Koronavirüs pandemisi sonrası oluşan yeni futbol ortamı başta olmak üzere bir çok konuya değinen Ayan'ın açıklamaları şu şekilde;
"Neler değişmeyecek diye sormak lazım aslında. Çünkü nelerin değişeceğini hiç kimse bilmiyor. Yani öyle bir durumdayız ki soru nelerin değişeceği değil acaba neler sabit kalacak? Çünkü onun cevabı çok daha az olacak. Çünkü burada bir tahminde bulunmak ya da analiz yapmak, öngörü yapmak mümkün değil.
Yani şu anda kulüpleri takip eden gazeteci, muhabir arkadaşlarımız bile yeteri kadar bilgi sahibi olamadıkları, onların bile oyuncu ve takım performanslarını yeterince göremedikleri bir ortamda olduğumuzu varsayıyorum.
Hiç kimsenin doğru düzgün bir bilgiye, dataya erişemediği ve kimsenin oynanacak oyun, takım performansı, manevi motivasyon, psikolojik hal gibi konuları doğru dürüst değerlendiremeyeceği bir yerdeyiz. Yani şarkıda olduğu gibi aslında herkes, 'olmaktan korktuğu yerde.’
"BUNDESLIGA İLE BİZ KENDİMİZİ KIYASLAYAMAYIZ"
Türkiye’de maçların 12 Haziranda başlamasının kriteri kıyaslaması Bundesliga oldu ama Bundesliga ile biz kendimizi kıyaslayamayız. Bu Bundesliga ve Türkiye’yi kıyaslamak, Türkiye ve Almanya insanlarının disiplinini kıyaslamak olur.
Bu da değil Türkiye, dünyanın herhangi bir yerinde Almanya insanı disiplini ya da Almanya’da oynayan, iş yapan futbol insanlarının disiplini başka birileri ile hiçbir şekilde kıyaslayamayız. Dolayısıyla Bundesliga’da başladı diye başladık başımızın üzerine ama Bundesliga’daki gibi umarım kurallara uygun bir şekilde devam edebilir.
'ŞİMDİ SÖZ FUTBOL BİLGİLERİNİ KONUŞTURAN ANTRENÖRLERDE'
Özet bir şey söylemek istiyorum. Türkiye’deki teknik direktör kalitelerini ortaya çıkartabilecek bir karar. Çünkü 5 oyucu değişikliği artık sizin herhangi bir şekilde kadro derinliği olan takımlar için söylüyorum, mazeretin arkasında sığınamayacağınız, oyunu ve oyuncu değiştirme konusunda herhangi bir mazeretinizin olamayacağı, teknik direktörlük yetilerinizin sahada ne kadar olacağına dair size kıyas ve kıstas imkanı sağlıyor. Son derece doğrudur. İyi ki de vardır. Gelecekte de olacaktır. Ama şimdi söz futbol umurlarını, futbol bilgilerini konuşturacak antrenörlerde."
Skorer'den Nergis Aşkın'a konuşan Ayan, gelmesi gündemde olan Rezerv Lig uygulamasına da değindi, "İlk planda ben de dahil herkesin Rezerv Lig ile ilgili ilk bakışı çok olumlu ve ne güzel bir oyuncu yetişecek, yetişen oyuncular pişecek, sakatlıktan dönen oyuncular U21 gibi sıkışmış bir alanın dışında çok daha rahat oynama imkanı bulacak. Alt ligler neşelenecek, alt liglere Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor rezerv takımlarını koyacak, dünyada güzel örnekleri var türünde pek çok olumlu düşünceye sahiptim ancak sektör profesyonelleri ile konuştuğumuz zaman, 2. 3. Ligler kurucu başkanı sevgili Cengiz Günaydın başta olmak üzere, bu insanların hiçbir tanesi Rezerv Lig’in yararlı olacağına inanmıyor.
Birkaç kulübün yöneticileri ile konuştuğumda, onlar da Rezerv Lig’in beklenen katkıyı sağlayamayacağını düşünüyor. Ayrıca Rezerv Lig bizim için bence de çok güzel, romantik, keyifli ancak Rezerv Lig takımının da maliyeti koronavirüs pandemisi sonrasında herkes için ciddi bir problem oluşturacaktır. Herkes Rezerv Lig’in maliyetine de bakmak zorunda kalacağı bir talep olarak görüyor bence Rezerv Lig’i.
'AVCI'YI KABUL ETTİRMEK ZOR OLABİLİR'
Abdullah hoca, o teknik direktörlük birikimi, yaşam deneyimi hepsi tabii ki yeterlidir. Ama öyle kötü bir Beşiktaş deneyimi oldu ki, Abdullah hocamızın tribünlere kabul ettirmek zor olabilir. Çünkü Fenerbahçe’nin ya da büyük takımların tribüne adam kabul ettirme merkezleri olduğu için kendi ekonomik ya da futbol doğrularından ziyade tribünlerin nasıl adam kabul edeceğine hatta sosyal medyanın buna ne reaksiyon vereceğine bakıyorlar.
