Yeni sezon hazırlıklarını sürdüren Fenerbahçe Beko'da Genel Menajer Derya Yannier, kadro planlaması hakkında açıklamalarda bulundu. Yannier, yıldız oyuncular Nemanja Bjelica ve Nick Calathes'in gelecek sezon planlamasında yer almadığını oyunculara ilettiklerini açıkladı.
"Takımın hem idari ekibinde hem oyuncularda neredeyse iskeletin çoğu aynı devam ettiği için artık biraz aile gibi olmaya başladık. Aslında bizim de amacımız biraz oydu, o istikrarı sağlayabilmekti. İnşallah bunun faydasını görürüz.
Biz aslında bu tarihte mümkün olan herkesin burada olmasını istiyorduk. Milli takımlarından gelenler yoğun bir yazdan geçtiler ama onlar dahi buradalar. Dünya Kupası'nda olan koçumuz yok, fizyoterapistimiz ve 3 oyuncumuz yok; Marko Guduric, Papagiannis ve Neto. Nigel'ın da özel bir durumu var, o daha gelmedi. Hafta arası gelecek. Şu anda başka bir eksiğimiz yok. İnşallah sağlıklı bir şekilde sezona gireriz. Buradaki enerji, aile ortamı her zaman çok yüksek. Bence bunun arkasında da ofis ve kulüp çalışanlarının rolü gerçekten çok fazla. O aile ortamını oyunculara onlar sağlıyorlar. Ama bu sene özelinde kadro olarak geçen seneden bir adım ileri gittiğimizi net olarak hissediyoruz. Kafamızda eksik gördüğümüz noktaların çoğunu doğru şekilde kapatmaya çalıştık. Şu anda kağıt üzerinde gözüken şeyi sahaya aktarabilmek lazım. Umarım bu sezon düşündüğümüz gibi olur.
Metecan'ın geçen sezon sonunda bir sakatlığı olmuştu ve sezonu bitirememişti. Onun hala %100 geri döndüğünü söyleyemem. Çalışmalara başladı ama zor bir sakatlıktan geçti. O zaman ciddiyeti anlaşılmamıştı ama gerçekten zor bir sakatlık. Geri dönüşü zor bir sakatlık. O yavaş yavaş geçiyor. Scottie'nin durumunu daha önce anlatmıştık, şu anda çok detaya girmek istemiyorum. O da bu süreçte çok basketbol idmanı yapacak hazırlıkta değildi. Bütün yazı ayağını kuvvetlendirmek için geçirmişti. O da %100 takım idmanlarına katılacak durumda değil, o da yavaş yavaş geçiş sağlayacak. Onun dışında sakatlığı ve eksikliği olan bir oyuncumuz yok. Nick ve Nemanja konusunu basitçe cevaplayayım. Fazla detaya girmek istemiyorum çünkü süreç devam ediyor. Nick ve Nemanja ikisi de bizim kontratlı oyuncumuz. İkisi de karakterlerini çok sevdiğimiz, saygı duyduğumuz ve ilişkilerimizin çok iyi olduğu iki oyuncu. Bazen sporda, basketbolda bazen profesyonel kararlar almak gerekiyor. Biz hem kendilerine hem menajerlerine uzun bir süredir bu seneki planlarımızda kendilerini düşünmediğimizi ilettik. Şu anda hala kontratlı oyuncumuz olduğu için, bir çözüm bulunmadığı için kendileri de burada takımla olmak istedikleri için buradalar. Hem buranın hala bir parçası olmak istiyorlar hem de formda kalmak istiyorlar. İkisi de bizimle idmanlara başladı. Önümüzdeki süreçte duruma bakacağız. Net olarak söyleyebilirim ki bizim 15 kişilik belli olan çok güvendiğimiz bir kadro var. Bir iki tane de kolej takımından çifte lisansla buraya dahil etmek istediğimiz genç oyuncumuz var. Bu seneki kadroyu kafamızda bu şekilde planladık.
