Dünyada büyük ses getiren Türk SİHA'larının en önemli parçalarından birisi de MAM-L füzesi... ROKESTSAN tarafından güncellenen füzenin menzili 15 km'ye kadar yükseltildi. Sahadaki dengelerin değişeceğini özellikle belirten uzmanlar, Rusların ve NATO’nun kullandığı kısa menzilli HSS’lerin etki alanından çıkıldığının altını çizdi.
TRT Haber'de yer alan habere göre, ihtiyaçlara göre üretilen, sahadan geri dönüşlerle sürekli geliştirilen bu mühimmatların içinde şüphesiz MAM-L füzesinin ayrı bir yeri var. MAM-L kullanıldığı hemen her yerde sağladığı yüksek vuruş kabiliyeti, maliyet etkin üretimi ve Türk SİHA’ları ile sağladığı uyumla öne çıkan bir mühimmat.
ROKETSAN tarafından üretilen füzenin menzili; küresel konumlandırma sistemi (KKS) destekli ataletsel navigasyon sistemi (ANS) üzerinden 14 kilometre idi. Ürünün lazer güdümlü versiyonu da 8 kilometre menzil değerine sahipti. ROKETSAN son yaptığı güncelleme sonucunda lazer güdümüyle menzilin 15 kilometreye çıkarıldığını duyurdu.
Peki uzayan menzilin sahaya yansımaları nasıl olur ve Türk SİHA’larının etkinlik gücü ne kadar değişir?
Savunma Politikası Analisti Turan Oğuz, bu adımı önemli bir dönüşümün işaret fişeklerinden olarak kabul etmekle birlikte, uzayan menzil kadar füzenin çoklu başlık kullanmasının da üzerinde durulması gerektiği görüşünde.
Çoklu başlık kavramını detaylandıran Oğuz şunları söyledi:
“Füzenin başlığında hem KKS/ANS ile hem de gerekirse lazer arayıcı başlıkla yolunu bulabilecek bir sistem var. Biri olmazsa diğerini kullanıyor”
Bu durumun Türk SİHA’larının ana mühimmatı olan MAM-L’leri hemen her hava koşulunda kullanabilme avantajını beraberinde getirdiğini anlatan Oğuz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Operasyon yapmama ihtimali ortadan kalkıyor. Eskiden yoğun bulut veya kar-yağmur gibi çok zorlu hava koşullarında harekata ara veriyorduk. Şimdi gündüz veya gece, her türlü hava koşulunda hedefleri çok daha hassas bir şekilde vurabileceğiz. Bu noktada bir parantez açalım ve Türk savunma sanayiinin çok daha ileri teknolojili mühimmatlar üzerinde çok yoğun şekilde çalıştığını da aktaralım”
15 kilometreden her şeyi vuracağı anlamına gelmiyor” diyen Oğuz, şöyle devam etti:
“Bu ürün ‘en iyi şartlarda maksimum 15 kilometreden hedefi vurur’ olarak yorumlamak daha doğru. Şimdi ROKETSAN’ın 15 kilometrelik menzil güncellemesini bu bilgiyle beraber okuyalım. Türk SİHA’ları bu adımla kısa menzilli HSS’lerin etki alanının dışına çıktı. Onlar bizi vuramadan bizim onları vurabileceğimiz bir ortamdan bahsediyorum. Rusların ve NATO’nun kullandığı kısa menzilli HSS’lerin etki alanından çıkmış olduk.”
Turan Oğuz, aslında işin bir de Mavi Vatan boyutu olduğuna işaret ederek, “Karada hareket eden araçlar varsa denizde de hareket eden gemiler var. Neden bunları göz ardı edelim ki?” dedikten sonra şunları söylüyor:
“Öncelikle şunu net bir şekilde söyleyelim; MAM-L bir savaş gemisini batırmaz. Ancak köprü üstü, radar, silah lançeri gibi noktaları hedef alırsanız gemi muhabere yeteneğini kaybeder ve savaş sahasından çekilmek zorunda kalır. Peki 15 kilometre menzile ulaşan MAM-L mühimmatlar taşıyan SİHA Ege ve Doğu Akdeniz'de ne ifade eder? Örneğin Yunan donanmasına ait 30’a yakın hücumbot ve gambotun menzili dışına çıkarsınız. Bu da büyük bir taktik üstünlük anlamına gelir.”
Türk SİHA’larının MAM-L ile beraber farklı coğrafyalarda ‘oyun değiştirici’ olduğunu ve bunun dünya tarafından kabul edildiğini hatırlatan Oğuz, Türk mühendislerin aralıksız bir şekilde çok daha gelişmiş sistemler ve yöntemler üzerinde çalıştığının altını çizdi.
“Bir süre sonra Türk SİHA’lar oyun değiştiricinin de ötesinde ‘oyun kurucu’ olarak anılacak” diyen Oğuz, “Menzili uzayan MAM-L ile her gün daha da gelişen Türk SİHA’ları, onlara karşı savunma yapacak ülkelerin harekat planlarını sil baştan değiştirecek bir güce kavuşuyor” şeklinde konuştu.