Türkiye’de atçılığın bir numaralı kupası olan ve 1927’den aralıksız olarak gerçekleştirilen Gazi Koşusu’nun 92.’si 1 Temmuz’da saat 17.15’te İstanbul Veliefendi Hipodromu’nda koşuldu. 2018 yılının şampiyon tayı 2400 metrelik çim pistte yapılacak nefes kesen yarışın ardından belli oldu. Üçü dişi olmak üzere Türkiye’nin en iyi 21 tayının mücadele edeceği dev yarışta birincilik ikramiyesi 1.650.000 TL olarak belirlendi. 92. Gazi Koşusu'nda kazanan, Ahmet Çelik'in jokeyliğini yaptığı Hep Beraber oldu. Ahmet Çelik, üst üste 4. kez Gazi Koşusu'nda zafere ulaştı.
GAZİ KOŞUSUNU KİM KAZANDI?
Kazanan isim Ahmet Çelik oldu.
Türkiye’de atçılığın bir numaralı kupası olan ve 1927’den aralıksız olarak gerçekleştirilen Gazi Koşusu’nun 92.’si 1 Temmuz’da saat 17.15’te İstanbul Veliefendi Hipodromu’nda koşulacak. 2018 yılının şampiyon tayı 2400 metrelik çim pistte yapılacak nefes kesen yarışın ardından belli olacak. Üçü dişi olmak üzere Türkiye’nin en iyi 21 tayının mücadele edeceği dev yarışta birincilik ikramiyesi 1.650.000 TL olarak belirlendi. Gazi Koşusu’nu geçen yıl Oğuz Yalçın’ın tayı Piano Sonata, Ahmet Çelik jokeyliğinde kazanmıştı.
Koşuda ikinciye 660.000 TL, üçüncüye 330.000 TL, dördüncü olacak safkana da 165.000 TL ikramiye ödenecek. Böylece ilk dörde girecek safkanların kazanacağı toplam ikramiye 2.805.000 TL olacak. Yetiştiricilik primi olarak ise toplamda 701.250 TL dağıtılacak. 92. Gazi Koşusu'nu kazanacak safkanın sahibi, birincilik ikramiyesi ve kaydiye ücretleriyle birlikte toplam 3.523.350 TL'nin sahibi olacak. Kazanan safkanın sahibinin, aynı zamanda tayın yetiştiricisi de olması halinde; 412.500 TL yetiştiricilik primi ile kazanacağı toplam ikramiye tutarı 2.935.850 TL’ye ulaşacak.
AHMET ÇELİK KİMDİR?
1987 Şanlıurfa Suruç doğumluyum. 9 kardeşli bir ailenin bireyi olarak, eğitimime çok fazla devam edemediğimden, Ortaöğretim’den mezun oldum. 2001 yılında ağabeyim, at sahibi Mehmet Çelik’in de ısrarı üzerine Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezi’ne kaydoldum ve 2003 yılında mezun olarak 2004 yılında profesyonel olarak at binmeye başladım.
Yetenek iyi at üzerinde belli olur…
Mezun olduktan sonra aslında zor günler geçirdim. Ankara’da ilk yılımda istediğimi bulamadım ve sadece 1 yarış kazandım. Bu sebepten kendimi geliştirmek adına Şanlıurfa’da at binmeye başladım. Şanlıurfa’nın benim için iyi geçtiğini söyleyebilirim. Sonra tekrar Adana ve Ankara’ya dönerek at binmeye başladım ve rahmetli Antrenör Mahmut Doğan’ın da desteği ile onun antrene ettiği atlara binmeye başladım. Yeteneğim farkına varıldı ve iyi atlar teklif edilmeye başlandı. Zaten jokeylerin yeteneği ancak iyi ata binince belli olur.
“Hayatım", Hayatım’ı değiştirdi…
Sonra yolumuz bildiğiniz üzere “Hayatım” isimli Arap atı ile kesişti. Hayatım çok iyi ve karakterli bir attı. Benim hayatımı bu atın değiştirdiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Beni bugünlere getiren at “Hayatım"dır.
