Atatürk Üniversitesi Astrofizik Araştırma ve Uygulama Merkezi (ATASAM) bünyesinde hizmet verecek olan ve 2012 yılında Erzurum'daki 3170 rakımlı Konaklı Karakaya Tepeleri'nde yapımına başlanan DAG'ın tamamlanmasına yönelik çalışmalar devam ediyor. Türkiye'nin 2023 vizyon projelerinden olmasının yanı sıra Avrupa'nın ikinci büyük, Türkiye'nin ise en büyük çaplı ve ilk kırmızı ötesi teleskobuna sahip olacak gözlemevinde söz konusu teleskobun konulacağı kubbenin parçaları İtalya'da yapıldı.
Bu parçaların büyük bölümü Erzurum'a getirilerek İtalyan mühendislerce gözlemevinde monte edilmeye başlandı. Parçaların yerleştirme ve sabitlenme işlemi süren kubbe kısmındaki çalışmaların hava şartlarına göre önümüzdeki ağustos ayı içerisinde bitirilmesi planlanıyor.
Bilim insanlarının merakla beklediği projelerden olan ve 2020 yılında hizmete girmesi beklenen DAG'da orta ve alçak gerilim, radyolink, fiber hat, su depoları ve görevlilerin barınacağı yerlerin inşası da tamamlandı ATASAM Müdürü ve DAG Proje Yürütücüsü Doç. Dr. Cahit Yeşilyaprak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İtalya'dan getirilen kubbenin kurulumunun sürdüğünü belirtti.
İklim şartları dolayısıyla yılın sadece 5 ayında çalışma gerçekleştirebildiklerini dile getiren Yeşilyaprak, "Bu sene kubbeyi dışarıdan tamamen kapatacağız ve testini yapacağız. Su sızdırmazlık testi de bunun içinde." dedi.
Yeşilyaprak, İtalya'da kurulan teleskobun fabrika testlerinin yapıldığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Ağustos ya da eylül ayında ekibimiz İtalya'ya gidecek ve teleskobun son testlerini yapacağız ardından söküp peyderpey buraya getirerek önümüzdeki yıl ilkbaharda kurmaya başlayacağız. Teleskobun üzerine konulacağı kubbenin parçalarının 5'te 4'ü geldi, geri kalan kısmı da yolda, gelen ekipman lego parçaları gibi kuruluyor. Bunlar ağır tonajlı parçalar, kubbe de öyle. En az 3-4 veya 8-10 tonluk parçalar var. Bunların tamamını rüzgarsız havalarda çok fazla titreşim ve sallantı olmadan milimetrik hassasiyetle yerleştirip montajını yapmamız gerekiyor ki sonradan titreşim oluşturmasın. O yüzden uzun soluklu bir iş."
ALTYAPI ÇALIŞMALARI TAMAMLANDI
Gözlemevinde altyapı çalışmalarının asfalt yol dışında tamamlandığını bildiren Yeşilyaprak, şöyle konuştu:
"Biz 3170 metreye orta gerilim, alçak gerilim, radyolink, fiber hatları, su depolarını ve insanların barınacağı yerlerin tamamını bitirdik. Bunların çoğu ısısal hiçbir şeyden etkilenmesinler diye yerin altına gömülmüş durumda. Çünkü teleskop ışık kirliliği ve ışısal radyasyon konusunda çok hassas. Dolayısıyla teleskobu bunlardan korumak amacıyla bütün altyapıyı toprağın altına gömdük, altyapıda en büyük maliyetlerden biri de buydu."
Yeşilyaprak, kuracakları teleskobun birkaç optik özelliği dolayısıyla bilimsel anlamda diğerlerinden farklılıklarının bulunduğunu ancak sahip olduğu optik özelliklerin bir kısmının 8-10 metrelik teleskoplarla aynı olduğunu vurguladı.
Bu teleskobun farklı zaman dilimlerindeki büyük teleskoplarla olan gece gündüz farkını ortadan kaldıracağını kaydeden Yeşilyaprak, "Teleskobumuz, Türkiye'nin stratejik konumunda bu enlem ve boylamda, bu çapta büyük teleskop olmadığı için daha büyük teleskoplarla arasındaki 6-8-10-12 saatlik gece gündüz farkını ortadan kaldıracak. Bölgede kırmızı ötesine duyarlı teleskop kurmuş oluyorsunuz, bu anlamda da önemli. Dolayısıyla sadece Türkiye'nin değil, uluslararası camiada bilimsel anlamda çok büyük beklentiler olan ve biran önce ilk ışığın alınmasını beklediğimiz bir gözlemevi, altyapı kuruyoruz."
DAG'IN EN HASSAS PARÇASI "AYNA"
Yeşilyaprak, DAG'da ilk ışığı olağanüstü bir aksilik olmazsa 2020'nin ekim veya kasım aylarında almayı planladıkları bilgisini vererek, şunları kaydetti:
"Teleskobun parçalarını önümüzdeki yıl parçalar halinde ülkeye getireceğiz, bazı parçaları daha erken alabileceğiz. Burada en hassas kısım ayna, 4 metrelik tek parça bir aynamız var. Rusya'da kaplandı ve buradaki işlemlerin tamamlanmasının akabinde gelecek, en son bu parça gelecek. Aynanın gelişinde gözlemevine giden yol ile ilgili yol ile ilgili ufak tefek sorunlarımız var, bunun biran önce çözülmesi gerekiyor. Çünkü dağ yolunda aynanın titremeden, olabildiğince yavaş hızda ve hiç durmadan bir defada çıkarılması gerekiyor. Rezonansa girip de kendi kendini çatlatmasın diye. Bu nedenle altyapının yol kısmı ile ilgili çözüm arayışımız var."
(AA)