras ve akıl oyunlarıyla yüz yüze gelen Ertuğrul için tek hedef vardı. Bir milletin dirilişine vesile olmak