Goal.com
13.11.1999 İrlanda Cumhuriyeti 1-1 Türkiye
1996'da tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası'nda boy gösteren Türkiye, hem turnuvada kalıcı olmak, hem de bu kez gruplarda daha iyi bir performans göstererek bir adım ileri gitmek istiyordu.
Almanya, Finlandiya, Kuzey İrlanda ve Moldova ie birlikte yer aldığı grubu ikinci bitirip playoff bileti alan Ay Yıldızlılar'ın aşması gereken engel ise İrlanda Cumhuriyeti'ydi. Futbolda çıkış yapan ülkelerden biri olan İrlanda Cumhuriyeti, Roy Keane ve Robbie Keane gibi Premier Lig'de top koşturan önemli yıldızlara sahipti.
İlk maçta Robbie Keane'in golüyle geri düşen Türkiye, buna rağmen 83'te penaltıdan skoru eşitleyerek yurda avantajlı bir skorla dönmüştü.
17.11.1999 Türkiye 0-0 İrlanda Cumhuriyeti
A Milliler rövanşta rakibin golcülerine dur demeyi başarmış, Rüştü'nün kurtarışlarıyla yıldızlaştığı maç golsüz sonuçlanınca turnuva biletini alan taraf Türkiye olmuştu. Kazanılan başarı kadar, o dönemde Milli Takım'ı çalıştıran Mustafa Denizli'nin maç sonrasında yaptığı, "İrlanda'yı yendik ama önemli olan içimizdeki İrlandalıları yenmek" açıklaması da konuşulmuştu.
10.11.2001 Avusturya 0-1 Türkiye
Çeyrek finalle sonuçlanan Euro 2000 macerası çıtanın bir kez daha yükselmesini sağladı. Bu kez hedef, sadece bir kez, o da 1954 yılında katılabildiğimiz Dünya Kupası'nda boy göstermekti.
İskeletini 2000 yılında UEFA Kupası'nı kazanan Galatasaray kadrosunun oluşturduğu Milli Takım, eleme grubunda ikinci sırayı alarak işini bir kez daha playoff'a bıraktı. Dünya Kupası bileti için Avusturya'yla karşılaşan Türkiye, deplasmandaki ilk maçı Okan Buruk'un golüyle 1-0 kazanmayı başardı.
14.11.2001 Türkiye 5-0 Avusturya
Rövanşta ise adeta fırtına gibi esen bir Milli Takım vardı. Avusturya karşısında alınan 5-0'lık galibiyet, Dünya Kupası'nda olacakların habercisi gibiydi. Şenol Güneş yönetiminde Güney Kore ve Japonya'da düzenlenen kupanın yolunu tutan Milliler, uzakdoğudan dünya üçüncülüğüyle dönerek milyonlara milli takımlar seviyesinde elde ettiğimiz en büyük başarının gururunu yaşattı.
15.11.2003 Letonya 1-0 Türkiye
Dünya Kupası'nın ardından artık Türkiye'nin elit futbol ülkeleri arasına girmeye yaklaştığına ve uluslararası turnuvaların demirbaşlarından birine dönüşeceğine dair bir inanç oluşmuştu.
Bu kez İngiltere'nin ardında kalan Türkiye, artık alışılageldiği üzere eleme grubunu ikinci sırada tamamlayarak playoff'taki rakibini beklemeye başladı. Diğer grupların ikincileri arasında Letonya, nispeten daha düşük profilli bir takım olmasıyla dikkati çekiyordu.
Kura öncesinde gazetelerde atılan 'Çek bir Letonya' manşetleri gerçeğe dönüştü ve Türkiye'nin rakibi Letonya oldu. Ancak Milliler, Riga'dan 1-0'lık şok bir yenilgiyle döndü.
19.11.2003 Türkiye 2-2 Letonya
Türkiye'nin ilk maçın şaşkınlığını üzerinden atıp Euro 2004 biletini alması bekleniyordu. 64 dakika sonunda tabelada yazan 2-0'lık Türkiye üstünlüğü de buna işaret ediyordu. Fakat kara talih henüz son sözünü söylememişti. 66 ve 78'de gelen gollere engel olamayan Ay Yıldızlılar'ın kupa şansı, İnönü Stadı'nın çimleri arasında kaybolup gitti.
12.11.2005 İsviçre 2-0 Türkiye
Türkiye, bir sonraki turnuva olan 2006 Dünya Kupası'nın elemelerine, Euro 2004 başarısızlığının bir kaza olduğunu kanıtlama amacıyla girdi. Üstelik turnuva, gurbetçilerin desteğiyle tüm maçları evimizdeymiş gibi oynayacağımız Almanya'da düzenlenecekti.
Eleme grubunda Ukrayna'nın ardından ikinci sırayı alan (ne sürpriz ama!) Türkiye'yi playoff'ta İsviçre gibi zorlu bir rakip bekliyordu. Deplasmandaki ilk maçta alınan 2-0'lık yenilgi görevin zorluğunu gözler önüne seren cinstendi.
16.11.2005 Türkiye 4-2 İsviçre
Yine de rövanşa umutlu çıktık. Henüz ikinci dakikada yenen gole rağmen pes etmeyen Milli Takım, soyunma odasına 2-1 önde girmeyi başardı. İkinci yarının başında gelen golle skor 3-1'e gelmişti, kupa için artık sadece bir gole ihtiyacımız vardı. Ancak beklenen gol bir türlü gelmedi. 84'te Streller'in attığı gol kapıyı kapatmıştı. Tuncay'ın 89'daki golü ise sonucu belirlemekten öteye gitmedi.
Maçın ardından iki takım oyuncuları ve teknik heyeti arasında yaşanan kavga, Türk futbol tarihinin utanç tablolarından biri olarak kayıtlara geçti. Maç öncesinde tırmandırılan gerilim ve pompalanan milli duygularla maça bir futbol müsabakasının ötesinde yüklenen anlam, kötü sonucun ardından bu felakete zemin hazırlamıştı.
11.11.2011 Türkiye 0-3 Hırvatistan
Euro 2008'in mucize takımı Türkiye'nin, Polonya ve Ukrayna ev sahipliğinde düzenlenecek 2012 edisyonunda da kendine yer bulmak için zorlu bir eleme grubundan sıyrılması gerekiyordu. Almanya'nın açık ara lider bitirdiği grupta, Belçika ve Avusturya gibi dişli rakipleri geride bırakan Türkiye ikinci olarak playoff'a kaldı.
Ancak playoff'ta Milliler'i bir kez daha hüsran bekliyordu. Hırvatistan'la Türkiye'de oynanan ilk maçta alınan 3-0'lık yenilgi rövanş öncesinde umutları neredeyse sıfırlamıştı.
15.11.2011 Hırvatistan 0-0 Türkiye
İkinci maçtan gol sesi çıkmayınca Türkiye üst üste üçüncü playoff macerasından da eli boş ayrılmış oldu. Playoff'ta Türkiye'yi saf dışı bırakan Hırvatistan, İspanya ve İtalya'yla birlikte yer aldığı grupta üçüncülükte kalarak turnuvaya erken veda etti. Bize ise, "acaba orada olsaydık, bir mucizeye daha imza atabilir miydik?" düşüncesiyle televizyon ekranına bakmak kaldı.