Kontratlı oyuncularımıza da bazı takımlardan ilgiler oldu. Onlarla ilgili çok fazla dedikodu ve spekülasyon döndü. Bunları birinci ağızdan detaylarını anlatmak isterim. Transfer sürecinde kadromuza kattığımız oyuncularda ise sezon daha bitmeden koçumuzla nerelerde eksiğiz, hangi konularda gelişmemiz lazım zaten kafamızda iyi olan iskeleti nasıl daha iyi nasıl yapabilirizi kurgulamaya çalışıyorduk. Orada kafamızda bazı hedefler vardı. %80 diyebilirim ki ilk gittiğimiz opsiyonlar sonuçta kadromuza kattığımız isimler oldu.
Ufak tefek bazı farklı gelişmeler oldu. Özellikle guard pozisyonunda bazı gelişmeler oldu. Kadromuza katılan hem Neto olsun hem Madar olsun özellikle guard rotasyonunda Şehmus'la beraber çok agresif, çok enerjik ve boyutlu bir 1 numara, tam net 1 numara rotasyonu olduğumuzu düşünüyorum. Onların yanında zaten 2 ve 2'den 1'e oynayabilecek Scottie gibi, Tyler gibi, Marko gibi oyuncularımız var. İşte onları Melih'le, Tarık'la Dyshawn'la hatta bazen Nigel'la tamamladığınız zaman kısa rotasyonumuz bu sene içimize sinene en yakın hale geldi diyebilirim. Uzun rotasyonda da farklı beklentilerimiz vardı özellikle çember korumayla ilgili. Biraz yetenek seviyesini arttırmayla ilgili hedeflerimiz vardı. Burada Sertaç özellikle hem tecrübesiyle hem Türk olması ve Türkiye Ligi'nde de bize katkı verebilecek ve kurala takılmayacak olması sebebiyle değer verdiğimiz bir oyuncuydu. Ona teşekkür etmek istiyorum çünkü daha yüksek teklifler olmasına rağmen burayı tercih etti. O da kolay bir transfer olmadı. Belki 3-4 hafta boyunca epey git-gel oldu. Çok konuştuk, çok paylaştık, o da buraya gelmeye ikna oldu. Nate bizim karakterine, takım kimyasına verecek katkıya ve spesifik olarak hem enerjisine, hem sertliğine hem de 4 numaradan şut katkısını almamız açısından bizim değer verdiğimiz bir oyuncuydu. Tabii ki daha EuroLeague tecrübesi yok. Bence iyi bir gelişim alanı var. Kariyerine bakarsanız hep yükselerek gidiyor. Üzerine bir parça daha koyması için onun için de büyük fırsat burası. Nigel'la beraber o pozisyonu paylaşacaklar. Son olarak da 5 numara pozisyonunda Papagiannis'i ekledik rotasyonumuza. Zaten Motley'in devam eden bir kontratı vardı. Motley, Sertaç ve Papagiannis hem çember koruma hem blok tehdidi olarak hem de yetenek seviyesi olarak yukarı bir adım atmış olduk. Bir avantajı da bu 3 oyuncunun da birbiriyle beraber oynayabilecek olmaları. Tabii ki ana planda belki olmaz ama kısıtlı süreler de olsa koçun planında düşüneceği kombinasyonlar olacaktır. Hem Sertaç'ın hem Papagiannis'in dış şut tehdidi net olarak var. Hem de Motley'in geçen sene çok kullanmasa da aslında etkili bir orta mesafe tehdidi var. Hepsinin masaya getirebileceği farklı özellikler var. Dolayısıyla uzun rotasyonumuzda da epey çeşitli ve farklı kombinasyonlarla oynayabilecek bir rotasyonumuz oldu. Buraya Metecan'ı da eklemem lazım. Sakatlıktan geliyor. Bizim için hem Türk rotasyonunda hem de EuroLeague'de verdiği katkılarla çok değerli bir oyuncu. 15 kişilik kadromuzun dışında Hamza bizimle beraber. O da kolej takımıyla beraber çifte lisansla bizimle beraber olacak. Gelişimini yakından takip ettiğimiz, hem fiziksel sertliğine hem karakterine hem takım uyumuna ve bize katabileceği şeylere inandığımız bir oyuncu. O da kadromuzun bir parçası olacak.
