Bakan Kacır Türkiye'nin uzay hedefini açıkladı... ''Türkiye uzay ekosisteminde önemli bir oyuncu olacak''

Katıldığı bir canlı yayın programında konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Türkiye'nin uzaydaki hedeflerini anlatırken ''''10 yıl sonra Türkiye uzay ekosisteminin önemli bir oyuncusu olacak. Hedefimiz bu'' sözlerini kullandı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır'ın katıldığı programdaki açıklamalarından satır başları:

"Alper Gezeravıcı'nın ne zaman geleceği yüzde yüz kesin değil. Hedeflenen tarih 3 Şubat. 5-6 günümüz kaldı. Ama bu 4 ya da 5 Şubat'a da kalabilir. Sürekli bağlantı halindeyiz. Alper Gezeravcı ile internet üzerinden görüşüyoruz. Bir kez kendisi beni teşekkür etmek için aradı. Memnuniyeti ifade etti. Milletimizin takibinden desteğinden memnuniyetini ifade etti."

"ALPER Bey 30 BİN ADAY ARASINDAN SEÇİLDİ"

Bakan Kacır sözlerine "Alper Bey 30 bin aday arasından seçildi. Bu misyonda en büyük pay Sayın Cumhurbaşkanımızın. Sayın Cumhurbaşkanımız, 2018 yılında Türkiye uzay Ajansı'nı kurdu. Bu çalışmayı bakanlık olarak biz yürüttük. Ana misyonu Türkiye'yi uzay alanında kritik hedeflere taşımak. 3 eksende bu çalışmaları değerlendirmek mümkün. Bilimsel, stratejik ve ekonomik misyonu var bu çalışmaların, 9 farklı hedefi daha Cumhurbaşkanımız tarafından ortaya kondu. 2021 yılının başında bu dünyaya ilan edildi. 10 yıl sonra Türkiye uzay ekosisteminin önemli bir oyuncusu olacak. Hedefimiz bu. Bu, az önce ifade ettiğim 3 ana eksende de Türkiye'ye büyük hedefler getirecek. ABD'nin 3'te 2'si başta uzay hedefine itiraz etmiş. Aynı ülkenin vatandaşlarına NASA'nın kaynakları artırılsın mı diye soruldu. Bu kez de 4'te 3'ü 'NASA'nın kaynağı artırılsın' dedi. Uzaydaki tüm çalışmalar yeryüzündeki çalışmaların teknolojik altyapısını oluşturdu. Bizzat Türkiye'nin ilk astronotun uzaya gitmesiyle beraber Türkiye'nin bu konu üzerine kafa yormasından dolayı mutlu oluyorum. İnsanlık tarihini son 50 yıl diye okumaya çalışırsak, bu alandaki 2-3 ülkeyle diğer ülkeler arasındaki mesafe açık. Ama insanlık tarihini binlerce yıllık olarak bakarsak bu değişebilir. Sonuçta bu 2-3 ülke, son 60 yılın ekmeğini yiyor." diyerek devam etti.

ALPER GEZERAVCI'NIN UZAY YOLCULUĞU GENÇLERİMİZ VE BİLİM İNSANLARI İÇİN ÖZGÜVEN KAYNAĞIDIR"

"İHA'da iddialı bir ülke değildik. 2000'li yıllarda paradigmanın değişimini yakaladık ve böylelikle dünyanın önüne geçtik. Burada da misyonumuz bu. En önemli kazanım toplumsal kazanım. Türk gençlerinin gelecek hayallerinde oluşturduğumuz güven bu misyonun en büyük kazanımıdır. Bugüne dek 44 ülke vatandaşını uzaya göndermiş. Bir Türk vatandaşının da bu yolculuğa dahil olması başlı başına gençlerimiz ve bilim insanları için özgüven kaynağıdır. Bu misyonu eleştirenler, bizi Türkiye'den beyin göçü olmasına seyirci kalmakla da suçluyorlar. Ki bu iddia da yanlış. Bu gelişim, Türkiye'nin bilime değer verdiğinin en büyük göstergesi."

"TÜRKİYE'NİN MİLLİ KAYNAKLARLA UZAYA ULAŞMASI HAYAL DEĞİL"