Geçmiş Gazi Koşuları…
Her Gazi’de bir takım şanssızlıklar yaşadım. Bu kez bu şanssızlıkları yaşamamak için çok dikkatli davranmak istiyordum. Bu yıl, Kısrak Koşusu’nda Amarelise’nin öncesinde arızalanması, National’ın da ilgililerinin Sait Akson’u pas geçmesi, bende yine bir karamsarlığa sebep oldu ama, eğer bunlardan biriyle yarış koşsaydım belki Renk’e hiç binemeyecektim. Aslında her sene iyi atlar bana denk geliyordu. İlk Gazi’mde Smerç ile üçüncülük yaptıktan sonra, bir yıl sonra yanlış tercih yaparak Gazi üçüncüsü Little Gangster’e binmeyerek, yerine Lady Force isimli ata binerek aslında tercih hatası yaptım. Bir sonraki yıl ise hepinizin bildiği Matador Yaşar olayı vardı. Daha hayatının ikinci yarışında ben bu atı ekibime söyleyerek, bu atı kapalım demiştim. Teklifimizi götürdük kabul görmedi ama içimde hep bir umut vardı. Sonrasında bana şans geldi ve Sait Akson da dahil olmak üzere iki yarış kazandım. Gazi’yi de kazanacağıma çok emindim ama Gazi’ye 9 gün kala 10 gün ceza alarak bu atı da kaçırdım.
Kuloğlu ile Renk’den daha kolay bir Gazi kazanabilirdim…
Geçtiğimiz yıl, Blaze To Win ve Kuloğlu isimli atların Halis Ağabey’de olduğunu bildiğimden ve Halis Ağabey’in de ikisi arasında bir tercih yapacağını düşündüğümden hep bekledim. Nitekim Halis Ağabey tercihini Blaze To Win’den yana kullandı ve Kuloğlu bana kaldı. Ben Kuloğlu’na inanılmaz güveniyordum. Kesinlikle kazanacağıma inanıyordum. Ama bu atın özellikle ilk virajlarda sıkıntı yaşadığını görmüştüm. Bu kez olacağını, çok iyi durumda olduğunu bildiğimden Gazi Koşusu neredeyse avuçlarımın içindeydi. Fakat istemediğim oldu ve Kuloğlu ilk 400’de saptı. Maalesef şanssızlık yakamı yine bırakmadı.
Renk, Sait Akson Koşusu’nu koşsaydı Gazi’yi kazanamazdı
Renk’i İstanbul'da ki yarışında start gerisinde gördüğümde çok zayıf olduğunu farkettim. İlgilileri ile iletişimde olduğumdan bu atın kilo aldırılması gerektiğini ve dinlendirilmesi gerektiğini söyledim. Ekibi de doğru bir karar alarak atlarını Sait Akson’a yazmadılar.
Ve “Renk"
"Renk" sürekli takip ettiğim bir At’tı. Aslında aklımda Gazi için Şahinoğlu vardı ama o da çim de tutunamayınca, arayış içine girdim. Önce Ersözlü ile Mehmet Akif Ersoy için anlaştık. Atı biliyordum. Bazı eksikleri vardı ama iyi bir at olabileceğini düşünüyordum. Renk de Halis Ağabey ile devam ettiği için aslında bu at ile ilgili pek bir ümidim kalmamıştı. Sonra ne olduysa, Halis Ağabey Oğlum Berat’ı Mehmet Akif Ersoy Koşusu’nda tercih edince, Renk’in teklifi bana geldi. Mutluydum ama Ersözlü’ye söz vermiştim. Bu tip koşularda söz verildiği zaman geri dönüş olamaz. Ata Özcan bindi ve Mehmet Akif Ersoy Koşusu’nu kazandı. Ardından ümidimin kalmadığı bir anda, Gazi için koşuşturmaların yapıldığı bir zamanda, Özcan’ın Wolfs Revenge, Halis Ağabey’in de Oğlum Berat’a bineceğini öğrenince, bana da Renk ve My Başkan’ın teklifleri geldi. Bende kararımı Renk’ten yana vermiş oldum.
Gazi’yi derbi gibi değil, normal yarışmış gibi koşmalısınız. Böylece daha az hata yaparsınız.
Daha start kurasında şans bizimleydi. 3 – 7 arasında bir start istedim 6 start oldu. Yarışta 5-6 gitsem iyi olur diye düşünürken 5’incilikte gittim. Tempo ağır olsun istemiştim o da gerçekleşti. Sanki her şey benim kazanmam için gerçekleşiyordu. Gazi’yi Gazi gibi değil, normal yarışmış gibi binmelisiniz. Böylece daha az hata yaparsınız. Zaten yarış esnasında, son 1000 metre içerisinde kazanacağımı anladım. Bu iş bitecek dedim. Atı da çok fazla üzmeden düzlük üzeri tempomuzu arttırarak sonuca ulaştık.