Dursun Özbek: 42 senedir ticaretle uğraşıyorum kendi işimde bu kadar titiz değilim

Galatasaray Kulubü Başkanı Dursun Özbek 'Pes etmek benim tarzım değil. Ben inandığım şeyin arkasında dururum' açıklamalarında bulundu.

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Doğan Haber Ajansı'na röportaj verdi. İşte Özbek'in açıklamaları...

YENİDEN VARIM

"Bizim önümüzde 1 yıllık bir süre var. Evet Galatasaray Başkanlığı bir şereftir. Galatasaray Başkanlığı'na devam etmek, başkanların inisiyatifinde değil. Siz hizmetinizi edersiniz, çalışırsınız. Bu hizmetinize bağlı olarak genel kurul sizi başkan yapar veya yapmaz. Kulübün asıl sahibi genel kuruldur. Ben şu anda genel kurula verdiğimiz sözleri yerine getirmeye çalışıyorum. Genel kurul, iyi hizmet ettiysem, beni bu göreve getirsin, iyi hizmet edemediysem bir başka arkadaşı göreve getirsin. Terazi genel kurulda. Elbette devam etmek isterim ama bu benim elimde olan bir şey değil. Benim amacım Galatasaray'a en iyi hizmeti vermek, yapabileceğimin en iyisini yapmak.

İMZA TOPLANMASI

Bir deklarasyon yayınlandı, bu deklarasyon çerçevesinde de "Seçime git" mesajı veriliyor. Benim anlamadığım neden net bir şekilde söylenmediği. Bu mesajları satır aralarında arıyorsunuz. Bu son derece demokratik bir haktır. Tüzüğümüzde zaten böyle bir talebin nasıl uygulanacağı belirlenmiştir. Bu arkadaşlarımız da Galatasaray'ın iyiliğini düşünüyordur mutlaka. Seçime çok büyük bir süre kalmadı, bu çalışmaları da yapmaları gerekir. Dolayısıyla, mevcut tüzüğümüze bakarsak herkesin kullanabileceği bir haktır. Son derece saygılıyım.

FARUK SÜREN - DUYGUN YARSUVAT 

Faruk Süren, yanlış bir tavır sergiledi. Konuyla ilgili bir gazetede çıkan haberi, Faruk Başkan yönetime ve şahsıma etiketlemek istedi. Bana mektup da göndermişti. Mektubun akabinde de divanda bu konuyu tartıştık. Faruk Süren, bu kulübe çok şey katmış, UEFA Kupası'nı kazandırmış, çok önemli bir başkan. Ben isterdim ki, karşı karşıya görüşelim, nedir, ne değildir onu bir anlayalım. Basına evrak sızdırmak, bizim tarzımız değil diye söyledim. Ben mümkün olduğu kadar olayın aile içinde çözülmesi yanındayım. Bunun bir tartışma konusu olmaması gerekirdi. İkinci konuşmasında çok kırıldım, cevap da vermek istemedim. Bizim böyle bir evrakı, sızdırmamız mümkün değil, sızdırmadık da. Bunu başkaları sızdırmış.

Olay şu, 2013 yılında, bir loca alışverişi çerçevesinde, o günkü yönetim, Ünal Aysal dönemi, Faruk Başkan'ın o dönemde sahip olduğu bir şirkete fatura kesmiş. Biz zaman zaman alacakları tarıyoruz. Dolayısıyla, bu alacak bakiyesi de orada gözüküyor. Duygun Yarsuvat'la çalıştığımız dönemde de bunu birkaç kez gördük, o zamamdan beri belgeler duruyor. Faruk Süren'in bu yaptıklarını çok yanlış buldum. Faruk Başkan, Galatasaray camiasındaki en önemli başkanlardan biridir. 300-400 TL için kimse kimseyi itibarsızlaştıramaz. Borcun varsa bunu ödersin, borcun yoksa da bir yayınlama yaparız, "Bu fatura kesilmiş ama, yanlış olmuş" deriz, işi kapatırız. Bunu yapmak yerine, Galatasaray Başkanı'nı suçlamayı son derecek yanlış buluyorum. Yalan yanlış haberlerle kimse kimseyi itibarsızlaştıramaz. Bu konunun bu boyuta gelmesine çok üzüldüm.

