Nedim Murat Gür
Kahvaltı için büyük ve pahalı bir şarküteriden yaptığın küçücük alışverişi kredi kartıyla ödeme cesaretidir. Kasadakilerin küçümseyici bakışlarından gözlerini kaçırmamak, yüzünü ve başını dik tutarak dükkandan emin adımlarla çıkmaktır.
Yakın mesafe taksiye binip, ön koltuğa rahatça kurulmak ve sesin hiç titremeden ineceğini söyleyip, verdiğin beş liranın para üstünü almak için elini uzatmaktır.
Uyanır uyanmaz arayan ve günün programını geceden yapan nişanlına, hiç bahane düşünmeden bugün görüşemeyiz diyebilmektir.
Sağ şeridi kapatan dolmuşa kızmadan devam edebilmek, arabanın kornasını enstruman gibi kullanabilmektir.
Kaç zamandır yüzüne bile bakmadığın eski bir arkadaşla karşılaşınca, her şey geçmişte kaldı naber selamı vermektir.
Hiç söylemediğin kadar şarkı söylemek, hiçtanımadığın insanlarla kolkola girmektir.
Yürümekten yorulmamak, metroda sıkışmamak, sırtında soğuyan terden, hastalanmaktan korkmamaktır. Saçını başını düşünmemek, üstünü başını düzeltmemek, pantolonun arkasından çıkan gömleği içine sokmamaktır.
Bitmemiş işleri umursamamak, bir kadeh bile içmeden sıkıntıların ağırlığından kurtulmaktır.
Çocuğunla ya da babanla aynı fikirde olmanın havalı sevincidir.
En iyi arkadaşlarını mesajla kızdırmak, açılmayan telefonların neden açılmadığını çok iyi bilmektir.
Haklı çıkmakla ilgilidir.
Doğru tercihler yapmış olmanın gururuyla doludur.
Zamanın boşa geçmediğinin ispatıdır.
Kendine güvenme halidir.
Güzelliğin renkleri vardır; o renkler elindeki bayraktır. Zaferde payın vardır; o pay üstündeki formandır. Elinde dalgalanan bayrağın, bütün dertleri küçük tozlar gibi üfleyen rüzgarı vardır.
Şampiyonluk tatlı ve hafif bir rüzgardır. Kutlu olsun…