Baltık Denizi'ne kıyısı olan bu ülkeler, 1940 yılının Ağustos ayında Stalin önderliği altındaki Sovyet Birliği tarafından tamamen yasadışı bir şekilde işgal edildi. 1941 yılının Haziran ayına gelindiğinde Molotov-Ribbentrop Saldırmazlık Paktı bu kez ise Hitler tarafından ihlal edildi. Üç Baltık ülkesi, Sovyetler'in ardından bu kez de Nazi'lerin işgaline maruz kaldı. 1944 yılına gelindiğinde ise Sovyetler Birliği üç kader ortağını bir kez daha işgal etti.
SavunmasanayiST'in haberine göre, Rusya ile 282 kilometrelik bir sınır paylaşan Letonya, Estonya ve Litvanya, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra bağımsızlıklarını ilan ettiler. Bu ülkeler 2004 yılında Avrupa Birliği, 2005 yılında ise de NATO'ya üye oldular. Baltık Devletleri, Rusya'ya bağlı olan ancak Rusya ile kara bağlantısı olmayan Kaliningrad Bölgesi ile Rusya arasında yer alıyorlar.
İşte böylesine hassas ve kırılgan bir bölgede yer alan Letonya'nın Savunma Bakanı Artis Pabriks ile bu yıl ikincisi düzenlenen Antalya Diplomasi Forumu (ADF) kapsamında bir röportaj gerçekleştirildi.
LETONYA VE TÜRK SAVUNMA SANAYİİ
Pabriks, geçtiğimiz yıl Haziran ayında Türkiye'ye bir ziyaret düzenlemişti. Ziyaret esnasında Pabriks ve beraberindeki heyet, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı'nı ziyaret etmiş ve iki ülke arasında 'Savunma Sanayii İş birliği Mutabakat Muhtırası' imzalanmıştı.
Bu anlaşmanın imzalanmasının ardından kendisine ulaşmaya çalıştığımız Letonyalı Bakan, o dönemki röportaj talebini kabul etmişti.
Pabriks, çeşitli jeopolitik hususlar nedeniyle Letonya'nın ulusal savunma kapasitesini daha da güçlendirmek için karşılanması gereken bir dizi benzersiz ihtiyaca sahip olduğunu vurgulamıştı.
"Savunma ihtiyaçlarımız özel bir yaklaşım gerektiriyor ve bu nedenle kilit bir NATO müttefikinin, Letonya ile bu alanda yakın iş birliği yapma kapasitesine ve arzusuna sahip olmasından memnuniyet duyuyoruz. Ayrıca yerli savunma sanayii firmalarımızın çabalarının, müttefiklerimiz tarafından kabul görmeye devam etmesinden memnuniyet duyuyoruz." demişti.
Kendisiyle yüz yüze bir araya gelme fırsatı yakalandığında ise Pabriks'in Türk savunma sanayii hakkındaki açıklamaları daha detaylı bir hale gelmişti.
ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE BİZİ NELER BEKLİYOR?
Pabriks'e öncelikle Letonya'nın son dönemde yoğun ilgi gösterdiği Türk savunma sanayii ürünleri hakkında sorular yöneltildi. Bu ürünler arasında en çok ilgiyi ise elbette Baykar Savunma tarafından üretilen Bayraktar TB2 Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) yer alıyor.
Bayraktar TB2'lerin etkisi yalnızca kullanıldıkları ülkelerde sınırlı değil. Bugüne kadar 19 ülkeye ihraç edilen Bayraktar TB2 SİHA, Letonya'da dahil olmak üzere büyük bir tanınırlık yakalamış durumda. Birkaç hafta öncesine kadar pek çok kişinin ismini dahi duymadığı sistemi artık milyonlarca Avrupalı da biliyor.
Pabriks tarafından konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada, "Henüz anlaşmayı (Bayraktar TB2 için) imzalamış değiliz. Bu ilgisiz olduğumuz manasına gelmiyor zira Türkiye'nin ürettiği pek çok endüstriyel ürünle ilgileniyoruz. Elbette bütçemizi de dikkate almamız gerekiyor. Bayraktar TB2'leri kendi semalarımızda test etmek istiyoruz. Şu anda Savunma Bakanlığı ile bunu konuşuyoruz. Yani hayır, almayacağız demiyorum ama gidip de yarın bu sistemi alıyoruz diyemem. İlgiliyiz ve bu sistemleri test etmek istiyoruz.