RİVA

Geçen sene Ekim ayında Riva ve Florya'yla ilgili arazilerimizin geliştirilmesi için genel kuruldan yetki almıştık. Genel kurula bu gayrimenkullerin değerlendirilmesinin Galatasaray için gereklilik olduğunu söyledim. Gayrimenkulleri geliştirmenin Galatasaray'a nasıl bir gelir getireceğini anlattım. O tarihten sonra da çalışmalarımız devam etti. Emlak konuk Türkiye'nin en büyük gayrimenkul firması. Devlet güvenceleri var. Dolayısıyla bu işi Emlak Konut'la yapmak istiyordum. Yetki aldıktan sonra da çalışmalarımız derinleşti ve Emlak Konut'la Riva arazisi için ihale aşamasına geldik. Geçtiğimiz günlerde de bu ihale yapıldı. İhale iki aşamada yapıldı. Birinci ayakta 15 firma katıldı. İlk ayak firmaların yeterlilikleriyle ilgili bir ayaktı. İkinci ayakta ise 7 firma katıldı.

Bu firmalar ise prestijli firmalar. Bu ihale Galatasaray adına çok iyi geçti. Hedeflediğimiz rakamların çok yakınına ulaştı. Galatasaraylılara bir şeyi anlatmayı çalışıyorum. Örneğin Riva için yapılan ikinci ihalede şirket payı olarak isimlendirilen kısım, bu Riva arazisinin geliştirilmesine müteakip, Emlak konut ve Galatasaray'a asgaride verilen taahhüt. Yanlış hatırlamıyorsam 1 milyon 170 küsur milyon liralık bir gelir taahhütü var. Bu, bu projeden elde edilen asgari miktar. Bunun yüzde 80'i Galatasaray'a, yüzde 20'si emlak konuta ait. Tabii proje devam ettikçe, gerek projenin gelişmesiyle, gerek fiyatların değişmesiyle, gelir payı artacaktır. Geçen haftaki divanda da söyledim, 1453 Maslak Projesi'ne bakın, 1 milyar küsür rakam şirket payı olarak ihale edilmiş, ama şu anda 1 milyar 800 milyon TL civarına gelmiş. Bölgenin gelişmesine bağlı, aynı zamanda işin yürüyüşüne bağlı olarak bu gelir payı artacaktır. Dolayısıyla Galatasaray, Riva Projesi'nde, hedeflediği rakamın daha üzerinde bir rakama sahip olacak. Bu geliri nasıl kullanacağımız merak edilen konu. Bir milyon küsur metre kare bir alan.

Burada eko köy projesi adı altında bir proje planlanıyor. Kemercountry'i bir örnek olarak alabiliriz. Doğayla iç içe, Karadeniz'e çok yakın, Riva deresinin önünden geçtiği, üçüncü köprü, üçüncü havaalanı ve bağlantı yollarıyla ulaşımın çok kolaylaştığı bir mekan. Bugün ikinci köprüye ulaşmak isteseniz, çıktıktan 13-14 dakika sonra ikinci köprüye gidebiliyorsunuz. Üçüncü havaalanına ulaşım çok kolay. İstanbul'un en güzel yerlerinden birinde yer alan bir arsa. Bu yüzden talebin çok yoğun olacağını düşünüyorum. Ayrıca Eko köy projesi olması, buradaki yaşam tarzını da farklılaştıracaktır. Ekolojik tarım yapabileceğiniz, at sürebileceğiniz, futbol ve tenis oynayabileceğiniz, bisiklet sürebileceğiniz bir yer olacak ve bölge ekonomisine de çok katkı verecek bir proje olacak. Şimdi bu projeyi geliştirme safhasına geçeceğiz ihaleyi alan firmayla. Çok da güzel bir mimari grupla çalışmayı hedefliyoruz. Ön görüşme yapmıştım. Gelişmeleri paylaşacağım. Projeye olan talep, yerimizin ne kadar kıymetli olduğunu ve yapılan projenin ne kadar önemli olduğunu vurgulamıştır.

BANKA BORCU KAPANACAK MI ?

Birçok defa bu projeyi anlattım. Bu projeyi genel kurula Galatasaray'ın kurtuluş projesi olarak anlattım. Evet Galatasaray bir spor kulübü, biz inşaat şirketi miyiz diyenler oluyor. Doğru, biz bir inşaat şirketi değiliz. Fakat mali yapıdaki bozukluk, bizim sportif faaliyetlerimizi etkiliyor. Sporda büyüyerek mali yapıyı düzeltemez miyiz diye soruyorlar. Bu zamana kadarki tüm yönetimler bu konuda planlar yapmışlar. Bu yapıyı geliştirmek istiyorsak bunun dünyada örnekleri var. Barcelona ve Real Madrid'e de baktığınız zaman, mali yapısı bozuk olan ve büyümek isteyen kulüpler bu dünyada iki şey yapmışlar. Ya ellerindeki gayrimenkulleri değerlendirerek mali yapıyı düzelterek büyümeye geçmişler, ya da bu bozuk mali yapı içerisinden çıkılamadıktan sonra kulübü belli fonlara, belli kişilere satmışlar. Paris SG örneğindeki gibi. Yakın dönemde Marsilya da satıldı, Milan satıldı. Burada çıkış yolu belli. Birinden birini tercih etmemiz gerekiyordu. Benim tercihim, elimizdeki gayrimenkulleri değerlendirip, maliyi yapıyı düzeltmek oldu. Özellikle kulübün içine sıcak para getirmek, bu projelerle mümkün.