Bütün bu eklediğimiz parçalar süregelen oyuncularımızla beraber her şeyden önce çok düzgün karakterler. Biz soyunma odasının sağlıklı olmasına çok değer veriyoruz. Bu sene rekabet geçen seneden daha fazla olacak. O yüzden soyunma odası daha da önemli hale geliyor çünkü oynamayan oyuncular memnuniyetsiz olabiliyor. Ben bu sene o birlikteliği geçen seneden daha da iyi bir şekilde sağlayabileceğimize inanıyorum.
Bizim kolej takımımızda, Sertaç Bey'in ve benim vizyonumuz tamamen paralel şekilde. Kendisi bu konuda çok destek oluyor. Kolej takımımız başlangıç aşamasında biraz atıl kalmış bir atılımdı. Fikir olarak mükemmel ama içeriyi dolduracak oyuncu malzemesi olarak henüz olgunlaşmamış bir yapı vardı. Biz kolej takımımızda geçen seneki takımdan bu seneki takıma dönerken tamamen bu projeye yönelik takımı daha gençleştirelim, BGL'den oyuncularımızı oraya kaydıralım, dışarıdan aldığımız bir iki tane oyuncuyu gerçekten tavanını yüksek gördüğümüz ve geliştirebileceğimizi düşündüğümüz oyuncular olarak seçelim, doğru iki tane takım kimyasına uygun yabancı oyuncuyla besleyelim ve burayı yavaş yavaş alt jenerasyondan gelecek oyuncuların da katkısıyla zamanla, seneler içerisinde gerçekten amacına uygun ve Türk basketbolunda bir oyuncu çıkaracak mekanizmayı yaratalım istedik. Bence Kolej takımımız Türk basketbolu için önemli bir proje. Biraz üzüldüğüm noktalardan biri; çok heyecan verici, fizikli, yetenekli, çocukların gelişebilmesi açısından doğru bir yapılanma var. Tek eksik parçamız Derin Can, Bahçeşehir'de oynayan kardeşimiz, onu epeydir izliyorduk. Zaten sezon biter bitmez Bahçeşehir tarafıyla konuşmuştuk, bonservis olarak bütün anlaşmalarımız tamamlanmıştı. Oyuncu da U16 Milli Takımından geldikten sonra her şey onun da plana dahil olacağı şekilde ilerliyordu. Ben hiçbir zorunluluğum olmamasına rağmen 16-17 yaşında bir çocuğu –koçumuzla da paylaşım planlarımıza dahil etmiştik- hem A Takımda bizimle idmana çıkacaktı, kadroyu dolduracaktı hem de çifte lisansla kolej takımında oynayacaktı ve yanına yabancı bir 2 numara aldık. Oynaması, gelişmesi için böyle bir projemiz vardı. 2 sene sonra koleje çıkmasına dahi izin verdiğimiz bir ortama gelmişti. Burada tek güvendiğim şey zaten o ortamı sağladığımızı o görecek ve bizimle devam etmek isteyecek şeklindeydi. Fenerbahçe'nin 16 yaşındaki yetenekli gördüğü çocuğa böyle bir ortamı açması bence çoğu oyuncunun rüyasında bile göremeyeceği bir şeydi. Ben niye yaptım? Belki delilik. Ben Türk oyuncuların da yetişmesini istiyorum. Fenerbahçe olarak bizim böyle bir sorumluluğumuz var. Potansiyelini gördüğümüz böyle bir oyuncunun önünü açmak istemiştik. Fakat Avrupa basketbolunda öyle temel problemler var ki FIBA'nın sadece takvim dertlerinden çıkıp bu konulara eğilmesi gerekiyor. Sürekli kaçıyorlar bu konulardan. Artık kolej, profesyonel bir lig haline geldi. Gerçekten oyunculara para veriyorlar, bu eğitim hakkıyla alakalı bir durumdan çıkmış durumda. Her şeyi bırakın Derin Can son anda bir menajer oyunuyla başka bir menajerle yurt dışına götürülüyor. Bir Türk oyuncu yurt dışına gidiyor ve FIBA sadece 'FIBA special cases' diye bir süreç var. Düşük bir bedel belirliyor ve oyuncu gitmiş oluyor buradan. Ne bir yaptırım var, ne menajerlerin regülasyonu var. Böyle oyuncuları çalıp götürebiliyorlar. Aileleri kandırıyorlar. Bu bir örnek sadece. Böyle onlarca örnek var. Bu konuda Avrupa basketbolunda ciddi regülasyonlara ihtiyaç var.