"Bizim astronotumuzun, başka bir ülkenin firması tarafından geliştirilmiş olduğu roketle gerçekleştirdi. Ama bu yolculuğu turistlik yolculuk haline getirmez. Roketin kim tarafından geliştirildiğinin ne ifade ettiğine gelecek olursak da hedefimiz, Türkiye'nin milli kabiliyetler geliştirerek uzaya yetişmesi. Uzay limanı kurmak hayal değil. Türkiye'nin milli kaynaklarla uzaya ulaşması da hayal değil. ROKETSAN ve DeltaV yerli şirketimiz. Her iki şirketimiz de uzay sınırına yetişebilecek roketler geliştirmiş durumda. Bizim hedefimiz, uzaya uydu gönderebilecek teknoloji geliştirmek. Avrupa, Japonya ve Hindistan vatandaşları da kendi sistemleriyle uzaya gitmiyor. Ama buralarda bu tartışma yok. Roket geliştirmediysek uzay çalışmalarına dahil olmayalım mı? Uzay istasyonuna gelelim. ABD, Rusya, Kore, Avrupa ve Japonya buranın ortağı. 98 yılında dünya bunu yaparken Türkiye bu yola neden ortak olmadı? Bundan sonra olacak. Uzay istasyonunun da ömrü var. Katılımcı olacağız. Uluslararası işbirliğinden yanayız. Biz bu konularda iddia sahibiz. Uzay sistemleri geliştirmede adım adım ilerledik. Türkiye ilk kez uzaya ilişkin çalışmalar yapmıyor. Uyduları geliştirirken kullandığımız sistemler, uzay sistemleri ile benzer sistemler."

" TÜRKİYE ARTIK ESKİ TÜRKİYE DEĞİL"

"55 milyon dolar rakamı konuşuluyor. Bu da internetteki bazı verilere dayanıyor. Biz bunu bilimsel deney olarak tanımladık. Bu istasyon bir bilim üssü. Her bir modülünde bilimsel çalışmaları yapmayı mümkün kılan altyapılar var. 13 farklı bilimsel deneyin burada gerçekleşmesi için bir anlaşma yaptık. Bu deneyleri bilim insanları hazırladı. 2022 yılının Mayıs ayında biz tüm vatandaşlarımıza çağrı yaptık. 'Türkiye bir vatandaşını uzaya gönderecek, şu şartları sağlayan bir kişi uzaya gönderilecek' dedik. Uzun bir seçim sonrası seçildi. Aksiyon Space ve NASA yetkilileriyle bu süreci yürüttük. Sonra da bilimsel çalışmalar için bir çağrı yaptık. Neden bu deneyler yapılıyor? Bunun iki sebebi var. İnsanoğlu yeryüzü dışında bir hayat var mı diye çalışma yapıyor ve mikrogravite özelliğine sahip bir ortam. Yer çekiminin mikro olduğu bir ortam. Yer çekimi insan fizyolojisini ve tüm malzemeyi etkileyen bir şey. Onun için yer çekimsiz ortamda çalışma yapmak önemli. Bu bilimsel çaba insanoğlunun bilimsel merakını tetikliyor ve başka şeyler icat ediliyor. O arayış başka neticeler de ortaya çıkarabiliyor. Biz üniversitelerimizin sürece dahil olmasını sağladık. Türkiye artık eski Türkiye değil. 255 milyar doların üzerinde ihracata yapıyoruz. Konuşulan rakamlardan daha aşağı bir rakam ödüyoruz. 1.1 milyar liralık bir yatırım projesi olarak bu gerçekleştirildi. Bir savuma sanayi platformunu ihracat ederek bu parayı kazanıyoruz. Bu kaynağı kesinlikle israf olarak görmeyin. Bizim uydu geliştirme kabiliyetimiz var. İnsan kaynağımız ve imkanımız var. Savunma sanayisinde neyi gördük? Parasını versek bile alamıyoruz. Artık böyle şeyler Türkiye'nin konusu olmamalı. SİHA'larımız var. Bütün bu savunma sanayi sistemleri ve uzay sistemleriyle desteklenerek çalışıyor. Her bir çalışmayla diğer bir çalışmamızı güçlendiriyorsunuz aslında."

SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANI KACIR'IN FIRLATMA ANINDAKİ HEYECANI

"2 dakikaya yakın izledik fırlatmayı. Bir gün önce bu fırlatmanın olmasını bekliyorduk. Bu fırlatmalarda bu olasılıkların olacağını biliyorduk. İptal haberi gelince, İlk olarak meteorolojik gerekçeler mi diye sorduk? Teknik konuların tamamlanması sonraki 24 saatte yetişecek bilgisini aldık. Bu bilgi üzerine pek çok olasılık zihnimizde belirdi. Çok stresli bir bekleyiş oldu. O gece sadece 2 saat yaşadım. Bunun iletişimini de yaptık. Bu erteleme ve belirsizlik işleri iyice karmaşık hale getirecek. Çıplak gözle izlemek daha etkileyiciydi. Kritik anın aşılması sonucunda böyle bir duygusal patlama oldu. En genç milletvekilimiz Rümeysa Hanım bu görüntüyü telefonla çekmiş. Onu da Meclis'ten bir temsiliyet olsun diye davet etmiştik. Eleştirenler de olmuş. 'Teknoloji Bakanı bile hayret etti' diyenler olmuş. Biz de plastik değiliz, etten kemikten insanız. "