Yılmaz Vural'dan Falcao sözleri: Tek başına maç kurtaracak kalitede değil, almaya gerek yok

Türk futbolunun en renkli teknik direktörü Yılmaz Vural, gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. AKŞAM’a konuşan tecrübeli teknik adam, Falcao’yla ilgili çok konuşulacak sözler sarf etti. Vural, Kolombiyalı golcü için “Tek başına maç kurtaracak kalitede değil” ifadelerini kullandı. İşte Yılmaz Vural gündem belirleyecek röportajının tamamı...

AKŞAMSPOR ÖZEL

İran takımları ile görüştüğünüzü açıklamıştınız. Süreç ne durumda?

“Vallahi aradılar. Kulübün eski başkanı Hüseyin Bey Almanya’ya gideceğini, dönüşte uğrayacağını söyledi. Henüz gelişme yok, bekliyoruz.”

Mustafa Denizli ile görüştünüz mü bu süreçte? Kendisinin de İran’da tecrübesi bir hayli fazla çünkü…

“Ara sıra konuşuyoruz tabi… O İran’ı çok iyi biliyor. İran’ın çalışılacak yer olduğunu düşünüyor.”

“TÜRKİYE’DE FUTBOL YENİDEN DİZAYN EDİLMELİ”

Transfer sezonunun nasıl geçtiğini düşünüyorsunuz? Bu sene bir farklılık var mı ligde?

“Her sene insanlarda bir umut oluyor. Ama lig başlıyor her zaman olduğu gibi hayal kırıklığı oluyor. Avrupa’daki liglerle kıyasladığımızda çok gerisinde kalıyoruz maalesef. Avrupa liglerinde de ilk turlarda eleniyoruz genelde. Türkiye’de futbol yeniden dizayn edilmeli…”

Peki, bu dizayn ile ilgili bir spor heyeti mi kurulmalı veya TFF’nin spor dünyasındaki tecrübeli isimlerden oluşan bir danışmanlık birimi mi olmalı?

“Federasyonlar bu durumda dışardan destek almıyorlar. Kendi yönetim kurullarında kararları alıyorlar. 33 seneden beri teknik direktörlük yapıyorum. Hiçbir federasyonun, “Ya hoca, 28 takım çalıştırdın. Doğu, güney, batı… Her yere gittin. Oralardaki alt yapı durumları nedir, yerel yerlerde sporla ilgili bakış açıları nasıl?” diye gelip soru soran görmedim. “

“TÜRK FUTBOLUNUN NEFERİYİM”

Böyle bir teklif gelseydi kabul eder miydiniz?

“Tabi ki ederdim. Biz futbolun neferiyiz. Bir adım yol alamıyoruz maalesef. Hayatım hep bizden daha iyi olan ülkelerdeki yapı ile bizim ülkemizdeki sporu karşılaştırarak geçti. “Biz neden yapamıyoruz?” sorusunu sordum.“

“DORUKHAN’I BEN ÇIKARDIM, KİMSE TEBRİK ETMİYOR”

Türk futbolu ile ilgili bir yorgunluk var mı Yılmaz Hoca’da?

“Yoo! Gayet hazırım her şeye. Yorgunluk değil ama duygusal anlamda bir kızgınlık var. Avrupa’da yarışırken neden en büyük 6. Avrupa ülkesi olmayalım sporda? Bizde potansiyel çok yüksek… Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre 7-18 yaş arasında 18-20 milyon arası çocuklarımız okula gidiyor. Bu 20 milyon gençten ne yetenekler çıkar. Futbol o kadar zor bir oyun değil. Önemli olan eğitilmek… 40’a yakın stat yapıldı. Avrupa’nın en modern statları Türkiye’de ama bakın 100 senelik kulüplerin 1 tane alt yapı sahası yok. İnsanların bunu düşünmediğini, kendi alt yapısı ile ilgili oyuncu yetiştirme gibi gayelerinin olmadığı ortaya çıkıyor. Bir Yusuf Yazıcı çıktı mesela… 16.5 milyon’a transfer oldu. Neden daha fazlaya gitmedi diye üzülüyor Trabzonlular. Türkiye’de çok ender bu rakamlara ulaşan oyuncu… Dolayısıyla çıkabiliyormuş demek ki… Trabzon’un bir köşesinde Yusuf diye bir çocuk çıkabiliyormuş. Eğer Trabzonspor’un ekonomisi rahat olsaydı bu çocuklar şans bulamayacaktı ve ömürlerini 1461 Trabzon’da oynayarak geçireceklerdi belki de… İlla ekonomimiz kötü gidince ve paraya ihtiyacımız olunca alt yapıdaki oyuncuları çıkarmaya çalışıyoruz. Eskişehirspor’a gittiğimde son 5 maçın 4’ünü kazanmasaydık küme düşecektik. 4’ünü kazandıktan sonra son maçta ben oraya gittiğim günden beri alt yapı ile ilgili her gün oyuncuları inceleyip 15 yaştan 21 yaşa kadar 30-35 kişilik ekstra bir kadro yaptım. Son maçta başkandan rica ettim. Çocukların maç başını ödeyin dedim. Sağ olsun kabul etti. Adanaspor’u yendiğimizde o çocukların ve ailelerin mutluluğu görmeğe değerdi. O takım ertesi sene yarım dönem 17 puan aldı ve bugün Eskişehirspor ligdeyse o çocukların sayesindedir. O alt yapıda Dorukhan, Mehmet, Fırat çıktı. Bir kişi de demiyor ki Yılmaz Hoca helal olsun. Bir takdirde görmüyorsunuz. Sonra da diyorsunuz ki niye alt yapıdan oyuncu çıkmıyor. Bunu yapan teknik direktörü konuşmazsan, tebrik etmezsen nasıl olacak bu iş? En az 6-7 futbolcu çıkardım oradan, üst düzey top oynuyorlar şu an. 3 maç kaybettiğinde gönderilen bir teknik direktörün böyle oyuncular çıkarmış olmasını neden konuşmuyoruz?”