Ancak Abdullah Avcı sonuna kadar Fenerbahçe’yi çalıştırmaya mezun, yetkili bir adamdır. Buna hiçbir kuşku yoktur. Fenerbahçe tribünü, Beşiktaş’ta hemen taze bir başarısızlık etiketi olan bir hocayı nasıl kabul edecektir bunun soru işareti bende var. Yoksa Abdullah hoca Fenerbahçe’yi çalıştırabilecek kapasitede, kalibrede ve de çokta futbolda aktif olup bu işe kafa yoran adamlardan bir tanesidir belki de birincisidir bence.
Tabii, Abdullah hoca sürekli şununla yaşayacak bunu da yapamazsam Türkiye’de büyük takım işi bitti bende. Bu yola Beşiktaş’la bir kredi ile başlamış olsa belki geçmişte, gelecekte Mustafa Denizli gibi 3 büyük takım çalıştırabilecek bir gücü cebine koyabilirdi bu krediyi. Ben Abdullah Avcı’nın Fenerbahçe’yi yönetebilecek bir hoca olduğunu ama Fenerbahçe kulübünün ne kadar onu kabul edip etmeyeceğini düşünüyorum açıkçası.
'FATİH TERİM OKULU...'
İsim hiç önemli değil. Tıpkı Hasan Şaş’ın yapamadığı gibi, tıpkı Ümit Davala’nın kısmen yapabildiği gibi, tıpkı Levent Şahin’in net bir şekilde yaptığı gibi. Bakın kimse kimseye hayatta bir şey öğretmez. Hiç kimse hele hele medyada, futbolda hiç kimse kimseye bir şey öğretmez. Yani Fatih Terim eğer Elmander’i , Riera’yi ya da Sneijder’i her kimi alacaksa Rieara demeli ki Fatih Terim benim hocam değil okulumdur.
Elmander demeli ki Fatih Terim benim hocam değil okulumdur. Karakterler aktörler böyle bakarsa mesela Piontek asla Fatih Terim’in hocası olmamıştır ama Piontek Fatih Terim’in okulu olmuştur. Hayata ve olaylara böyle bakarsak çok daha rahat ederiz.
O yüzden kim olacağından ziyade hangi tedrisata kedini hazırlayıp girmesi gerektiğini kafasında süzen ve o tedrisata kendini hazırlayan insanların Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ya da herhangi bir yerde, ya da okulda hoca insanlara çok doğru bir şey öğretmeyebilir. Hocanın da yanlışı olur. Fakat siz gidip okulda doğru eğitim alabilirsiniz.
'ARDA GALATASARAY'A...'
'Arda Turan Süper Lig'de bir takım bulacaksa Galatasaray en yakın.
'CAS KARARI, TRABZONSPOR'U REZİL DE EDEBİLİR VEZİR DE'
Trabzon’un şampiyon olma ihtimali zaten lider bir takımdan bahsediyoruz. İstanbul’da bir Galatasaray mücadelesi var. O maçta puan kaybetmediği takdirde Galatasaray’a en azından 6 yada 4 puan avantaj sağlamış olacak ama bu son olay Trabzonsporlu oyuncuların psikolojisini bozmuş olabilir. CAS kararı Trabzonspor’u şampiyon yapabilir ama olumsuz bir karar çıksa bile oyuncular yine kulübün geleceği için, kendi gelecekleri için gene apoletleri için yani şampiyonlar ligine gidemeseler de şampiyonluğu isteyeceklerdir.
Trabzonspor en güçlü adaylardan bir tanesi. Yani şampiyon olmanın önünde hiçbir engel yok. Bir Şampiyonlar Ligi'ne gidemezsin kararı… O yüzden Trabzonsporlu oyuncular şampiyon olmak isteyeceklerdir. Tabii ki moralleri bozulmuştur ama şampiyonluk başka bir şeydir. Türkiye’de şampiyonlukta da para kazanıyorsunuz aynı zamanda. Şampiyonlar ligine gidemesen de ligde şampiyonluk bit taçtır. Trabzonspor çok iddialı.
"BEŞİKTAŞ'IN TERİM'İ OLUR"
Kulübün içinde şu bilgileri biliyorum, duymuyorum yani biliyorum. 2020-21 sezonunda 40 milyon euro olan maaş paketini bütün oyuncular dahil 20 milyon euroya düşürmek istiyorlar. Yine biliyorum ki Sergen hocanın da haklı olarak talepleri var. Belki ortalık bu kadar toz pembeyken bunu söylemek biraz tepki çekebilir ama bu sene Sergen hocamızın yani 2020-21 senesinden bahsediyorum, teknik direktörlük maharetini kısıtlı imkanlarla nasıl yemek yapabileceğini göstermesi gereken bir geçiş süresi, senesi.
Futbol o kadar değişken ki, Türkiye’de biz ne insanlar gördük camiaların sembolleriydi ve ıslıklandılar, bazen yuhalandılar. Dolayısıyla bunların hepsini üst üste koyunca saha sonuçları gelmediği takdirde Sergen hoca değil Mourinho’yu getirseniz işi zor. Ama bu sene Sergen hocanın eşiği atlama senesi. Eğer Beşiktaş yönetimi istediği gibi bir takım kurar ve Sergen hoca da başarılı olursa zaten Galatasaray’ın Fatih Terim’de olduğu gibi, Sergen hoca Beşiktaş’ın Fatih Terim’i olur.”