UEFA'dan kasırga ve tsunami bekliyorum

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) eski başkanlarından Haluk Ulusoy, 'hısımım olduğu için destekledim' dediği TFF Başkanı Yıldırım Demirören'e tepki göstererek, ''Demirören'e yakıştıramadım.'' dedi.

Hakkında yazılan bir yazı için sert açıklamalarda bulunan Türkiye Futbol Federasyonu eski başkanlarından Haluk Ulusoy, Yıldırım Demirören'i de eleştirdi. Haluk Ulusoy, Yıldırım Demirören'in sahibi olduğu bir gazetede hakkında yazılan yazı dizisiyle ilgili Habertürk TV'de Faik Çetiner'in sunduğu programa telefonla bağlanarak önemli açıklamalar yaptı.

Yıldırım Demirören'in federasyonu başkanı olmadan önce kendisini arayarak destek istediğini, kendisinin de hısımı olduğu için destek verdiğini belirten Haluk Ulusoy'un açıklamarından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Aslı olmayan, karalama kampanyasıyla başlayan bir yayın olarak düşünüyorum. Bugüne kadar neredeydiler? Ben federasyon başkanlığından uzaklaşalı 5 yıl geçti. Bugüne kadar böylesine kaleme alınmayan sözler, geçmişle ilgili olan olayların gündeme gelmesi tabii ki manidar. Bunun neden olduğu belli. Ankara'daki genel kurulda benim televizyonlara yaptığım konuşmalar. Gerçekleri kamuoyuyla paylaşmak istemem. Böyle bir genel kurul olduğu takdirde Futbol Federasyonu'nu daha iyi yönetebilecek kişilerin, ben dahil olmak üzere önünün açılmasını istememden kaynaklanıyor. Ben genel kurul olduğu takdirde adayım dedim. Bu konuşmalardan sonra Vatan Gazetesi'nde böyle bir yayın yapıldı. Öncelikle Vatan Gazetesi'nin sahibi olan Yıldırım Demirören'in belden aşağı yayın yapmasına üzüldüm.

"BU SUÇLAMA ŞİKE SUÇLAMASI DEĞİLDİ"

Sizin de hak vereceğiniz gibi, Ankara'da genel kurulda benim yaptığım konuşma çok seviyeli ve düzeyli bir konuşma idi. Orada söylediğim hiçbir söylem, hakaret içermiyordu. Yıldırım başkanla hısım olduğumuz için sözlerime, konuşmama çok dikkat etmeye çalıştım. Bugün de kızarak, sinirlenerek cevap vermeyeceğim. Ama bundan sonra asılsız ve çirkin konuşma ve yayın yapılmaya devam ederse tavrım ve tarzımın bu gece gibi olmayacağının bilinmesini isterim. Öncelikle bu suçlamaya değinmek istiyorum. Bu suçlama bizim önümüze geldiğinde herhangi bir şike suçlaması değildi. Suçlamanın içinde bir yönetim kurulu üyemiz vardı ki, bu koşullar altında herhangi bir şüpheye yer verilmemesi için kurulu görevlendirmedik. Bunun yerine yönetimimizin tesiri altında kalmayacağı herkesce kabul edilecek bir kurul oluşturmayı doğru bulduk. Önce hukukçu olmasını da dikkate alarak eski başkanlardan sayın Levent Bıçakçı'ya teklif götürdüm.

"SAYIN BIÇAKÇI GÖREVİ KABUL ETMEDİ"

Hatırladığım kadarıyla yaz ayıydı, başkan vekili Kemal Kapulluoğlu'nu Bodrum'da bulunan Levent Bıçakçı'ya yolladım. Kendisine 'bu görevi kabullensin ve de Şike Tahkim Komisyonu'nun başına geçsin' dedim. Kemal Kapulluoğlu kardeşimiz Bodrum'a gider, orada Levent Bıçakçı'yla bir araya gelir ve Bıçakçı'ya bu görevi tevdi eder. Fakat Levent Bıçakçı Bey, kendisinin bu görevi kabul etmemesi üzerine yine eski başkanlarımızdan bağımsızlığından ve duruşundan hiç kimsenin tereddüt duymadığı sayın Yılmaz Tokatlı paşamıza teklif götürdük. Raporunu hazırladılar. Yönetimimiz bu rapor doğrultusunda kararını verdi. Şike Tahkim Kurulu 3 Kasım'da hazırladığı raporu yönetim kuruluna sundular. Biz de yönetim olarak kararımızı verdik. Şike Tahkim Kurulu uygun kesin delillere rastlanmadığına vardık deniyordu raporlarda. Biz de Şike Tahkim Komisyonu'nun verdiği rapora binaen kararımızı vermiş olduk.