“YİYECEK EKMEĞİN YOK 14 YABANCIYI NE YAPACAKSIN?”

Yusuf Yazıcı’yı konuştuk. O’nun gibi pek çok oyuncunun son dönemlerde yüksek bonservisle Avrupa’ya gittiğini görüyoruz. Bu durumun yabancı serbestliği ile bir ilgisi olduğunu düşünüyor musunuz?

“Ne alakası var? Öyle bir tartışma açılıyor ki… 14 yabancı kuralı doğru mu, yanlış mı? Ben serbest bırakılmasından yanayım ama alt yapının da kurallaştırılıp kulüplerin kendi oyuncularını kendilerinin üretmesi gerektiğini düşünüyorum. Hepsi 14 tane yabancı diyorsun. Tüm takımlar 14 yabancı kullanıyor. Yahu senin yiyecek ekmeğin yok 14 yabancıyı ne yapacaksın? Sen sonuç olarak ligde kalmak için oynuyorsun. Kendi oyuncularını oynatsana… Gün gelecek bizim gençlerimiz Türk futbolunu idare eden meslektaşlarımıza soracaklar. “Neden bizi değerlendirmediniz?” diye… Burası Avrupalı, Afrikalı ve Güney Amerikalı gençleri doyurma yeri, onları meslek sahibi yapma yeri değil ki…”

“FALCAO TEK BAŞINA MAÇ ALACAK KALİTEDE DEĞİL”

Falcao konusunda ne düşünüyorsunuz?

“Falcao hiçbir zaman tek başına maç kurtaracak kalitede değil. Bugün Messi dışında dünyada oyunu yönlendirip, kendi başına maç alan oyuncu yok. Falcao’da oyunun bir parçası olacak. Yaşı da var tabi… Galatasaray’ın ihtiyacı olduğu bir pozisyon ama 18 milyon Euro verip de Falcao’yu almaya hiç gerek yok. Avrupa şampiyonluğu getirmeyecekse Falcao böyle bir transfere gerek yok.“

Öte yandan Yılmaz Vural, oğlunu sünnet ettirdi. Tecrübeli teknik adam, oteldeki sünnet öncesi oğlunu Alaçatı sokaklarında atla dolaştırdı. O kareler sosyal medyada gündem oldu.

“0 KURUŞA DÜĞÜN YAPTIM”

Son olarak oğlunuzun sünnet düğünü çok ses getirmiş Alaçatı’da… Bugün basında da geniş yer aldı. Herkes çok merak ediyor. Yılmaz Vural ne kadar para harcadı sünnet için?

“0 kuruşa böyle bir düğün yaptığımı söyleyebilirim. Otele gittik, otelin sahipleri yakın arkadaşlarım, para almadılar. Düğünü yaparken sayın Kaymakam’a gidip izin istedim. O da, “Hocam pazar günü çok kalabalık burası, yolda yürüyemezsin” diyerek bana bir rota çizdi. Sayın Emniyet Müdürü ve Kaymakam Bey’e katkılarından ötürü teşekkür ederim. Biz insanlara geleneksel sünnet düğünlerini gösterdik. İnsanlar gelenekleri ile yaşarlar. Yollarda herkes oynadı. Bir gün önce kına yakıldı. Türk bayrağının altında oynandı. Harmandalı da oynandı. Türk çocuğunun geleneksel bir sünnetinin nasıl yapıldığını gösterdik. Halkın da tepkisi, “Artık burada kalite tamamen yerlere düştü, sen kalite kattın” oldu.”