Alper Dülgerci
Ceza sahasının sol köşesinden Egemen kafayı vuruyor. Çubuklu formalıların vurduğu ve kalenin içi yerine dördüncü kez direğe giden top bu… Kale direklerinin çevrelediği alan yaklaşık 18 metrekare. Bu 18 metrekarelik alanın içine, bitişik nizamda 450’ye yakın futbol topunu sığdırabilirsiniz oysa. Şükrü Saraçoğlu’nun direklerinde sanki mıknatıs var bu akşam… Fakat top bu kez direğe çarpıp kalenin içine girmeye karar veriyor. Ağır çekimde Aykut Kocaman’ın ifadesi yansıyor; “gol, gol, gol” diye bekliyor hoca… Kolay değil, üç kez daha, üstelik birisi penaltıda sıkmış dişlerini. Üç kez gol sevincini kutlamaya hazırlanan elleri, sıkıntısını, üzüntüsünü, kahrını gizlemek için yüzünü kapamış. Nihayet yüzünde gülümseme beliriyor hocanın… O karın ağrılarının müsebbibi, 50 bin kişiyi tribünde, milyonları televizyon başında kahreden direkleri geçmeyi başarıyor takımı. Yere göğe sığdırılamayan “uzay takımı” Benfica’ya sahayı dar ediyorlar. Portekiz aktarmalı Amsterdam biletlerini kestiriyorlar en afilli yerden… Lefter’e, Serkan Acar’a selam çakıyorlar sezonun Kadıköy’deki son Avrupa kupası maçından…
Yolları açık olsun şimdiden… İki maç sonra bekliyoruz İstanbul’a; yanınızda en güzel Amsterdam hatırısıyla…