SAYIN DEMİRÖREN'E YAKIŞTIRAMADIM

Futbol Federasyonu'nun durumu ortadıdır. Yıldırım Demirören Bey'e yakıştıramadım. Kendi gazetesinde böylesine tetikçi olarak böylesine yazı dizisi hazırlaması son derece manidardır. Haberi olmadığına inanmam mümkün değildir. Duyduğum kadarıyla da, doğru olup olmadığını bilmiyorum, değilse özür dilerim. Ama doğru olduğunu bana söyleyenler, sayın Erdoğan Demirören Bey'in talimatıyla benim üstüme böyle bir karalama kampanyasının başlatıldığını bana söylediler. 

Maalesef Türkiye'de bazı gazete patronları, Erdoğan Demirören Bey gibi kızdıkları kişiler üstünde bu kadar çirkince, hiçbir şekilde aslı astarı olmayan, hiçbir bilgiye sahip olmayan insanları karalamak için talimatlar veriliyor. Bunlar boş. Ben başkanlık döneminde 20 defa Başbakanlık Teftiş Kurulu tarafından teftiş gördüm. Hatta bazı teftiş kurulu üyeleri de 'talimatla geldik, bir şey bulmadan geri dönmeyin' diyenlere de rastladım. Bunu da yüzüme söylediler. Amma Allah'a şükürler olsun ki, 20 defa teftiş geçirmeme rağmen hakkımda en ufak kötü bir şeye rastlanmadığını raporlarına yazdılar.

GRANDFATHER'İN (DEDE) GÖĞSÜNE YATTIM

Şu anda 'Bu işi çözerim, çözerdim' desem ne kadar inandırıcı olur bilemem. Ama şu bir gerçek ki, geçmişte Türk futbolunun İsviçre olaylarında yaşamış olduğu kötü günlerde bir federasyon başkanı istifa etmişti, Levent Bıçakçı Federasyonu. Bana görevi vermişlerdi. Ben de 1,5 ay İsviçre'de FIFA'nın olduğu yerde yattım, kalktım. Büyük bir mücadele verdik ve de turnuvadan atılmış olan, hakkında karar verilmiş ama açıklanmamış olan bir Türkiye Futbol Federasyonu vardı. Benim o günlerde FIFA Başkanı Blatter'e gidip, Şenes Bey'in ve iki kişinin olduğu ve benim Blatter'in göğsüne yatıp 'Grandfather' diye yatıp konuşarak büyük mücadele vermiştim. 45 dakika sonra sayın Blatter ayağa kalktığında hepimiz ayağa kalktık ve aynen şu cümlelerle FIFA Genel Sekreteri'ne "Türkiye Futbol Federasyonu hakkında verilen kararı bir kez daha gözden geçirin" dediğine sayın Şenes Erzik de şahittir. Turnuvadan atılması gündemde olan takımı 6 maç cezaya kadar indirmiştik. Onunla da kanaat getirmedik ve cezayı 3 maça kadar indirmiştik.

EĞER BEN KONUŞMAYA BAŞLARSAM...

Ben şunu iddia edebilirim. Yıllarımı Türkiye futboluna verdim, tam 38 yıl. Bunun 16 yılı Türkiye Futbol Federasyonu. Ben tarihine ilk defa belki, araştırmadım, tırnaklarıyla kazıya kazıya her kademede görev yapıp, Federasyon Başkanlığı'na kadar gelmiş bir kardeşinizim. Ben Türk futboluna hayatımı verdim. Ben çocuklarımın büyüdüğünü, okulu bitirdiği günü görmedim. Ben çiğ yemedimki midem ağrısın. Ben ülkemin bayrağı için mücadele verdim. İşimden, eşimden, çocuklarımdan feragat ederek bu ülkede hizmet vermiş bir kardeşinizim. Benim başarılarımı konuşacağınıza asılsız dedikodular konuşuluyor. Hiçbir başarısı olmayan insanlar bu ülkede baş tacı yapıldı ama milyonları bütün dünyada sokağa döken, Haluk Ulusoy'un yapmadığı, içinde kirli işlere bulaşmadığı konuşmalar ve yazılar oluyor. Ben eğer konuşmaya başlarsam çok kişi koltuklarında oturamaz bu ülkede. Ben 5 senedir konuşmuyorum.

Çünkü Türk futbolunun hiçbir şekilde kısır çekişmelerin içinde olmasını asla istemedim. Başkanlık döneminde bana yapılan çirkinlikleri benden sonraki hiçbir federasyona yapmak istemedim. Bugün orada oturan insanlar fahri görev yapıyor, işinden, eşinden, çocuklarından feragat ederek oralarda oturuyor. Bu kadar başarılı olup da eleştiri yağmuruna tutulan herhalde ilk kişiyim. Ben hiçbir yanlışın içinde olmadım Allahıma çok şükürler olsun. Çiğ yemedim midem ağrısın. Bilerek asla hata yapmadım. Hatalarım ve yanlışlarım tabii ki olmuştur. En nihayetinde etten kemikten yapılmışız. Böylesine büyük görevlerin başında olan insanların hata yapmamaları mümkün müdür? Ama ben yine söylüyorum bilerek hata ve yanlış yapmadım. Çirkinliklerin içinde asla olmadım. Benim başarılarım ortada. Ben ülkemin insanına ne büyük güzellikler yaptığımın bilincindeyim. Benim insanım da ne büyük güzellikler yapıldığının bilincinde. 5 senedir konuşmadım ama bugün konuşmak mecburiyetinde kaldım. Hısımlığımdan dolayı destek vermek mecburiyetinde kaldığım, Ulusoy'un bir ferdi olan adam gibi adam olduğum için sayın Yıldırım Demirören'e destek verdim.

