Şenes Erzik: ''Torba bizi kalbimizden yaraladı''

Ertuğrul Dilek'in MHK başkanlığı dönemindeki uygulamasını TFF Onursal Başkanı Şenes Erzik böyle eleştirdi: “İlk defa olan bir şey hakemleri torbaya sokmak. Ertuğrul Dilek'e nasip olan bu olay bizi kalbimizden yaraladı. Kendisine de ‘Ben bu torba işini sevmedim.' dedim. Torbaya ne attığını biz nereden biliyoruz. İnsan eli.”

AKŞAM Özel Röportaj / Engin VEREL

Ertuğrul Dilek’in Akşam’a yaptığı açıklamalardan rahatsız olan dönemin TFF Başkanı Şenes Erzik gelişmeleri yazarımız ve Türkiye Futbol Vakfı Başkanı Engin Verel’e şöyle anlattı: “Adnan Sezgin genel sekreterdi. Bana telefon etti Londra’dayken. Dedi ki ‘Başkanım çok hoşuna gitmeyecek bir haber vereceğim size. Şöyle bir durum var. Beşiktaş-Trabzon maçı var. Cumhurbaşkanlığı Kupası. Siz de Yeşilköy’e gelip, Atatürk Havalimanı’nda bir konuşma yapacaksınız. Öyle bir hazırlık var. Fakat buraya geldiğinizde size iyi bir haber veremeyeceğim’ dedi.

TEAMÜLLERE AYKIRI DAVRANILMIŞ

Çünkü teamüller gereği Cumhurbaşkanlığı Kupası maçının hakemini MHK teklif eder ve başkanın onayını alır. Geleneksel olarak böyle. İlk defa o zaman olacak bir şey değil. Maalesef üzülerek söylüyorum. Bir de diğer konu var. İlk defa olan bir şey, hakemleri torbaya sokmak. Ertuğrul Dilek’e nasip olan bu olay bizi kalbimizden yaraladı. Çünkü o zamanlar gayet faal bir Mehmet Ali Yılmaz vardı. Bakan olarak bize Türk futboluna çok büyük katkıları oldu o sıralar. Özerkliğe geçişte çok büyük rol oynadı. Oylamalar, seçimler dahil. Hakikaten ağırlığını koydu. Ama o seçimler geçtikten sonra da MHK’nın başkanı olarak Ertuğrul Dilek atandı. Deneyimli hakemlerimizden biri. Bu kapasitesi olan, ileri görüşlü bir insan.

BU EŞİ BENZERİ GÖRÜLMEMİŞ BİR OLAY

Bir torba işi çıktı. Hakemlerden kimse memnun değil diye bir karar alındı. Biraz da üst kademe işi oldu. Bizim haberimiz yokken kurulan bu torba işi oylarıyla beraber geleneksel olmadığı halde, Avrupa’nın hiçbir ülkesinde olmadığı halde birden bire ortaya çıktı. Birkaç hafta bununla meşgul olundu. Ben de itiraz edip hiçbir şekilde bunu kabul etmediğim için; çok fazla kenarından, köşesinden telkinde bulunmadım. Bir tek şey söyledim, ‘Bu torbayı ben kabul etmiyorum. Yönetimim de kabul etmiyor.’ Eşi benzeri görülmemiş bir şey. Hal böyle olunca hem de böyle bir maça rastladı. Ben başkanını tanırım. Böyle bir karar alınca ben bunu kabullenmeyeceğim deyip, geldim.

