Yavuz, partisinin Bolu İl Başkanlığı tarafından parti binasında düzenlenen 70. İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, AK Parti'nin 27 Mayıs 2007'de e-Muhtıra, 2008'de parti kapatma davası, devamında ise daha farklı yöntemlerle engellenmeye çalışıldığını belirterek şöyle devam etti:
"7 Şubat 2012 MİT krizi oldu. Buradaki belediye başkanının adı da geçiyor. Şikayet edenlerden birisi de o çünkü. Neden şikayet ediliyor? Hakan Fidan güya PKK ile birlikte davranmış. Tutuklama kararı çıkıyor. Öyle bir zamanlama yapılıyor ki, Sayın Cumhurbaşkanımız ameliyata girecek, narkozu alacak sonra da Hakan Fidan'ın kapısına dayanılacak ve Hakan Fidan alıp götürülecek ve tutuklanacaktı. Hakan Fidan’ın tutuklanması demek? Hatta o günlerde, 'Grubun büyüğü daha torbada.' demişler. Alçaklık bu alçaklık. Hakan Fidan alınacak, ifadesi alınacak, kelepçe vurulacak ve oradan sayın Cumhurbaşkanımıza gidilecek. 2012 yılı, 7 Şubat."
"GEZİ OLAYI TAM BİR DARBEYDİ"
Yavuz, o gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Gerekirse çatışılacak, ama Hakan Fidan oradan gitmeyecek, gönderilmeyecek." dediğini anımsatarak şunları söyledi:
"Bu karar verilmeseydi o darbe çoktan gerçekleşmişti. Ve Türkiye'nin başına çuval geçirmişlerdi. İşte orası bir kırılma noktasıdır. 2013'te daha büyükleri gelmeye başlıyor. Gezi olayını çok iyi anlayalım. Gezi olayı tam bir darbeydi. 7 Şubat da öyleydi ama Gezi olayı tam bir darbeydi. Tam bir darbe girişimiydi. Gezi olayı Mayıs 28’de başlıyor. Daha 2 Haziran'a geldiğimizde 67 tane ilde mitingler yapılıyor. Acayip. Gezi olayını iyi anlayamazsak biz hiçbir şeyi anlayamayız."
Aynı yılın sonunda 17-25 Aralık olaylarının yaşandığını da hatırlatan Yavuz, "O tam bir yargı darbesiydi. Onun hiçbir kurtuluşu yoktu. Yargı darbesi, acayip planlamışlardı. Ama o yargı darbesine karşılık, o darbe de boşa çıkartıldı ve Allah’ın izniyle püskürtüldü. 17-25 Aralık'ta olanları şöyle okuyun, adını koyun 'yargı darbesi' net." dedi.
Yavuz, bu olayların hepsinin birer tuzak olduğunu, bunların yanında engeller de bulunduğunu dile getirerek şu ifadeleri kullandı:
"EMASYA protokolü gibi, İç Hizmet Kanunu gibi, başörtüsü meselesi gibi, vesaire. Onların her biri de kaldırıldı. Hatta İç Hizmet Kanunu'na dokunan yanardı ama değişti. Devasa büyük işler yapıldı. Kim derdi bunlar olabilecek diye. Çok vahim günlerdi. O günlerden bugünlere geldik. Kim derdi ki üçüncü köprü yapılacak, dünyanın en büyük havaalanlarından birisi yapılacak, Osman Gazi Köprüsü yapılacak diye. Şimdi önümüzde daha devasa işler bizi bekliyor. Emin olun onlar olduğunda çok daha müreffeh bir Türkiye bizi bekliyor. Önümüz aydınlık."
MİLLİ TANK VE NÜKLEER SANTRAL PROJELERİ
Milli tank projesi kapsamında ilk tankın 2021 yılında banttan ineceğini de sözlerine ekleyen Yavuz, şöyle konuştu:
"Biz hesap ettik, fındık ile tank arasında bir mukayese yaptık. Kocaali'nin ve Karasu'nun tüm fındığını toplasak gemiye göndersek, Almanya'ya göndersek, 1 tane tank alamıyoruz. Tank o demek. Biz o milli savunma sanayimizi yüzde 20'lerden yüzde 70'lere çıkarttık. Bu kadar net. Şimdi de o tanktan 2021 yılından itibaren her ay 6 tane üretecek Türkiye. Bu az şey mi? 2021 yılında onun banttan indiğini göreceğiz. 2022 yılında yerli otomobilimizin indiğini göreceğiz. 2023 yılında nükleer santralin bir kısmının devreye alındığını göreceğiz."
Yavuz, nükleer santralin önemine işaret ederek şu değerlendirmeyi yaptı:
"Nükleer santral ne demek biliyor musunuz? Boluspor birinci ligde değil mi? Nükleer santral demek, birinci ligden süper lige çıkmak demek. 2023 yılında bir bölümü açılıyor. Sonra diğer bölümleri, sonra da yine başka nükleer santrallerin yapımı söz konusu olacak. Şimdi yapılan gibi 2 nükleer santral çıkarttığımız gün Türkiye'nin elektriğinin yüzde 30'unu karşılıyor. Yüzde 30 elektriğini karşılamak demek her yıl 7,4 milyar dolar doğal gaza fazladan para vermememiz demek. Bu para nereye gidecek? Esnafımızın, köylümüzün, çiftçimizin, memurumuzun, işçimizin cebine gidecek. CHP emin olun ki gitmesin diye uğraşıyor. Nasıl bu partiyi tökezletirim, 'Bu parti tökezlesin gitsin hatta Türkiye'de düşse zararı yok.' diyebilecek kadar hakikaten vahim bir kafa yapısına sahip bir parti var karşımızda. Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi 'Tek değişmeyen de ana muhalefet partisi Türkiye'de' İnşallah onu da değiştirecek bu millet."
Nükleer santralin elektrik üretiminin yanı sıra tarım, tıp ve savunma sanayinde de kullanılacağını aktaran Yavuz, şunları kaydetti:
"Niye diyorum ben, süper lige çıkmak demektir diye? Onu engellemek için her yolu denediler. Hatta gezi için gelenler nükleer santrallerden vazgeçin dediler, Kanal İstanbul'dan vazgeçin, üçüncü havaalanından vazgeçin, üçüncü köprüden vazgeçin dediler. Fransa'da 58, Amerika'da 104, Almanya'da 16, Rusya'da 30, Kore'de 28 tane var. Var da var. Süper ligdeyiz iddiasında bulunan her ülkede var. Bizim yanı başımızda Ermenistan'da var. Ama bize gelince yapma. Neden?"
Toplantıya, Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Fatih Metin, AK Parti Bolu milletvekilleri Arzu Aydın ve Fehmi Küpçü ile İl Başkanı Nurettin Doğanay, ilçe belediye başkanları ve partililer de katıldı.
(AA)