Şenol Güneş: 4 aylık maaşımı TFF'ye geri verdim

TFF'nin Milli Takım Teknik Direktörlüğü için teklif yaptığı Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, Fotomaç'tan Hakkı Yalçın'ın sorularını yanıtladı.

1

Milli Takım için yapılan teklifi neden reddettiniz?

"Ben şu anda Beşiktaş Kulübü'ne aitim. Boşta olsaydım böyle bir görevi gururla kabul ederdim. Ama hem milli takım hem kulüp takımını yönetmek benim anlayışıma uygun değil."

Neden yerli bir teknik adam değil de, Lucescu tercih edildi?

"Lucescu'nun Ukrayna'daki sisteme aşina olmasının Ukrayna milli maçı için bir avantaj sağlayacağı düşünüldü herhalde. Sakladığım bir notu arşivimden çıkardım, 2004 yılı mart ayında yazmışım. Futbol Federasyonu'na "buyurun bunlar benim hak etmediğim maaşlar" deyip 4 aylık maaşını Federasyona iade eden bir Şenol Güneş'i hatırlattım. O da bana 4 aylık haksız maaş çekleriyle günahlarını ödeyeceğini zanneden ama hâlâ kendisine borcunu ödemeyen federasyon yetkilileri hatırlattı. O alacaklar hâlâ duruyor, hak etmeyenlere çuvalla dağıtanların utancı olarak."

Beşiktaş camiasının sizden beklentileri arttı. Bu sezon bunları karşılayabilecek misiniz?

"İlk geldiğimde yeni tanışmıştık neler yapabileceğimizi gösterdik. Şimdi birbirimizi daha iyi tanıdığımıza göre, karşılıklı verimi bir tık üste çıkarmak zorundayız. Taraftar, futbolcu ve yönetimiyle yeni coşku, yeni bir heyecan. "

Pepe üst düzey duruşuyla takımda nasıl bir hava yaratır?

"Futbol sadece yetenek değildir futbol, karakter sağlamlığı gerektirir. Pepe tam bir profesyonel. Çok içten çalışıyor, takımla uyumlu." 

Birden Quaresma'yı da tartıya koyma ihtiyacı hissetti. "Quaresma da uyumlu. O da çok çalışıyor ama farklı olmayı seviyor. Artistik bir tarafı var. Çocuksu duygularla hata yapıyor. Ama kendini düzelttikçe daha sevimli oluyor. 35 yaşına gelmiş bir oyuncu, bu kadar çok maç oynayıp başarılı olabilir mi? Çalışmasına hayranım."

Sanki yarasına tuz bastım da, Marcelo'nun gidişini sordum.

"Aynı mevkii için düşünelim, Marcelo'yu bırakıp Pepe'yi almayı doğru bulmam. Ama Pepe'yi aldık, Marcelo da kalsa çok iyi olacaktı. Pepe üst düzey, kariyerli bir oyuncu. Ama Marcelo benim için büyük kayıp. Şimdi Pepe'nin yanına birini bulmak zorundayız." 

Negrado tamam, Lens'in durumu netleşmedi. "Ama bana önce stoper gerekiyor. Açık ihtiyacı sonra."

Demba Ba'nın takıma dönme gerçeği mevcut mu?

"Gelirse çok faydalı olur. Onu alsam başka santrfor istemem zaten."

Burak Yılmaz'ın Beşiktaş'a gelme ihtimali vardı, bu konuda tepkiniz nasıl oldu?

"Burak bir an gündeme geldi, o bir maçta büyük tepki görmüştü. Kulüp sıcak bakmadı. Aslında Burak'ın kalitesi o değil. Burak çocuk gibi. Duygularını dışa vurur. Heyecanlıdır."

Tepki olmasa ister miydiniz Burak Yılmaz'ı?

