'Para, bahis ve şikeye gidiyor'

Türk futbolunun duayeni Şenes Erzik’ten önemli tespitler: “Futbol artık sanayi oldu ve bunu Türkiye yeni keşfetmeye başladı. Futboldan kazanılan paranın gücü futbolun geleceğine değil, illegal bahis ve şike gibi kural ve ahlâk dışı yerlere harcanmaya başlandı.”

ÖZEL RÖPORTAJ | ENGİN VEREL

TÜRKİYE Futbol Vakfı’nın yayınladığı Stadyum dergisine konuşan TFF’nin Onursal Başkanı Şenes Erzik, Türk futbolunun geleceği için önemli tavsiyelerde bulundu: Futbol artık sanayi oldu ve bunu yeni keşfetmeye başladı Türkiye. Federasyonun önünde gerçekten zor günler var. Futbol artık yalnızca spor olmaktan çıktı; öyle bir aşamaya geldi ki milyar dolarlar hakim olmaya başladı. Futbol artık sanayi oldu ve bunu yeni keşfetmeye başladı Türkiye. Gerek ülkemizde gerekse bütün dünyada futbolun gücü parayla ölçülmeye başlandı. Futboldan kazanılan paranın gücü maalesef futbolun geleceği için yatırım yapmak yerine “illegal bahis” ve “şike” gibi kural dışı yerlere harcanıyor.

HEM ÜRETİP HEM DE SATMALI

Bugünlerde dünü daha çok arıyoruz. O halde futboldan sağlanan gelirlerin önemli bir kısmını tesisleşme ve öz kaynak yatırımlarına, takımlarımızın, gençlerin eğitimine yatırmak lazım. Üretici siz olacaksınız, üretim olmadan finansal olarak da düzelme beklemeyin. Alt yapı dediğimiz öz kaynağımıza değer vermedikçe bu iş olmaz. Bu yalnızca Altınordu’nun işi değil. Avrupa’ya baktığınızda bu konuda en önemli adımları atmış kulüp Benfica. 350 milyon Euro kazanmış bir yılda. Hem yetiştiriyor hem aynı gençlerle şampiyon oluyor ve satıyor. Bir bakıyorsun Joao Felix gibi 126 milyonluk bir genci yetiştiriyor.

FİNANSAL UÇURUMA GİDİYORUZ

Kulüplerimizin de altyapıdan gençleri çıkarması şart. Yoksa zaten finansal olarak uçuruma doğru gidiyoruz. Şimdi takımlarımızın borçlarına bakıyoruz. Kimler var? Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzon. Toplamda 4 kulübün 10 milyarlık borcundan bahsediyoruz. Bu sıralamada öz kaynaktan faydalanan bir tek Trabzonspor var. O da son yıllarda altyapıdan gençlere forma vermeye başladı. bence yabancı sayısı hiç önemli değil. Önemli olan yaş ve özkaynaklarımızdan futbolcu yetiştirmek. Üretmek, üretmek ve üretmek. Tek çözüm bu. “Başkan’ın işi zor” dediğim konu bu. Ama Türkiye Futbol Federasyonu’nun yönetimine futbolcuları almış ki bu çok önemli. Selim Soydan, Hamit Altıntop isimleri çok önemli.

Uyum VAR’sa adalet var

Erzik: Maçın hakemi ile VAR hakemi birbirleriyle çok iyi anlaşabilen iki hakem olmalıdır.  Ulusal liglerdeki hakemler futbolcuların ve yöneticilerin davranışlarından çok etkileniyor

TFF Onursal Başkanı Şenes Erzik yeni sezon öncesi VAR sistemi hakkındaki görüşlerini 4 madde halinde sıraladı:

1- Uluslararası maçlarda görev alan hakemlerin hemen hepsi daha başarılı. Mental olarak daha hazırlar.

2- Ulusal liglerde yer alan hakemler, gerek futbolcuların ve yöneticilerin gerekse seyircilerin davranışlarından çok etkilenmekte. Bu stresi yükseltiyor.

