Sneijder-Selçuk-Drogba-Burak ateşi

Ali Ece, Galatasaray'ın Orduspor'u 4-2 yendiği müthiş karşılaşmayı aksam.com.tr için yorumladı...

Her statta aynı tezahürat, yıllardır aynı şarkı. Türkiye’deki gerçek futbolseverlerin hepsi de haklı: Böyle hakemlerle nereye kadar ki? Uzun zamandır tek bir kritik maç yok ki o karşılaşmanın hakemi maçın önüne geçmesin.

TEKSTİLDE KUMAŞ, FUTBOLDA ZEMİN

İlk yarıda ortaya çıkan sonuçta belirleyici olan 2. unsur da uzun zamandır Galatasaray’ın iç saha maçlarındaki en zorlu rakibi olan zeminin ta kendisi. Tekstilde kumaş, lahmacunda kıyma, futbol sahasında ise önce zemin belirleyici değil mi? Sezon başında fikstür çekildiğinde Hector Cuper’e “İstanbul’daki Galatasaray maçında nasıl bir zeminde oynarsanız daha dişli bir Orduspor ortaya çıkar?” diye sorsaydık tam olarak bu zemini tarif ederdi.

TOP SNEIJDER’LA BULUŞTUKÇA

İdeal bir zeminde Sneijder’ın derinlemesine tek topları en az 2 katı etkili olurdu. Bu zemine rağmen Sneijder ne zaman topla buluştuysa Galatasaray lehine tehlikeli pozisyonlar yarattı. Ama ilk 45’te sarı-kırmızılılar aleyhine ortaya çıkan sorun Galatasaray’ın Sneijder’ı yeteri kadar topla

buluşturamamasından ortaya çıktı. Riera olmayınca savunmanın kanatlarından yeteri kadar etkili olamayan Galatasaray’da ilk yarıda Amrabat ve Hamit takımın kolektif çıkarı yerine kendilerini ispatlamak için oynarken yanlış tercihler yaptılar ve adeta “Sneijder-Selçuk-Drogba-Burak ateşi”nin üzerine su döktüler.

Muslera’nın topu hızla çıkarmaya çalışırken Selçuk’a çarparak Galatasaray ağlarına giden ilk gol % 50 şanssızlık % 50 pozisyon hatası. Ama Muslera’nın 30. dakikadaki kurtarışı da ligde çok az kalecinin yapabileceği kalibrede zor bir kurtarış.

SAHA İÇİNDE VİZYON BAŞKA BİR ŞEY

Hakem ve zemin 15 dakikalık arada değişemeyeceğine göre Galatasaray’ın acilen strateji ve oyuncuları değiştirmesi lazımdı. İlk yarıda bazı oyuncular formayı sadece giydiler, hakkını vermediler! İkinci yarının başında ise en azından topu daha çok Sneijder ve Selçuk’la buluşturmaya başlayınca işler kökünden değişti. 58’de Sneijder’ın plasesi tepeden tırnağa klas ve vizyonun harika bir senteziydi. Vizyondan kastım ne? Yıllarca bir takım uyduruk

politikacılar ve sözde futbol yönet(emey)icisinin kast ettiği plastik vizyon değil bu. Öztürkçesi “bakış açısı” olan saha içinde en doğru zamanda en doğru olanı yapmak anlamına gelen “futbol bakış açısı” asıl doğal vizyon. Sneijder fiziksel formunun zirvesinde olmasa da özel yeteneklerin tümünde

gördüğümüz gibi “Form geçici, klas kalıcı”; vizyon ise hayat veren bir futbol zenginliği…

TAM ZAMANINDA GELEN DEĞİŞİKLİKLER

68’de Drogba’nın indirdiği usta işi top da benzer klasta bir vizyonun eseri. Maçın başından beri yerden özel yeteneklerini konuşturmaya çalışan “daima genç” oynayan Drogba yerden zemine takılınca bu kez havadan fark yarattı. Golden 2 dakika önceki değişiklik de teknik heyetin skoru

değiştirmek adına yarattığı en önemli fark. Oyundan çıkan Eboue ve Hamit hem mental hem teknik hem de fiziksel açıdan şu anda Galatasaray taraftarının beklentilerinden çok uzakta performans sergilediler.

Drogba-Sneijder-Selçuk-Burak 4’lüsünün klasları Umut, Sabri’lerin mücadele, gücüyle sentezlendiği ölçüde Galatasaray daha da iyi olabilir. Ama öncelikle iç sahada en büyük rakibi olan zeminden kaynaklanan sorunları çözmesi gerek. Allah korusun sırf zemin yüzünden birçok değerli oyuncu asıl

performansını gösteremeyeceği gibi talihsiz sakatlıklar da yaşayabilirler. Kısaca Galatasaray öncelikle en büyük rakibi olan iç saha zemini sorununu yenmeli.

BARRAL VE DROGBA’YA GEÇMİŞ OLSUN!

Barral ve Drogba’ya da çok geçmiş olsun, zemini yendiler ama bu kez şanssızlık onları havadayken buldu. Ayrıca Barral ve Drogba ölçüsünde olmasa da sahadaki tüm oyunculara ayrıca geçmiş olsun: En az zemin kadar kötü bir hakem vardı. Sahiden bu hakemleri kim yetiştiriyor, kim maçlara atıyor. Sanırım sorunun cevabı maç boyunca sık sık yapılan tezahüratta gizli!

Ali ECE