"Burak iyi bir oyuncu. Türkiye için kaybedilmeyecek bir oyuncu." "Arda Turan olayı da öyle" dedi ve devam etti. "Çok kolay kaybediyoruz. Hatayı Arda yapıyor doğru ama bizler de yaptırıyoruz. Arda'yı tanıyorum. Arda bu pozisyona düşmemesi gereken bir oyuncu. Hele bir gazeteciyle asla. Arda herkese karşı verici bir tip görünürken o olayda öyle bir hale geldi ki her şey koptu. Milli takım hocasıyla kaptanı kendini savunma durumuna düşüyorsa, biz bittik demektir. Onları bizim savunmamız lazım savunamıyoruz. Bir gerçek var moralin bozuk da olsa ayakta kalmasını bileceksin. Şimdi biz Arda Turan'ı milli takıma almadık ve kaybettik. Arda tipinde bir oyuncu bulabilmek için 10 yıl bekleyeceğiz. Çıkar mı çıkmaz mı onu da bilmiyoruz. Bizler Burak Yılmaz'ın da Arda Turan'ın da yanlış yapmaması için neler yapmalıyız? Asıl mesele bu." Sorunları her zaman mesafe kat ederek çözümleyen birinin giyim kuşam meselesini sorun haline getiren medya sistemine dönüş yaptım.

Geçen sezon giyim tarzınız çok beğenildi. Bir teknik adam medyanın ambalaj malzemesi midir, yoksa moda meşgalesi mi?

Kendine yakışan öğretmenliği giyindi yine. "Ben kıyafetimle değer bulan bir insan değilim. Bir insan modayı takip de edebilir, etmeyebilir de. Dolayısıyla kimseyi kıyafet için eleştirmem. Değerlendirilecek konu kıyafetim ve dış görünüşüm değil, içim ve aklımdır. O konuda kimseyle yarışmam."

Sizde eskimeyen nedir?

"Vicdanım, hiç değişmedi." Hayatında başrolü eşine veriyor.

"Eşim, başlangıcından bu yana, duruşuyla, konuşmasıyla, yerinde davranışıyla, farkında olarak veya olmayarak bana hep olumlu etki yapıyor. Beni asla yormuyor." Bundan iki yıl önce bir reklam teklifi almış. İyi de para teklifi üstelik sevimli bir reklam filmi. "Aslında hiçbir mahsuru da yoktu. Şener Şen'in oynadığı bir reklamın benzeri. Çocuklar oynama dediler, kabul etmedim."

Medyanın futbolu olumlu yönlendirdiğine inanıyor musunuz?

Medyanın çok etkili ve güçlü olduğunu düşünüyorum. Ama şu anda medyadaki bazı arkadaşları yöneticilerin yönlendirerek yazı yazdırdığını düşünüyorum. Bu çok kötü ve tehlikeli bir şey. Belki ekonomik ve sosyal şartlar zorluyor ama yöneticiler açısından da iyi bir şey değil, gazeteciler açısından da."

Bir öğretmenin ekmeğini öpüp alnıma koyarım. Bir futbolcunun Ferrari'sine yumurta atarım dersem ne dersiniz?

"Sana yüzde yüz katılıyorum. Değer olarak öğretmenin yeri başka. İlk öğretmenim Yurdanur Uzman. Geçen sene evine gittik. Bütün meslekler değerli ama öğretmenler başka."

Hayat okulundan mezun olmayanların futbola verdiği zararları çocuklar tanzim ediyor dersem haksızlık etmiş olur muyum?

"Yoo etmiş olmazsın. Hayatı bilmek çok önemli çünkü. Her şeyi okuyarak öğrenmiyorsun. Öğrendiklerin de senin rehberin oluyor."

Bir teknik adamın, futbolcuların cehaletine ders kitabı olması zorunlu mudur?

"Bugünkü futbolcular benden bir şey almamalı aslında. Onların bir şeyler katmaları gerek. Onların bizlerden fazlası bile var. Kendilerini eğitmek futbolcunun asli görevidir."

Paranın tahrik edici kokusu insanlığın alın terini bastırıyor cümlesinde yanlış bir tanımlama var mıdır?

"Hayır. Para bu devirde çok şeyi bozdu. Benim değerim para odaklı değil. Değer zaten paraya çevrilir. Ama parayla değer alamazsın. Ben hakkımı alamadım ama değerimi de kimse elimden alamadı."

Hakemler futbolumuzun derin devletidir konulu kompozisyon yazsam, notum kaç olur?