ANLAŞMAZLIKLAR OLDU

3-Ligimizde ve diğer ulusal liglerde yoğun hafta sonu maçları sırasında “Maçın Hakemleri” ile “VAR Hakemleri” arasında, özellikle penaltı kararlarında sonucu etkileyecek büyük anlaşmazlıklar olmuştur. Bu da sonuca tesir eder.

4-Yardımcı hakemlerin ofsayt kararları konusunda daha rahat oldukları gözlemleniyor. Çoğunlukla da VAR kararları ile uyumlu oldukları gözlemleniyor. Maçın hakemi ile VAR hakemi birbirleriyle çok iyi anlaşabilen iki hakem olmalıdır.

NİHAT BEY’E İTİRAZ EDİLMEZ

ERZİK: Nihat Bey gerek geçmişi, gerek günümüzdeki duruşuyla kimsenin itiraz edeceği bir isim değildir. Ancak TFF Yönetimi bir ‘Takım Oyunu’dur. Ve hatta ‘A Takımı’ oyunudur! Tek başına yapılabilecek işler değildir. Benim göreve geldiğim zamanı hatırlarsan arkamdaki ekip çok önemli isimlerdi. Sayın Turgut Özal’a gidişimiz, özerk federasyona geçişimiz ve UEFA ve FIFA ’da önemli görevlere gelişimiz tesadüf değildir. Onun için arkada her zaman liyakat sahibi bir ekibin olmalıdır. Nihat Bey saygılı ve saygın bir kişiliktir. Nihat Bey’in kulüp avantajı çok.

BİR FENERBAHÇE’DE BİR DORTMUND’DA

Erzik: Ne mutlu Fenerbahçe’yi yönetenlere ki taraftar hep arkalarında oldu. Her şeye rağmen stadı doldurdu. Ben bu durumu bir Fenerbahçe’de bir de Dortmund’da gördüm.

ERZİK geçen sezon ligde sıkıntılı günler geçiren F.Bahçe’yle ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: O zor ortamda mali yönden çok kötü bir bilanço ortaya çıkınca bunun üstesinden gelmek; hem UEFA kriterlerini sağlayıp hem de yarışmaya devam etmek çok zor. Düşüş yalnızca maddi açıdan olmuyor, manevi açıdan da oluyor. Güven kaybı yaşadı Fenerbahçe. Ne mutlu Fenerbahçe Kulübü’nü yönetenlere ki taraftar hep arkalarında oldu. Her şeye rağmen stadı doldurdu. Ben böyle bir durumu yalnızca Dortmund ve Fenerbahçe’de gördüm. Benzeri bir durum Almanya’da yaşanmıştı. Hiç unutmam Borussia Dortmund olayını; UEFA Kupası Finali’ne 2001 yılında Dortmund şehri ev sahipliği yapacak! Dortmund’da kupa teslim töreni var. UEFA Kupası’nı kulüp başkanı ve belediye başkanına teslim ediyoruz.

KÜME DÜŞERKEN 80 BİN

Fatih, G.Saray adına kupayı bana veriyor. O yıl kümede kalmaya uğraşan bir takım ve 80 bin kişilik müthiş bir taraftar desteği var. Küme düşmeye yaklaşan Dortmund örneğinden sonra ilk kez Fenerbahçe’de böyle bir taraftar gördük…

FIFA ESKİYE DÖNÜYOR

ERZİK: FIFA’nın bazı hazırlıkları var. Infantino’dan öğrendiğime göre yine eski sisteme dönüp üst liglerde içerde yaptığın transferleri bile FIFA’ya federasyonun aracılığıyla bildireceksin. Büyük paralara transfer ettiğin bir futbolcu sakatlandığı anda yarışmada tökezlersin.

ÇİM SAHALAR OLMALI!

ERZİK: İnanılmaz statlar yapıldı. Ama bu statların etrafında gençlerin oynayacağı sahalar yapılamadı. Gençlerin oynayacağı çim saha sayısı az. Biz mahalle futbolunu yok ettik. Eskiden bütün futbolcular mahalle arasında oynar, oradan yazlık takımlara, mahallenin amatör kulüplerine geçerdi.