BAŞKANLIĞA ADAY DEĞİLİM AMA

Ama 1 seneden bu yana gördüm ki, Türk futbolu çok kötüye gidiyor, dünyaya rezil oldu. Türk futbola artık yerlerde sürünüyor. Artık bu noktada konuşmak mecburiyetinde kaldığım için konuştum. Benim başkanlık koltuğuna oturmam gibi arzum ve isteğim çok fazlaca yok. Eğer ülkemin futbolu için yapabileceğim bir şey varsa, kulüplerimiz isterse, ülkemiz isterse, genel kurul isterse, eski güzel günlere dönmek istenirse ben görevden kaçmam diyorum. Bana koltuk lazım değil. Ben dünya üçüncüsü başkanım. Beni kesecek olan kişi dünya ikincisi, birincisi olacak. Çünkü beni geçecek olan kişiye kadar hep ben konuşacağım.

GAZETESİNDE YAPTIRMASI AYIP

Benim ilişkim kopmadı. Çok seviyeli ve düzeyli, Türk futbolunun gelmiş olduğu noktanın kötü bir nokta olduğunu, güven tazelenmesi gerektiğini, göreve devam etmek istiyorsa bir güven alıp devam etmesi gerektiğini söyledim. Onun haricinde asla kırıcı ve kötü söz söylemedim. Yıldırım Bey kardeşim, ona destek verdim. Yıldırım Demirören Bey, Federasyon Başkanı olmak istediği zaman, Federasyon'un İstinye'deki binasına gelip aday olacağı gün saat üçe yirmi kala beni aradı. Onun yanında Samsunspor'un Başkanı Kazım Yılmaz var. Konuşmaların hepsine şahittir. Yıldırım Demirören, 'Haluk Abi, ben Federasyon Başkanı olmak istiyorum. Saat 4'de adaylığımı deklare edeceğim, bana icazet verir misin' dedi. 'Ben Federasyon Başkanı olduğum zaman benim akıl hocam sensin, güvencem sensin' diyen insan bugün beni neden karalasın ki, bunun cevabını lütfen siz verin. Ben madem kötüydüm, madem akıl hocasıydım, nasıl kötü bir insan olabilirim. Çok ayıp, kendi gazetesinde bunu yaptırması çok ayıp.

HAKEMLERE İMADA BULUNMADIM

Meyve veren ağaç taşlanırmış. Ne dosya varsa açılsın. Hiç kimse göbeğinden konuşmasın. Adam olan adam delikanlı gibi çıkar, elinde belge varsa Türk ulusunun önüne çıkar. Eğer elinde belge yoksa çamur at izi kalsın, Türkiye'de çok kişiye yapılıyor. Sizin söylediğiniz hakemlerle ilgili konuşmalar olduğunda ben canlı yayında şunları söyledim: 

"Ey sevgili hakem kardeşlerim, insansanız, ahlaklıysanız, müslümansanız, çıkın Haluk Ulusoy size bir tek gün bir şekilde en ufak bir şey ima etti mi? Allah aşkına, Allahınız varsa' diye yalvardım. Hayatımın hiçbir döneminde hiçbir hakeme hiçbir imada bulunmadım. Bülent Yavuz Türk futbol tarihinde ilk üçe girebilecek mükemmel bir MHK Başkanı ve mükemmel bir yöneticidir. Bir kere daha Türk ulusunun önünde söylemek istiyorum.

BANA GÖREV VERİLİRSE KAÇMAM

Bu görevi layıkıyla yerine getirebilecek, bütün dünya nimetlerinden vazgeçerek Federasyon Başkanlık koltuğunu kullanarak Ankara kapılarında işlerini yürütmeyi bir kenara bırakacak, gecesini gündüzünü Türk futboluna verecek olan kim varsa buyursun o yapsın, ben halimden memnunum. Benim bir işim, bir makamım var. Allahıma şükürler olsun, her türlü başarıyı, her türlü güzelliği yüce Rabbim bana verdi. Ama diyorlarsa ki, 'Haluk Başkan tecrübe, yüreğinle bu işi tekrar senin yapmanı istiyoruz' derseler ben görevden kaçmam. Ülkem için yeniden bu göreve soyunurum.

FUTBOLUMUZDA KASIRGA BEKLENİYOR

Ben Tahkim'in şu anda ne durumda olduğunu, oraya ne kadar müdahale sözkonusu olur bilemiyorum. Ama şunu yapacağımdan eminim. Bundan sonra gelecek olan kasırga ve tusunamileri önleyebilirim. Öncelikle kasırgayı UEFA'dan bekliyorum. Bundan sonra daha sakin olmaya gayret edeceğim."