BANA SORULMADAN İŞ YAPILMIŞ

Atatürk Havalimanı’nda toplantıyı yaptıktan sonra. Galatasaray’la Avrupa’da neler kazandığımızı anlattım ve uçağa binip gittim. Ankara’ya gittiğimde o zamanlar devrin bakanları Mehmet Ali Bey, Cavit Çağlar, Yaşar Topçu bakanlar, sporla ilgisi olan arkadaşlar bir yerde yemek yiyorlar, beni de bekliyorlar. Oraya gittik, ben sayın bakanımızdan bir görüş istedim bir konu hakkında. Baş başa oturduk konuşmaya başladık. Dedim ki ‘Sayın bakan bizde bir teamül var. Cumhurbaşkanlığı maçına gelecek hakemi MHK teklif eder fakat federasyon başkanının da görüşü alınır. Bundan vazgeçilmez ve nedense bana sorulmadan böyle bir iş yapılmış.

SADIK DEDA DEĞİL AHMET ÇAKAR

‘İhsan Türe veya bir başkası. Böyle olması benim tarafımdan kabullenilmiyor. Çünkü ben bu seçmeyi yaparken, bize verilen listede 10 tane hakem, aldığı notlar itibariyle sıralanmış. O sıralamaya çok önem veriyorum’ dedim. ‘Bir değerlendirme yaptım Ahmet Çakar çıktı. Bu sıralamada İhsan Türe çıkmıyor. Beşinci sırada mı neydi. Bir de bu torba işini sevmedim’ dedim. Benim özellikle istediğim sizin bir müdahaleniz olduysa, zor durumda kalacaksınız. ‘Hayır benim öyle bir teklifim olmadı’ dedi. ‘İyi o zaman bana izin verin, ben bunu Ahmet Çakar olarak (Ertuğrul Dilek hakemin Sadık Deda olduğunu söylüyor) değiştireceğim’ dedim. ‘Peki’ dedi. Olay bu.

GÖRÜNCE ŞAŞIRDIM YAKIŞTIRAMADIM

Sonra ikinci hoşuma gitmeyen şey sayın hocamızın beyanatı. Bu kadar deneyimli ve saygı duyduğum bir hocadır. Görünce çok şaşırdım. Hiç yakıştıramamanın yanında, bizim temasımız var, merhabamız var. Beraber yemek yiyoruz. Çok şaşırdım. Öyle bir laf etmiş ki… Böyle bir şey var mı? Torbaya ne attığını biz nereden biliyoruz. İnsan eli! Torbayla hakem atanır mı? Çok şaşırdım, çok üzüldüm. Onun namına çok üzüldüm. Böyle bir şey olmaz yahu. Adnan Sezgin’i de aradım, buldum. Sağ olsun ‘Sadık Deda neden çıktı?’ demeden, ‘Ahmet Çakar’ dedi. İsim önemli değil. Yapılan yanlış. Torbaya hakem atılır mı yahu. Bugünkü nesillere söylesen kimse inanmaz. Böyle bir şey olur mu derler. Ben de anlayamadım. Adnan Sezgin de hepsini nokta virgül hatırlıyor. Ben aradım sizi diyor.”

İSTİFA ETMEDİ, BIRAKTIRDIM

Erzik,“Biz ‘Dön’ demişiz, dönmemiş. ‘İstifa ettim’ diyor. ‘Öyle olursa, böyle olur dedim’ diyor. Öyle değil ki olay. ‘İstifa ederseniz sevinirim. Ben görevden almış olmayayım’ dedim” diyor.

Şenes Erzik’in Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığı döneminde MHK başkanlığı yapan Ertuğrul Dilek, Akşam’a verdiği söyleşide, Trabzonspor ile Beşiktaş arasında oynanan Cumhurbaşkanlığı Kupası maçına oy çokluğu ile İhsan Türe’yi atadıklarını, ancak Başkan Şenes Erzik’in hakemi değiştirip, Sadık Deda’yı ataması üzerine istifa ettiğini açıkladı. Erzik’in kendisini telefonla arayıp istifadan vazgeçirmeye çalışmasına rağmen geri adım atmadığını belirtti. Dönemin TFF Başkanı Erzik ise cevap hakkını kullanmak istediğini belirterek, Akşam’a şu açıklamayı yaptı: “İstifa ettiğini söylüyor. ‘Öyle olursa böyle olur dedim ve istifa ettim’ diyor. Öyle değil ki olay. Ben dedim ki ‘İstifa ederseniz sevinirim. Ben görevden almış olmayayım.’ İstifa etmek zorunda kaldılar. Bu kadar basit. Beraber çalışmamız mümkün değildi. Onun niyeti vardı ama tabii federasyon heyeti her şeyin üstünde. Sorumluluk bizde.”

