TRT Haber
Dünyanın otobüs üretiminde en önemli merkezlerinden biri olan Türkiye, uzun yıllardır elektrikli otobüsler için de birbirinden değerli işlere imza atıyor. TEMSA, ülkemizin sadece otobüs üretimi yolculuğunda değil, aynı zamanda bu sektörün elektrikli macerasında da başrolde olan firmalardan biri. TEMSA CEO'su Tolga Kaan Doğancıoğlu, "Ülkemiz için de 2030 yılı bir dönüm noktası olacak çünkü mecburiyetlerimiz var." ifadesinde bulundu.
TRT Haber'de yer alan habere göre TEMSA CEO'su Tolga Kaan Doğancıoğlu, "Ürettiğimiz otobüsler bugün itibariyle 66 ülkeye ihraç ediliyor ve bu sayı giderek artıyor. TEMSA uzun süredir otobüslerini elektrikli hale getiriyor. Haliyle sıfır emisyona sahip geniş ürün grupları var. Sürece erken başlayınca hem içerideki hem de global rakiplerimizden daha hızlı yol aldık. Bu da bizi İsveç'ten Çek Cumhuriyeti'ne Romanya'dan Litvanya'ya kadar geniş bir coğrafyaya elektrikli otobüs ihraç eder noktaya taşıdı" dedi
ELEKTRİKLİ OTOBÜSLE ŞEHİRLER ARASI ULAŞIM MÜMKÜN MÜ?
TEMSA CEO'su ile AR-GE merkezinin önünden geçerken Tolga Kaan Doğancıoğlu, otobüslerde kullanılan bataryanın tamamen Türk mühendislerce geliştirilen bir yazılımla kontrol edildiğinin altını çiziyor.
Bu durum önemli. Çünkü bataryanızı farklı etmenlere göre revize etmeniz gerekebiliyor. Dışarıdan ithal yazılımlarla pek mümkün olmayan bu durumu TEMSA yerli ve milli yazılımla aştık. Ayrıca ömrü biten bataryaların da atılmadığını ve bu merkez içerisinde 'ikinci hayat' adını verdiğimiz bir projeyle yeniden kullanabildik.
TEMSA'nın ABD Kaliforniya'da 'şehirler arası ulaşım için kullanılan' bir elektrikli otobüsü olduğunu biliyoruz. Bu örnek bize, yakın bir gelecekte tüm toplu ulaşımın sadece elektrikli araçlarla yapılması ihtimalinin pek de uzak olmadığını gösteriyor.
TÜRKİYE'DE NEDEN ELEKTRİKLİ OTOBÜSLER KULLANILMIYOR?
TEMSA'nın bazı belediyelerle iş birliği yaptığını ve o şehirlere elektrikli otobüsler yolladığını belirten CEO Doğancıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yurt dışı örneklerden ve TEMSA'nın o ülkelerde elde ettiği başarılardan bahsettik... Bütün bunların aynı şekilde ülkemizde görülmesi, uygulanması, kullanılması gayet mümkün. Aksi için bir sebep yok. Yine de aşılması gereken bazı noktalar var... Elektrikli araçların ilk yatırım maliyeti konvansiyonel araçlara göre biraz daha yüksek. Ancak 3, 4 yıllık kullanımda bunların dizel araçlardan çok daha ekonomik olduğunu da hepimiz biliyoruz. Yatırım maliyetindeki zorluğu aşmak için AB ülkeleri ve ABD gibi yerler büyük teşvik paketleri açıklanıyor. Türkiye'nin de benzer bir yol izlemesi gerekiyor. Bahsettiğim 'ilk yatırım' maliyetini aşabilecek, yerel yönetimlerin finansman zorluğunu giderebilecek bir teşvik sistemi ya da mali destek olursa elektrikli otobüslerin toplu ulaşımda kullanımı da hızla artar."
TOPLU ULAŞIMDA ŞARJ SORUNU YAŞANIR MI?
Kullanıcılar, bindikleri otobüsün elektrikli olduğunu duyduklarında 'ya şarjı biter de yolda kalırsam?' sorusunu kendilerine soruyor. Tolga Kaan Doğancıoğlu aslında tüm bu endişelerin yersiz olduğunu belirterek şunları ifade etti:
"Elektrikli araç dünyasını bir sistem olarak ele alıyoruz. Özellikle de toplu taşıma söz konusu olduğunda elimiz daha da rahatlıyor. Çünkü hangi saatte nereden hareket edeceğini, hangi yollardan geçeceğini ve seyahatin nerede biteceğini biliyoruz. Bu büyük bir avantaj. Batarya planlamanızı tamamen buna göre yapabiliyorsunuz. TEMSA'nın elektrikli araç yolculuğundaki seçimi, bu araçların batarya teknolojilerine ve elektrik/elektronik yapılarına hükmetmeyi de kapsıyor. Bu sayede her şehre özgün bir şarj sistemi, batarya kapasitesi, şarj süresi gibi detayları tahmin etme ve yönetme becerimiz var. Bu nedenle biz hepsini bir bütün olarak görüyoruz. Sadece elektrikli araç değil, şarj sisteminden tutun da aracın beslenmesine kadar tüm detayları bütünsel olarak değerlendiriyoruz. Otobüsle birlikte şarj ALTYAPISI sistemini de beraber veriyoruz."
TÜRKİYE'NİN İMZA ATTIĞI BAZI ZORUNLUKLAR VAR
Binlerce kişiye istihdam sağlayan fabrikada TEMSA'nın neredeyse tüm üretim sürecini kendi içinde yerli imkanlarla çözdüğünü belirten CEO Doğancıoğlu, "Türkiye'de ne zaman elektrikli otobüslerle şehir içi toplu ulaşımın sağlandığını görürüz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
Aslına bakarsanız bu işin bir yönünde mecburiyet var. Türkiye, 2030'dan itibaren ağır ticari vasıtaların yüzde 30'unun sıfır emisyon olma şartını kabul etti. Takvimler 2040 yılını gösterdiğinde tüm ağır ticari vasıtaların sıfır emisyon olması şartının altına da imza attı
Hali hazırda TEMSA gibi yerli bir markanın dünyaya elektrikli otobüs ihraç etmesi burada daha önemli bir hal alıyor. Doğancıoğlu'na göre bu durum Ankara'nın elini güçlendirecek. "Daha erken bir tarihte, daha yüksek bir yüzdeye ulaşabiliriz" ifadesini kullanan Tolga Kaan Doğancıoğlu, sözlerini şöyle tamamlıyor:
"TEMSA olarak 2025 yılında otobüslerimizin yüzde 50'si sıfır emisyon olacak. Her yıl oranlar artacak. Ülkemiz için de 2030 yılı bir dönüm noktası olacak çünkü mecburiyetlerimiz var. Türkiye, otomotivde dünyanın en önemli ülkelerinden biri. Ticari vasıtada ise Avrupa'nın ikinci ülkesiyiz. TEMSA, elektrikli aracı erken dönemde yapan ve bunu uygulamaya almış bir şirket. Bu nedenle Ankara'nın 'Hadi başlayalım' dediği anda biz sürecin çok hızlı bir şekilde ilerleyebileceğini ve büyükşehirler başta olma üzere Anadolu'nun dört bir yanında şehir içi toplu ulaşımda elektrikli otobüsün kullanılabileceğini düşünüyoruz."