"Hakemlerin değil de futbolun kendine ait bir derin devleti var. Hakemler en zayıf halka olduğu için kullanılıyor. Hakemleri bu duruma düşürenler de yöneticiler."

Bazı yorumcuların ağzını dikmek gerekiyor dersem, benimle birlikte iğneyi ipliğe geçirebilir misiniz?

"Yorumcuların yorum hakkı var. Ama hakaret hakkı yok. Kendilerine de zarar veriyorlar. Kötü niyetli olanlar var. Yöneticilerle ilişkilerinden kaynaklanan bir politika var. Adaleti orada sağlamadığın müddetçe, yapılan haksızlığa karşı bakışı değişiyor insanların."

Bizim neslin kaderi deyip sitem ettiğiniz bir gerçek var mı?

Ben asla zamana sitem etmem. Her dönemin kendine göre şartları vardır ve her şeyin olabileceğine inanırım. Çocukluğumuzdan bugüne kadar bütün sıkıntıları gördük. O gün de şikayetçi değilim, bugün de. Ben devletten şikayetçi olmam. Ben önce ülkemin iyi olmasını isterim. Çevremin, ailemin iyi olmasını isterim."

Uyuşturucu bir insanın celladını sevmesi gibi bir şey. Futbolcular böyle meselelerde neden sosyal olarak aktif değil?

"Ne yazık ki sosyal değiliz. İş yoğunluğu itibarıyla oyuncuları bu tip faaliyetlere sokmuyoruz. Bu bir hata. Uyuşturucu lise ve ortaokul düzeyine indi. Gelecek adına çok kötü bir şey. Bu konuda sosyal sorumluluk projeleri üretmekte yarar var. Çünkü futbolcular önemli etki yapabiliyorlar. Ama futbol yarışma içinde o kadar kavgaya dönüştürüldü ki, insanları bir araya getirmek zorlaştı. Trabzon'da sorunlu çocuklar vardı polisle işbirliği yapılarak birçoğu hayata kazandırıldı. Tolga Zengin de bu konuda aktif davrandı o çocuklar bambaşka çocuklar oldu.

Futbol küresel vahşetin bir parçası mı?

Evet ama ekonomik vahşetin bir parçası. Ekonomik olarak kazanmak isteyenler acımasız oluyor. Menajerler, kulüplerin yaşamları, televizyonlar. Oyuncu bence bu konuda en masum olanı."

Milli takıma seçilen futbolcuların hal ve gidişinin kesinlikle pekiyi olması gerekmiyor mu?

Milli takım oyuncusu da, teknik adamıyla ortak bir değerdir. Orası kimsenin malı da değildir. Bizim adımızı temsil edendir. Hepimizin hal ve gidişinin iyi olması moral değerini de artırır, kaliteyi de. Ülkeler arasında bizi öne çıkarır.

KOMPOZİSYON

Şenol Güneş'i efkar basınca nasıl dağıtıyor?

Ben akşamları hiç dışarı çıkmam, yemeğe bile gitmiyorum. Enteresandır son 3 yıldır televizyonda dizi izliyorum. 

Şenol Güneş'in paraşütü kimdir?

En yakın dostum Mehmet Kulaksızoğlu'dur. Kendi rahatlığım için ailem. 

En son ölü bir kalabalığa ne zaman karıştınız?

Çok zamandır karışmadım ama Beşiktaş Çarşı'ya gitmek istiyorum. Beşiktaş taraftarına Beşiktaş antrenörü olarak gitmek nasıl bir şey görmek istiyorum.

Organlarınızı bağışladınız mı?

Hayır. Yararı varsa bağışlanması gereken zamanda bağışlayabilirim ama hiç düşünmedim. 

Bulaşık makinesini en son ne zaman boşalttınız?

Benim evde işçiliğim yoktur. Ancak çay yapabilirim, bir de sahanda yumurta. 

Tek bir dilek hakkınız olsa ne dilerdiniz?

İnsanlara akıl dilerdim. Dünya iyi gitmiyor. Bu kadar vahşet olmaz. 

Dünya hızla kirlenirken birinciliği kim alır?

Dünyayı kirleten Amerika.