Türk savunma sanayii şirketlerine yönelik ziyaretlerim devam edecek. Pek çok şirketle görüşeceğim. İsimlerini dahi hatırlayamıyorum.
İHA sistemlerine ek olarak hava savunma sistemleri, elektronik harp sistemleri, zırhlı araçlar ve ağır araçlarla ilgileniyoruz. Pek çok ürünle ilgileniyoruz.
Bu ürünleri bir liste haline getirmek için iki ülkenin heyetleri Nisan ayında bir araya gelecekler. Hem Türk hem de Letonyalı savunma sanayii şirketleri bir araya gelecekler. Bu görüşmelerden sonra nasıl hareket edeceğimize karar vereceğiz. İlk adımlar neler olacak, ikinci ve üçüncü adımlar neler olacak... Çünkü her şeyi bir anda yapabilmemiz mümkün değil. Şu anda çok ümit verici konuşmak istemiyorum zira hayat böyle, biraz vakit gerekiyor." ifadelerine yer verildi.
TÜRKİYE'NİN PESCO PROJELERİNE KATILMA İSTEĞİ
Türkiye, Avrupa'nın gelecekteki savunma ve güvenlik politikasının parçalarından birisi olacak olan Yapılandırılmış İşbirliği Savunma Anlaşması (PESCO) kapsamındaki projelerden birine dahil olmak için geçmiş yıllarda çeşitli projeler başvurularda bulunmuştu.
Ancak bazı AB ülkeleri (ki bunlar arasında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Yunanistan başı çekiyor) Türkiye'nin PESCO projelerine katılmasına onay vermiyor.
Bu noktada Letonya Savunma Bakanı Pabriks'e Türkiye'nin PESCO projelerine katılma konusunda destek verip vermediklerini soruyoruz ve "Türkiye'nin PESCO projelerine dahil olmasını destekleriz. Bize göre kapı tüm NATO partnerlerine açık olmalı. AB söz konusu olduğunda Letonya Türkiye'yi pek çok durumda destekliyor. AB'deki lobiniz biziz. Bu kesinlikle bizim çıkarımıza olan bir durum." cevabını alıyoruz.
AVRUPA STRATEJİK OTONOMİSİ VE TÜRKİYE
Fransa'nın başını çektiği ve Avrupa'nın gündeminde bir süredir yer alan Avrupa Stratejik Otonomisi konusu ise röportajın bir diğer bölümünü oluşturuyor. Pabriks'e 'Türkiye'nin böylesine bir konseptte yer almasını destekler misiniz?' diye soruyoruz:
Bakan Pabriks'in konuyla ilgili görüşleri ise şu şekilde: "Aslında bu stratejik otonomi konsepti konusunda benim kişisel çekincelerim var. Bunu farklı şekilde yorumlayan ve anlayan çok sayıda kişi var. Letonya'nın perspektifinden bakarsak AB'nin planlamalarında hangi tür kelimeleri kullanıldığı umurumuzda değil. Şu anda Stratejik Pusula denilen şeyden benim anladığım şey bu. Bu kelimeler samimi değil. Fakat böyle bir şey olursa ve hayata geçerse Türkiye'nin davet edilmesini de kesinlikle destekleriz.
AB içerisinde bu konuda kendimizi rehin aldığımız durumlar oluyor zira NATO'daki görüş ayrılıkları buraya da yansıyor. Bu noktada çıkarlarımız zarar görüyor. Hem NATO hem de AB'de oybirliğine ihtiyacımız oluyor. Türkiye'nin çıkarlarını anlıyoruz ve nereye kadar destekleyebilirsek bu çıkarları destekleyeceğiz."
Pabriks'e bu noktada ise Rus Dışişleri Bakanı Lavrov'un yaklaşık bir hafta önce yaptığı bir açıklamayı hatırlatıyoruz ve bu açıklamayı nasıl değerlendirdiğini soruyoruz:
Lavrov'un konu hakkındaki sözleri şöyleydi: "ABD, Avrupa'nın stratejik otonomiye sahip olmasına izin vermeyecektir."
Pabriks'in değerlendirmesi ise şöyle:
"Rusya'nın amacı Transatlantik partnerlerin arasını bozmak veya açmak. Bir açık görünce konuşuyorlar. Bence ne olursa olsun böylesine bir konseptte ABD ve Kanada asla dışlanmamalı. Bizim duruşumuz budur. Bir arada durmamız gerekiyor."