Hazırlık turnuvamıza burada başlıyoruz. Herhangi bir kampa gitmeyeceğiz. Geçen sene de böyle yapmıştık. Staff bu şekilde tercih ediyor. 11 Eylül'de Zenit'le burada bir maçımız olacak. Hatta o maçı seyircilerimize de açacağız, kombine sahiplerini de o maçta ağırlayacağız. Bütün iletişimleri hesaplarımızdan takip edebilirler. Ayın 6'sında seyirciye kapalı bir Bahçeşehir maçımız olacak. Sonra güzel, çok rekabetçi 2 turnuvaya katılacağız. Birincisi Rodos'ta 15-16 Eylül'de. İlk gün Maccabi'yle ikinci gün Panathinaikos'la oynayacağız. 2 gün İstanbul'da geçirdikten sonra ayın 21'i ve 24'ü arasında Moskova'da turnuvaya katılacağız. En güçlü Rus takımları olacak. Yeterli düzeyde maçlar yapıp sezona hazırlanmış olacağız. Döndükten sonra zaten Türkiye Ligi ve EuroLeague maratonu başlayacak.
Kombine satışlarımız devam ediyor. Şu ana kadar beklediğimiz düzeyde hatta biraz üzerinde talep var. Çok teşekkür ediyorum. Biliyorum zor zamanlardan geçiyoruz, ekonomimiz zor, herkes zorlanıyor ama insanların bu takıma sahip çıkacağını görmek bizim için çok sevindirici. Demek ki kurulan kadro onlara da umut veriyor. Şu anda öncelikli satış da açıldı. Genel satışta da yoğun ilgi olacağını görüyorum. Burada bu coşkulu atmosferi yaratmak, bu takımın gidebileceği en yüksek noktaya gitmesi için çok önemli. Çok içimize sinen bir kadro oldu. Eksikler muhakkak olacak. Eğlendiğimiz, kutladığımız ve yere düştüğümüz, ayağa kalkmamız gereken günler muhakkak olacak. Bu birliktelik ayağa kalkmamız için bize her zaman yardım edecek. Biz bu takımın potansiyeline, karakterine sonuna kadar inanıyoruz. İnşallah taraftarımızla beraber Berlin'deki o salonda her tarafı sarı laciverte boyayacağımız bir Final Four yaşarız.
Bu sene farklı bir hava var. Bu ölü toprağının herkesin üzerinden kalkması bence çok önemli. Başta Başkanımız, Yönetim Kurulumuz tüm branşlarda sonuna kadar fedakarlık yapıyorlar. Ne kadar teşekkür etsem azdır. Yolumuzu sonuna kadar açıyorlar. Bence bu sene büyük Fenerbahçe ailesinde farklı bir kenetlenme var. Dün statta onu iliklerinize kadar hissedebiliyordunuz. İnşallah bu sene sonunda birçok farklı branşta kutlamalar yaparız."