AKŞAM SPOR
KENAN KARCI
Riyad'daki 'süper kupa krizi'nin hem perde arkası ortaya çıkıyor hem de yapılan açıklamalar ve 'açıklamamalar' sayesinde durum netleşiyor. Benim edindiğim bilgiler de, son 3 gündür yayınlanan ve yalanlanmayan 'kumpas' iddialarını esas olarak doğrular nitelikte. Olay akışıyla birlikte özetliyorum:
F.Bahçe Başkanı Ali Koç, Riyad'a hazırlıklı gitti. Atatürk fotoğrafının bulunduğu tişörtleri ve pankartı da beraberinde götürdü. A takımının yanında, o sırada kampta bulunan U19 takımı da Riyad kafilesine eklendi. U19 takımının maça götürülmesinin 3 sebebi olabilir:
1 Fenerbahçe'nin bazı oyuncularının maç protokolünde yazan "UEFA ve FIFA kuralları dışına çıkmayız" deme ihtimaline karşılık, onların yerini genç oyuncularla doldurmak...
2 Galatasaray'ın "Biz oynayacağız" şeklinde diretmesi halinde sahaya U19 takımıyla çıkıp, G.Saray'ı kamuoyu önünde zor durumda bırakmak...
3 Veya gerçekten gençler derbi deneyimi edinsin, o atmosferi yaşasın diye.
Buna karşılık G.Saray cephesinde neler oldu? F.Bahçe'nin hazırlıklı geldiğini gören G.Saray yönetimi şaşırdı. "F.Bahçe Atatürk'le ilgili hassasiyet gösterisi yaparken biz onlara ayak uyduramazsak Türkiye kamuoyunda zor durumda kalırız" telaşı başladı. Hatta Ali Koç toplantıya gelmeden önce G.Saray Başkanı Dursun Özbek, "O hazırlıklı gelmiş. Benim bir hazırlığım yok. Benim de hazırlık yapmam lazım" diye çaresizliğini ifade ediyor. Bunun üzerine, Cuma günü Arabistan'da tatil olmasına ve dükkanlar kapalı olmasına rağmen tişört ve pankart yaptırmak için tekstilci arıyorlar. G. Saray heyeti, maça çıkmama ihtimalini düşünmüyor; tam tersine maça kısa 3 saatten az bir süre kala resmi X hesabından, "Aslan çölde... 100. Yıl formasıyla maça çıkıyoruz" temalı 3 paylaşım yapıyor. Bu, onların maça çıkma kararlılığını gösteriyor. Buna karşılık, maç saati yaklaşırken Fenerbahçe'nin sitesinden veya resmi hesaplarından herhangi bir paylaşım yok.
Peki Riyad'taki JW Marriott Hotel'de bu sırada neler oluyor? Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi ve G.Saray Başkanı Dursun Özbek, 16:30 gibi 4'üncü katta toplantıda. FB Başkanı Ali Koç ise 17:15 gibi toplantıya katıldı. Kapıda kendisini karşılaşan gazetecilerin sorularına, "Çağırdılar geldik, bakalım ne diyecekler" şeklinde bir cevap vererek içeri girdi. Gazeteciler bu açıklamayı, "Bakalım beni nasıl ikna edecekler" diye yorumladı. Toplantı tam 6 saat sürdü. Bu sırada 'toplantıdan sızan bilgiler' iddiasıyla sosyal medyaya yayılan bilgiler, daha sonra gerçek çıkmadı. Ancak o sırada hem Riyad'da sahada hem de Türkiye'de yayıldı, herkes gerildi. Özbek ve Koç, otelin fuayesine çıkarak baş başa görüştü, ancak o diyalogdan da uzlaşma çıkmadı. İstanbul'a dönüşte konuştuğum, toplantıda olup bitenlere aşina bir kaynağım, FB taraftar hesabı görünümlü hesaplardan yapılan, "Atatürk'le ilgili materyallerin izin verilmediği, İstiklal Marşı'nın engellendiği, Atatürk'ün pazarlık konusu yapıldığı, TFF Başkanı Büyükekşi'nin istifa ettiği" temalı paylaşımlara dikkat çekti.
Toplantı bittikten sonra ne TFF ne de iki kulüp başkanı açıklama yapmadı. Maçın ertelenmesine dair karar ve Suudi makamlarına teşekkür edilen açıklama ise daha sonra yapıldı.
Fenerbahçe'nin açıklaması ise cuma günkü maçtan iki gün sonra 31 Aralık 2023 Pazar günü saat 18:07'de yapıldı. Açıklamada, krizle ilgili olarak, "Aksaklıklar, sadece iki kulübün taleplerinin kabul edilmemesinden ibaret değildir" denildi. Bu ifade GS Başkanı Özbek'in de 'maça çıkmama' kararına ortak olduğu vurgulandı. Ancak G.Saray kulübünden herhangi bir açıklama yapılmadı.
Gelişmeleri de yakından takip eden kaynaklarıma göre, olayın özeti şu: FB Başkanı Ali Koç, S.Arabistan'la yapılan sözleşmede olmayan 'Atatürk tişörtü'nü GS heyetinin bilgisi olmadan yanında götürerek, talepte bulundu. Buna hazırlıklı olmayan GS Başkanı Özbek, Atatürk konusunda geride kalmamak için Koç'un dümen suyuna girdi. Krizle karşı karşıya kalan TFF Başkanı Büyükekşi, ne Koç'u ikna edebildi ne de krizi yönetebildi, o da Koç'un girişiminin altında kaldı.
Bu aşamada, maç için Riyad'a gelen ve yurt dışında milyar dolarlık projeler yürüten iş insanlarıyla görüşmelerimi yazdığım önceki yazımı da hatırlatmam gerekir. İş insanları, yaşanan bu krizin, hem Türkiye'de yaklaşan yerel seçimlere yönelik futbol taraftarını muhalefetin yanına çekmek hem de yeni normalleşmeye başlayan Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri ile ilişkileri baltalamaya yönelik olduğuna dair yorumlara destek veriyorlar. Türkiye'ye dönünce karşılaştığımız, Ali Koç'un muhalefete top kaldırmak için bu krizi ürettiği yolundaki yorumlara bu yüzden çok şaşırmadım. Ayrıca yine hatırlatmam gerekir; Türk futbolunda son bir aydır yaşananlara bakınca, hakem Halil Umut Meler'e atılan yumruk, İstanbulspor'un maçtan çekilmesi ve oynanmayan Süper Kupa finali... Riyad'da, TFF Başkanı Büyükekşi'ye, "Olayların art arda gelmesi tesadüf mü?" diye sorulduğunda, "Geldi mi getirildi mi" cevabını vermişti. Sürüklenmenin tarifi gibi duruyor...
TFF'nin, olaydan 4 gün sonra, dün yaptığı açıklamada, sadece "İlgili müsabaka FIFA Statüsü gereğince, FIFA Uluslararası Maçların Düzenlenmesine Dair Talimata tabidir. Uluslararası maçlarda olması gereken tüm gereklilikler ve prosedürler bu maç için de aynen geçerlidir" demekle yetinmesi de bunun göstergesi. 'Prosedüre aykırı davranan kim' sorusuna hiç kimse cevap vermedi. Ne maçın anlaşmasını ve organizasyonunu yapan TFF'den ne 'kumpas'tan sorumlu tutulan FB Başkanı'ndan ne de ayaklarını ona uyduran GS Başkanı'ndan...