Bu işi "Biz sadece inşaat işi yapıyoruz" olarak değerlendirmemek lazım. İnşaat bizim için araç, bir çözüm şekli. Benim hedefim kulübü satarak para kazanmak değil. Aynı parayı, gayrimenkuller üzerinden de kazanabiliriz. Bu gayrimenkuller zaten bu iş için alınmış. Örneğin Riva 40 sene önce "Gün gelir lazım olur" denerek alındı. Bu konuda Sayın Selahattin Beyazıt'a teşekkür ederiz. Büyük bir iş yaptı, tüm Galatasaraylılar kendisine minnettar. O arazi bugün lazım oldu. Buna bir misyon olarak bakmak lazım. 1996'lardaki borçsuz yapımız, ondan sonraki bu borçlanmaya büyüme faaliyetlerinin getirdiği tablo, bugünkü tablo. Hedefim kulübü borçsuz hale getirmek. Senede 150 milyon TL banka faizi ödediğimizi düşünürsek, öncelikle bunlardan kurtulmamız gerekiyor. Sportif faaliyetlerden de gelir elde etmemiz gerekiyor. Bakıldığında Galatasaray, son dönemde yapılan araştırmalarda hala Türkiye'deki en değerli spor kulübü. Bizim sportif manada elde ettiğimiz gelirler, tüm branşları kolayca finans edebilecek yapıda. Yeter ki faiz düzeyi, şu anki gibi olmasın. Ben Galatasaray'ın askeriyim.

Galatasaray'a hizmet etmek için geldim. Tarihe geçmek gibi bir amacım yok. En iyi şekilde Galatasaray'a hizmet etmek istiyorum. Çok kaba bir hesap yaparsak, finansman kuruluşlarına olan borcumuz, aşağı yukarı 173 milyon dolar. Bu paranın karşısında temliklerimiz var. Bu temlikler; Naklen yayın geliri, sponsor gelirleri vb. Borçlanma miktarının yaklaşık iki misli kadar da içeride temliğimiz var. Ben şunu hedefliyorum. 173 milyon dolarlıklık banka borcunu kapatabilirsem, 300 milyon dolara yakın temliğimiz açığa çıkıyor. Yani Galatasaray'ın geleceği, çok önceden tüketilmiş. Kulübün faaliyetlerini devam ettirmesini sağlayacak gelirler, uzun vadeli temlik edildiği için, Galatasaray hep farklı borçlanma şekillerine gitmiş. Daha hesaplı borçlanabilecekken, daha çok para harcanmış.

Bu 150 milyon dolar da buradan kaynaklanıyor. Emlak Konut'tan alacğaımız temliklerle tekrardan bir nakit yaratıp, 173 milyon doları temizlemek istiyorum. Bana, "Sen şimdi temliği verdin, tekrar borçlandın" diyorlar. Tamam, doğru. Ama hassas nokta şurası, elimizde çok kuvvetli bir temlikle gittiğimiz zaman, bankalardan daha uygun oranlarda borçlanabiliyoruz. Emlak Konut'tan ilk partide aldığımız temlikle yaptığımız borçlanmada, Galatasaray faiz ödemesinden 20 milyon TL kar etmiştir. Evet bir faiz ödüyoruz, ama aldığımız parayla zaten borçlarımızı kapatıyoruz. Bütün Galatasaray'ın sportif manada elde edeceği gelirler, bu noktada ortaya çıkıyor. Demek ki bir spor kulübü olarak yönetilmek istiyorsanız, tüm gelirlerin günlük olarak kasanıza girmesi gerekiyor. Bunu yapmazsanız, devamlı borç arayan, devamlı negatif nakit akışını yönetmek durumunda kalan bir firma haline geliyorsunuz. Bu da bir spor kulübü için uygun bir şey değil.

HİÇ PES ETMEYİ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ ?

