Arsenikli suya mobil çözüm

Dokuz Eylül Üniversitesi'nde geliştirilen sistemle içme suyu içindeki arsenik ve bor gibi maddelerin kimyasal madde kullanmadan arıtılması sağlandı

Dokuz Eylül Üniversitesi'nde (DEÜ) geliştirilen sistemle içme suyu içindeki arsenik ve bor gibi maddelerin kimyasal madde kullanmadan arıtılması sağlandı. Mevcut sistemlere göre çok daha düşük maliyetle çalışan sistem, büyük yerleşim alanlarının yanı sıra apartmanlarda ya da araçların arkasına kurularak mobil olarak da kullanılabilecek.    

DEÜ Elektronik Malzemeler Üretimi ve Uygulama Merkezi (EMUM) Müdürü Prof. Dr. Erdal Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü'nün suyun içindeki arsenik oranının 10 ppm'in (parts per million/milyondaki parça) üzerine çıkmasını tehlike sinyali olarak kabul ettiğini, Anadolu'da 30 bine yakın yerleşim bölgesinde arsenik oranının bu seviyenin üzerinde seyrettiğini, sorunun 2008 yılında İzmir'de yapılan ölçümlerde yüksek arsenik oranları tespit edilmesiyle gündeme geldiğini hatırlattı.

Sivas'ın Şarkışla ilçesinde yapılan testlerde arsenik oranının 292 ppm'e kadar yükseldiğinin görüldüğüne işaret eden Prof. Dr. Çelik, arsenik ve ağır metallerin arıtılmasına yönelik sistemler geliştirmek için ciddi çalışmalar yaptıklarını anlattı. 

Çalışmaları sonucu arıtma konusunda eski bir sistem olan "elektrokoagülasyon" sistemine yenilikler getirdiklerini, kimyasal kullanımını ortadan kaldırarak, elektrik akımı yoluyla ağır metallerin arıtılmasını sağladıklarını aktaran Çelik, sistem sayesinde arsenik oranını 2 ppm'e kadar düşürmeyi başardıklarını ifade etti. 

"Nehirleri, barajları da arıtabiliriz"

Akım-voltaj karakteristiğini değiştirmeye bağlı olarak çalışan sistem sayesinde arseniğin yanı sıra bor gibi maddelerin de arıtıldığına işaret eden Çelik, şu bilgileri verdi:

"Laboratuvar ortamında güzel sonuçlara ulaştık. Mesela 60 ppm veya 292 ppm olan bir suyu biz 2 ppm'in altına çekiyoruz. Tamamen akım-voltaj karakteristiğini değiştirmek suretiyle bunu gerçekleştirmiş oluyoruz. Çalışmalar devam ediyor. 6 ay ya da 1 yıl içerisinde sonuçlandırıp piyasaya sunma hedefimiz var. 

Suları temizledikten sonra yapay olarak kalitesini artırabiliyoruz. Saf su haline getirdikten sonra kalsiyum ve magnezyum yönüyle iyonik zenginleştirme yaptıktan sonra bunları şifalı sulara dönüştürebiliyoruz. Sisteme güneş enerjisini entegre edebiliyoruz. Kimyasal malzeme kullanılmamasının da etkisiyle işletme maliyetlerini en aza çekebiliyoruz. Bu sistemle Gediz Nehri'ni, barajlara sızan suları dahi arıtabiliriz. Bir aracın arkasına böyle bir sistemi kurduktan sonra arıtma işlemini mobil olarak da yapabiliriz. Örneğin sistem kurmak istemeyen bir fabrikanın topladığı suları arıtma aracı temizleyebilir."

Sistemin denenmesi için Adapazarı Belediyesi ile görüştüklerini ifade eden Çelik, sistemin apartmanlara da kurulabileceğine dikkat çekti. Maliyetinin mevcut sistemlere göre çok daha düşük olması dolayısıyla bunun tercih edileceğine inandığını dile getiren Prof. Dr. Çelik, İzmir'de arsenik arıtması için kurulan sistemin 50 milyon liraya mal olduğunu, geliştirdikleri sistemin 2-3 milyon liralık bir maliyetle aynı işlevi görebileceğini savundu. (AA)