Nasıl besleniyorsak, öyle transfer yapıyoruz, abur cubur. E kadrolar şişiyor tabi.Sonra bir bakıyoruz, kanatlar ağırlaşmış yürümüyor. Defansın beli kalınlaşmış, dönemiyor. Forvete kan gitmiyor, orta sahanın nefesi yetmiyor. Velhasıl aynalar yalan söylemez; fıstık gibi takım gitmiş, elimizde bu hantal yağ tulumu kalmış. Bize acilen önce detoks sonra da sıkı bir diyet lazım.
NEDİM MURAT GÜR
İşte sezon sonu hallerimiz genellikle bundan ibarettir.
Allahtan, kutsal yeni sezon her seferinde ve tam zamanında imdadımıza yetişir.
Sezon başı transfer listeleri, tıpkı diyet listeleri gibi, forma girmenin sırlarıyla doludur.
Çok özel yetenekler keşfedilir. Her yeni transfer mucize bir besindir adeta. Biz bir avuç keten tohumundan ne bekliyorsak, taraftar da her transferden aynı şeyi bekler. Dinamik, hırslı, çok koşan, çok basan bir takım olalım. Bir adam gelsin bütün hayatımızı ve hatta makus talihimizi değiştirsin. Bir avuç keten tohumundan ne büyük bir beklenti…
Keten tohumuyla kalmıyor tabi, bunun çörek otu var, yaban mersini var, Queresma’sı, Stoch’u, Krasiç’i var. Herkes büyük balığın peşinde ama ne yapalım Drogba’dan bir tane var.
Yine de umut kesilmez. Her transfer döneminde yöneticiler menajer kumpasında, taraftarlar da gazetelerin satır aralarında keşfe çıkar. Bir de kadınlar için alışveriş bağımlısı derler, inanmayın. Alışveriş toplumsal bir meseledir. Alışveriş tercihleri toplumların iştahını gösterir. Eksik olmasın bizimki biraz maymun iştahlıdır.
Biz nasıl alışveriş yapıyorsak, öyle transfer yapıyoruz, iftar öncesi açlığıyla. Yerliler ucuz, yabancılar sınırsız olsun, hepsinden alalım, hepsinden bulunsun. Ekmeğin üzerine el basarak yemin eden ve dünyanın ekmeğini israf eden aklı karışık bir ülkeyiz. Yanlış transferler de üç maç sonra, çöpe atılan ekmekler gibi değersizleşecek ama olsun.
Aman yabancı sınırlanmasın, aman taraftar sinirlenmesin. Kombine almaya, forma almaya devam etsinler, hep destek, tam destek olsunlar, aman bu sene idare etsinler. Olmazsa, seneye gerekirse bütün takımı değiştiririz.
Ne bütün takımlar, ne de tek tek insanlar, mucize transferlerin, mucize besinlerin, ya da herhangi bir mucizenin peşinde koşmamalı. Gerçek mucizelerin özelliği budur zaten, gelir bizi bulur.
En iyi diyet ve en iyi transfer; tertemiz bir havada şöyle geniş, rahat bir nefesi ciğerlerinin ta içine kadar çekebilmektir. İnsan hem kendi rahatlar, hem de bu sene takım iyi çalışıyor çok koşacak diye içi umutla dolar.