Pes etmek benim tarzım değil. Ben inandığım şeyin arkasında dururum. Çünkü yaptığımız işin ve niyetimizin iyi olduğuna dair en ufak bir şüphem yok. 42 senedir ticaretle uğraşıyorum, Galatasaray'ın bana verdiği yetki, benim sorumluluğumu artırmıştır. Kendi işimde bu kadar titiz değilim. Bu bir emanet iş. Çok değerli bir emanet. Her yaptığım için 10 sefer düşünerek yapıyorum. Yönetim kurulu da bana büyük destek verdi. Bu proje de yönetim kurulunun da payı büyük.

DAHA ÖNCEKİ BAŞKANLAR YAPAMADI

2000'li yıllardan itibaren, bu Riva Projesi gündeme gelmiş. Daha sonra Florya da gündeme gelmiş. O günkü genel kurul, bu yetkiyi birçok kere kullandırılmamış. Bu yetki bana verildi. Bu sorumluluğu bin kat artırıyor. Biz de bunun bilincinde çalışıyoruz. İnşallah Galatasaray adına hayırlı olacak. Ben de genel kurula verdiğim sözleri tutmuş olacağım. O zaman dünyanın en mutlu insanı olacağım.

Riva Projesi, Galatasaray'a büyük fayda sağlayacak şekilde yapıldı. Bu ihalenin aktörleri var. Benim yanımda çalışan yönetim kurulu üyeleri var. Onlara, bana verdikleri destekten ve burada harcadıkları mesaiden ötürü çok teşekkür ediyorum. Ayrıca bir teşekkür de Emlak Konut çalışanlarına. Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Yetim ile Murat Kurum'a ve büyün kadrosuna çok teşekkür ediyorum. Onlar da çok iyi çalıştılar. Ürettikleri projelerle ihale daha cazip hale geldi. En büyük pay Sayın Cumhurbaşkanı'na ait. Ben ilk başta bu projeyi anlatmıştım. O da bana inandı, bize destek olacağını söyledi. Ben Sayın Cumhurbaşkanı'na çok teşekkür ediyorum, bize verdiği destekten ve yakınlığından ötürü.

FLORYA

Florya'da bildiğiniz gibi 80 dönümlük bir arsa üzerinde faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu 80 dönümün yaklaşık 23 dönümü Galatasaray'ın tapulu malı. Geriye kalanı ise hazineden ya da Gençlik ve Spor Müdürlüğü'nden kiralanmış. Florya'daki sıkıntımız, 80 dönümlük arsa, çok uygun bir geometri ile kullanılamamış. Dolayısıyla, iki tane nizami sahamız var. Bunlardan bir tanesinde altyapı maçları oynanıyor, diğerinde de A takım idman yapıyor. A takım her gün aynı sahada idman yaptığı için, sahada fiziki deformasyonlar oluyor. Bunlar da sporcu sakatlığına kadar işi götürüyor. Galatasaray seviyesinde kulüplere bakarsanız, hepsinin 6-7 tane nizami sahası var. Uygun olan her gün aynı sahada çalışmamaktır. Benden önceki yönetimler de Florya'nın bu durumuyla ilgili girişimlerde bulundu. Örneğin bizim elimizde, Sayın Fatih Terim'in yapmış olduğu bir kamp mekanı projesi var. Kulübü Florya'dan taşırken, modern bir futbol kulübünün idman sahasının nasıl olması gerektiği hakkında planlar var. Buna uygun olarak, yeni taşındığımız yerde bunu uygulayacağız. Yeni taşınacağımız yerin stada yakın olmasını istedik. Florya'dan maç için çıkan takım otobüsü, trafik nedeniyle stada 1-1.5 saatlik bir süre içerisinde ulaşıyor. Halbuki şimdiki planladığımız yerde, 10-15 dakikalık bir sürede stada ulaşabiliyoruz. Ayrıca, bunu ekonomik olarak da düşünüyoruz.

"ADA'YA CAMİ YAPILMASI MESELESİ BİR SPEKÜLASYON"

Ada hakkında hukuki yorum yapmak doğru değil. Süreç devam ediyor. Bizim açmış olduğumuz birkaç tahliye davası var. Bu konuyla ilgili bir genel kurul yaptım. Bu kurulda, Galatasaray Adası'nın, Galatasaraylılara hizmet vermesi gerektiği hakkında bir irade ortaya çıktı. Biz de bunu gerçekleştirmek için her şeyi yapacağız. Camii meselesi hakkında da, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş bir açıklama yaptı ve böyle bir planlarının olmadığını söyledi. Bu sadece bir meclis üyesinin gündem dışı yaptığı bir açıklama. Neden yaptığını bilmiyorum, bilmek de istemiyorum. Büyükşehirle yaptığımız görüşmelerde de böyle bir şey olmadığını konuştuk. Bu bir spekülasyon."