Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır'ın katıldığı programdaki açıklamalarından satır başları:
"Alper Gezeravıcı'nın ne zaman geleceği yüzde yüz kesin değil. Hedeflenen tarih 3 Şubat. 5-6 günümüz kaldı. Ama bu 4 ya da 5 Şubat'a da kalabilir. Sürekli bağlantı halindeyiz. Alper Gezeravcı ile internet üzerinden görüşüyoruz. Bir kez kendisi beni teşekkür etmek için aradı. Memnuniyeti ifade etti. Milletimizin takibinden desteğinden memnuniyetini ifade etti."
"ALPER Bey 30 BİN ADAY ARASINDAN SEÇİLDİ"
Bakan Kacır sözlerine "Alper Bey 30 bin aday arasından seçildi. Bu misyonda en büyük pay Sayın Cumhurbaşkanımızın. Sayın Cumhurbaşkanımız, 2018 yılında Türkiye uzay Ajansı'nı kurdu. Bu çalışmayı bakanlık olarak biz yürüttük. Ana misyonu Türkiye'yi uzay alanında kritik hedeflere taşımak. 3 eksende bu çalışmaları değerlendirmek mümkün. Bilimsel, stratejik ve ekonomik misyonu var bu çalışmaların, 9 farklı hedefi daha Cumhurbaşkanımız tarafından ortaya kondu. 2021 yılının başında bu dünyaya ilan edildi. 10 yıl sonra Türkiye uzay ekosisteminin önemli bir oyuncusu olacak. Hedefimiz bu. Bu, az önce ifade ettiğim 3 ana eksende de Türkiye'ye büyük hedefler getirecek. ABD'nin 3'te 2'si başta uzay hedefine itiraz etmiş. Aynı ülkenin vatandaşlarına NASA'nın kaynakları artırılsın mı diye soruldu. Bu kez de 4'te 3'ü 'NASA'nın kaynağı artırılsın' dedi. Uzaydaki tüm çalışmalar yeryüzündeki çalışmaların teknolojik altyapısını oluşturdu. Bizzat Türkiye'nin ilk astronotun uzaya gitmesiyle beraber Türkiye'nin bu konu üzerine kafa yormasından dolayı mutlu oluyorum. İnsanlık tarihini son 50 yıl diye okumaya çalışırsak, bu alandaki 2-3 ülkeyle diğer ülkeler arasındaki mesafe açık. Ama insanlık tarihini binlerce yıllık olarak bakarsak bu değişebilir. Sonuçta bu 2-3 ülke, son 60 yılın ekmeğini yiyor." diyerek devam etti.
"İHA'da iddialı bir ülke değildik. 2000'li yıllarda paradigmanın değişimini yakaladık ve böylelikle dünyanın önüne geçtik. Burada da misyonumuz bu. En önemli kazanım toplumsal kazanım. Türk gençlerinin gelecek hayallerinde oluşturduğumuz güven bu misyonun en büyük kazanımıdır. Bugüne dek 44 ülke vatandaşını uzaya göndermiş. Bir Türk vatandaşının da bu yolculuğa dahil olması başlı başına gençlerimiz ve bilim insanları için özgüven kaynağıdır. Bu misyonu eleştirenler, bizi Türkiye'den beyin göçü olmasına seyirci kalmakla da suçluyorlar. Ki bu iddia da yanlış. Bu gelişim, Türkiye'nin bilime değer verdiğinin en büyük göstergesi."
"TÜRKİYE'NİN MİLLİ KAYNAKLARLA UZAYA ULAŞMASI HAYAL DEĞİL"
"Bizim astronotumuzun, başka bir ülkenin firması tarafından geliştirilmiş olduğu roketle gerçekleştirdi. Ama bu yolculuğu turistlik yolculuk haline getirmez. Roketin kim tarafından geliştirildiğinin ne ifade ettiğine gelecek olursak da hedefimiz, Türkiye'nin milli kabiliyetler geliştirerek uzaya yetişmesi. Uzay limanı kurmak hayal değil. Türkiye'nin milli kaynaklarla uzaya ulaşması da hayal değil. ROKETSAN ve DeltaV yerli şirketimiz. Her iki şirketimiz de uzay sınırına yetişebilecek roketler geliştirmiş durumda. Bizim hedefimiz, uzaya uydu gönderebilecek teknoloji geliştirmek. Avrupa, Japonya ve Hindistan vatandaşları da kendi sistemleriyle uzaya gitmiyor. Ama buralarda bu tartışma yok. Roket geliştirmediysek uzay çalışmalarına dahil olmayalım mı? Uzay istasyonuna gelelim. ABD, Rusya, Kore, Avrupa ve Japonya buranın ortağı. 98 yılında dünya bunu yaparken Türkiye bu yola neden ortak olmadı? Bundan sonra olacak. Uzay istasyonunun da ömrü var. Katılımcı olacağız. Uluslararası işbirliğinden yanayız. Biz bu konularda iddia sahibiz. Uzay sistemleri geliştirmede adım adım ilerledik. Türkiye ilk kez uzaya ilişkin çalışmalar yapmıyor. Uyduları geliştirirken kullandığımız sistemler, uzay sistemleri ile benzer sistemler."
SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI KACIR'IN FIRLATMA ANINDAKİ HEYECANI
"2 dakikaya yakın izledik fırlatmayı. Bir gün önce bu fırlatmanın olmasını bekliyorduk. Bu fırlatmalarda bu olasılıkların olacağını biliyorduk. İptal haberi gelince, İlk olarak meteorolojik gerekçeler mi diye sorduk? Teknik konuların tamamlanması sonraki 24 saatte yetişecek bilgisini aldık. Bu bilgi üzerine pek çok olasılık zihnimizde belirdi. Çok stresli bir bekleyiş oldu. O gece sadece 2 saat yaşadım. Bunun iletişimini de yaptık. Bu erteleme ve belirsizlik işleri iyice karmaşık hale getirecek. Çıplak gözle izlemek daha etkileyiciydi. Kritik anın aşılması sonucunda böyle bir duygusal patlama oldu. En genç milletvekilimiz Rümeysa Hanım bu görüntüyü telefonla çekmiş. Onu da Meclis'ten bir temsiliyet olsun diye davet etmiştik. Eleştirenler de olmuş. 'Teknoloji Bakanı bile hayret etti' diyenler olmuş. Biz de plastik değiliz, etten kemikten insanız. "