Turnuvaların ilk maçları her zaman zordur. Genel olarak basketbol camiasının deyimiyle “Savunma ağırlıklı” oyuncularla maça başladık. İlk amaç sayı yememek olunca uzunca bir süre sayı atamadık. Rakibimiz ilk çeyrekte çok fazla top kaybı yaptığından dolayı fark periyot boyunca makul sayıda kaldı. İlk çeyrekte takımımız 8 sayıda kalınca Koç Ergin Ataman, bence elindeki en büyük koz olan Emir’i 4 numara pozisyonunda başlatarak skor bulmayı amaçladı.
Periyot başında başarılı oldu ama Yeni Zelanda hemen buna önlem olarak Emir’in tuttuğu adamı post-up yaptırarak savunmamızın dengesini bozmaya çalıştı. Karşılıklı sayılarla geçen periyot sonunda devreyi 10 sayı geride kapadık.
İkinci çeyrekte hücum durgunluğunu üzerinden atan millilerimiz üçüncü çeyrekte üst üste bulduğu sayılarla farkı kapatmaya başladı. İyi hücum ettikçe iyi savunma yapan millilerimiz öne geçti. Fakat rotasyon yapmadan oynadığımız 3. çeyreğin sonunda yorulan millilerimize hakemin iki hatası da eklenince bu çeyreği de geride kapattık.
Ender’in gereksiz yere aldığı teknik faul ile son çeyreğe iki atışla başlayan Yeni Zelanda üst üste bulduğu sayılarla farkı tekrar 10 sayıya çıkardı. Oğuz’un oyuna girmesiyle pota altını iyi kullanan millilerimiz son 3 dakikaya beraberlikle girdi. Geriden gelmenin avantajıyla iyi savunma yapan millilerimiz hem maçı kazandı hem de turnuvaya galibiyetle başlamış oldu.
Savunmacı beşle başladığımız ilk çeyrekte 8 sayı bulan takımımız diğer periyotlarda normal oyununa dönünce her periyodu 20 sayının üzerinde skor bularak kapattı. Bu tip turnuvalarda ilk maçın zor olacağı bilindiğinden maça tecrübeli ve topu potaya atabilecek oyuncularla başlanması gerekir diye düşünüyorum. İlk çeyrek haricinde Ergin Ataman’ın oyunu iyi yönetmesiyle beraber oyuncularımızın hiçbir zaman maçı bırakmaması ve savaşması sonucunda zor da olsa maçı kazanmayı bildik. Turnuvaya galibiyetle başlamak önemliydi, takımımız bunu başardı. Tebrik ediyoruz.