TARİHİ BİR ZİYARETTİ

Erzik o dönem Londra’ya yaptığı ziyareti şöyle hatırlattı: “12 yeni devlet ve federasyon ortaya çıkmıştı. Komiteler kurulmuştu. Bunlardan biri de müsabakalar komitesiydi. Bir kat sayı meselesi ortaya çıktı. Yeniden yapılandırma gerekiyordu. Son 5 yılın kat sayısını alarak düzenlemeler yaptık. Böyle olunca aşağıdan yukarıya çıkması gereken takımlar arasına Galatasaray da girdi. Hepimiz Türk olarak sevindik. Çünkü o kat sayılar bütün takımlarımıza yarıyordu.”

PSİKOLOJİ ÇOK ÖNEMLİ

Erzik: “Yalnız futbol değil ki, yalnız spor değil ki. Evde oturuyoruz. Bu olağan bir durum değil ki. İnan bana futbolcuların psikolojisi daha önemli. Buradan ekmek parası kazandıkları için. Çok zor bir durum yaşıyoruz. Hiç hazırlık yok. Hazırlığı olamaz. Bu bilinmeyen bir şey bizim yaşımızdaki insanlar için.”

CAN-CİĞER OLALIM

Erzik: “Bu virüs yüzünden sarılmak, öpüşmek, zor, olmaz ama mecazi anlamda diyorum ki birbirimizin dostu olalım. Canı ciğeri olalım, arkadaşı olalım. Akıllı olalım, akılcı olalım ve birbirimize çok ihtiyacımız olduğunu hiç aklımızdan çıkarmayalım. Kavga değil, barış zamanı. Bize ders olsun ama hiç unutmayalım bugün çektiğimiz sıkıntıları daha da çekeceğimiz sıkıntıları, ben bütün paydaşları ve insanlık alemini bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum.”

HEP PARA PARA

Erzik: “Şampiyonlar Ligi’ni kurduk. O zamandan beri kulüplerin hep baskısı altında olduk. Hep para para para… Başka bir şey yok. Onun için futbolun gelişimini de geride bıraktık. Öncelik vermemeye başladık. Alt yapılardan, üst kaynaklardan bahsettik.”

KÜSECEK ZAMAN DEĞİL

Şenes Erzik: “Herkes birbiriyle anlaşmak zorunda. Futbol dünyası el ele vermek ve birbiriyle anlaşmak zorunda. Bu girdaptan başka türlü kurtulamaz insan. Çünkü paydaşların hepsi zarara uğruyor. Paraları verenler, paraları alanlar, aracılık edenler, yayın hakları, kulüplere paylarını önerenler, sponsorlar. Herkes zarar görüyor. İşin esası olan, olmazsa olmazı olan futbolcular. Herkes zarar görüyor. Onun için bir ortak paydada buluşmak lazım. Bunun için de FIFA ve UEFA elinden geleni yapıyor. Bu kimseyi küstürecek bir zaman değil. Önce sağlığı düşüneceğiz, sonra diğer şeyleri.”

‘İNŞALLAH’ DİYORUZ

Erzik: “Bugünkü ortamda ve bize ulaşan bilgilere göre şu anda oynamak mümkün değil. Moral bozmak istemiyorum ama ne zaman olacağı da belli değil. Haziran, temmuz, ağustos gibi laflar ediyoruz ama inşallah diyoruz. Yani bu mikrop ortadan kaldırılmadığı takdirde hiçbir şey eskisi gibi olmaz.”