'BURAK YILMAZ'IN PENALTISI VERİLMEDİ'
Maçın geneline bakınca "Yazık oldu" diyebilmek zor. Ama Burak Yılmaz'ın penaltısının verilmemesine bal gibi "Yazık oldu" denir. 2-0'lık ilk yarı sonrası 3-5-2 (5-3-2) versiyonuyla G.Saray hızlı geri dönüş sendromunu bitirdi belki ama bu taktik "acil durum"lar içindir. Maçın başında böyle bir versiyon olmaz. Ancak Drogba, Burak, Sneijder üçlüsünün Şampiyonlar Ligi ayarında "üçü bir arada" olmayacağını gösterdi.
SNEİJDER 'ÇENGELKÖY TOPÇUSU' HAVASINDAYDI
Sahaya bakınca "futbolcu kalitesi farklı" demek sadece malumun ilanı. Asıl mesele, bu tarz maçlarda daha kalitesiz takımların ekstra oyunlarıdır. Maçı kurtaracak olan bu hareketi kimsede göremedik. Drogba, Burak vasatın altında kaldı. Sneijder bırakın vasatı, "Çengelköy topçusu" havasındaydı. Mahalle maçına gelmiş, vurdumduymaz bir "ağır abi" durumu gördük.
'3-0'I NASIL İZAH EDEBİLİRSİNİZ Kİ'
Kişilikli futbol güzel, korkmadan oynamak güzel. Ama ya skor! 3-0'ı nasıl izah edebilirsiniz ki! Dünyanın en hızlı kontraatak takımı karşısında "yumuşak forvet-yumuşak orta saha" ile ne elde edebilirsiniz... Varane diye bir stoperi arkaya koymuş Mourinho, Xabi Alonso'yu önüne kilitlemiş, Mesut dağıtıyor, Ronaldo ve Di Maria da cezayı kesiyor. Tüm taktiği bu olan bir Real Madrid'e karşı "tutukluluk" yapmak biraz ağır skoru getirdi.
'FATİH TERİM'İN TAKTİĞİ TUTMADI'
Aslında G.Saray korkmadan oynarken hızlı ataklardan korktu ve korktuğu da başına geldi. Bu da bireysel hataları arttırdı. İlk golde Mesut Özil'in 3 kişiyi öldüren pası, ikinci golde Semih Kaya'nın ıskası, üçüncü de sahipsiz kalan Real santforu, garip haller yarattı.
Fatih Terim'in "masa başı" taktiği tutmadı. Engin Baytar, Emre Çolak hareket getirir miydi bilinmez ama Terim'in güvendiği dağlara taş yağdı. Sonuç da rövanş için telafisi mümkün olmayan bir skor doğru. TT Arena antrenman maçı öncesi söylenecek çok şey yok. G.Saray'a çeyrek final heyecanı yaşattığı için teşekkür etmek lazım.