Millî Takımımızın giderek olgunlaşan genç stoperi, UEFA'ya verdiği röportajda, Leicester'deki hayatından Millî Takım'daki atmosfere, gruptaki şansımızdan teknik direktörümüz Şenol Güneş'e önemli açıklamalarda bulundu.
Leicester çok güzel insanların yaşadığı, çok güzel bir şehir. Açıkçası Almanya'da iki buçuk sene yaşadığım için, yurt dışında yaşamaya dair biraz tecrübeliyim ve buraya uyum sağlamak konusunda da bir sorun yaşamadım. Yalnızca burası çok yağış alan bir bölge olduğu için, başlarda bunun sıkıntısını biraz yaşadım ama bu alışılmayacak bir şey değil, ben de alıştım. Takım için her şey güzel gidiyor. Takım arkadaşlarım, teknik ekip, kulüp çalışanları; kısaca herkes bana ilk günden bu yana çok iyi davranıyor ve bunun için minnettarım. Genç bir takımız, takım arkadaşlarımla birbirimize yakın yaşlardayız ve bunun avantajını da yaşıyorum. Ligde de iyi bir konumdayız ve bunu ligin sonuna kadar, elimizden geldiğince devam ettirmeye ve formumuzu korumaya çalışacağız.
Topla ilişkinizin iyi olması gerekiyor
Peki, takımın ve senin oyun tarzın hakkında ne düşünüyorsun? Topla oynamayı seven bir defans oyuncususun…
Modern futbolda, artık defans oyuncularının da topla ilişkilerinin çok iyi olması gerekiyor; özellikle de dünyanın en iyi liginde oynuyorsanız. Ben dünyanın en iyi, en mücadeleci liginde oynadığıma inanıyorum. Burada çok fazla kaliteli takım ve çok kaliteli oyuncular var. Biz defans oyuncularından da burada topla iyi oynayarak oyuna katkı yapmamız isteniyor ve bekleniyor.
Altınordu'da yetiştin ve Sait Altınordu'dan çok uzun yıllar sonra kulübün ikinci millî oyuncusu oldun…
Bu seviyelere gelebildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum ve yetiştiğim kulübe minnettarım. Altınordu'dan daha fazla oyuncunun da bu seviyelere geleceğine inanıyorum çünkü kulübün hem altyapılarda hem de A takımda çok iyi işleyen, başarılı bir yapısı var. Altınordu'nun sisteminin Türkiye'nin 1 numarası olduğunu söyleyebilirim. Genç oyuncular için, yurt dışından birçok takımla erken yaşta karşılaşmak ve uluslararası tecrübe edinmek büyük şans. Ben bu sayede daha fazla genç oyuncunun Millî Takım seviyesine ulaşacağına inanıyorum. Bana gelecek olursak, beş senedir Millî Takımlar için oynuyorum. Bu şansın herkese nasip olmadığının bilincindeyim ve bu fırsatı her antrenmanda, her maçta en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorum. Millî formayı giydiğiniz zaman bir başka hissediyorsunuz.
Çocukken hayranı olduğun, örnek aldığın futbolcular kimlerdi?
Futbola forvet mevkiinde oynayarak başladım. O yüzden en beğendiğim oyunculara örnek vermem gerekirse Ronaldinho ve Ronaldo diyebilirim. Ama beğenimi yalnızca bu isimlerle kısıtlayamam. En üst seviyede oynayan bütün futbolcuları izlemekten çok keyif alıyordum.
Sadece hedefe odaklandık
A Millî Takım EURO 2020 Elemeleri'ne çok iyi bir başlangıç yaptı. Grubunuzdaki mevcut durum için ne düşünüyorsun?
Millî Takım'da şu an çok güzel bir arkadaşlık ortamımız var. Çok iyi bir jenerasyon geliyor. Yanımızda da bize örnek ve destek olan tecrübeli abilerimiz var. Onların bize katkılarıyla iyi işler yaptığımıza inanıyorum. Biz rakibimizin kim olduğuna bakmaksızın, her rakibimizi eşit derecede ciddiye alıyoruz. Biz sadece hedeflerimize ulaşmaya ve başarılı olmaya odaklandık.
Cenk Tosun'la aynı ligde mücadele ediyorsunuz. Farklı şehirlerde yaşamanıza rağmen görüşme şansı bulabiliyor musunuz?
Buraya geldiğim ilk günden beri Cenk abi hep yanımda oldu. O, benden daha tecrübeli bir oyuncu ve bana her zaman yardımcı oldu. Ona minnettarım. Elbette farklı şehirlerdeyiz; üstelik maç ve antrenmanlar derken çok yoğun programlarımız var. Bu yüzden her zaman görüşme fırsatı bulamayabiliyoruz ancak sıklıkla telefonda konuşuyoruz. Ama hem boş günlerimizde hem de Millî Takım kamplarında beraberiz.
Şenol Hocayla çalışmak bir şans
Peki, Millî Takım'daki teknik direktörün Şenol Güneş hakkında neler söylemek istersin?
Şenol Güneş, çok tecrübeli bir insan. Biz genç oyuncular için, onun gibi hem Millî Takım'da hem de kulüplerde bu kadar başarılı olmuş bir hocayla çalışmak çok büyük bir şans. Ondan sürekli yeni bir şeyler öğreniyoruz, bize çok yardımcı oluyor. Burada onunla olmaktan ötürü çok mutluyuz. Umuyorum Şenol Hocayla birlikte bu başarılı başlangıcımızı devam ettiririz. Bunu yapabileceğimize inanıyorum.
Önünüzde çok önemli bir İzlanda maçı var. Bu maçla ilgili düşüncelerin neler?
Burası Millî Takım. Elbette beklentiler de daha farklı. Buna bağlı olarak da hem biz oyuncular hem de insanlarımız, taraftarlarımız için tansiyon daha yüksek oluyor. Bu da çok normal. Çünkü burada duygular çok daha yoğun. Burası bütün duyguların birleştiği yer. İzlanda maçının güzel bir maç olacağını düşünüyorum. İzlanda karşısına da elbette her maçta olduğu gibi kazanmak için çıkacağız. Elimizden gelenin en iyisini yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
Gruptaki ilk iki takım Avrupa Şampiyonası'na direkt katılma hakkı kazanacak. Bu iki takımdan biri olamama fikri, üzerinizde bir baskı oluşturuyor mu?
Bence bu durum, takımımızın ve grubumuzun durumuna bağlı. Bizim şu an birbirine kenetlenmiş, kuvvetli bir takımımız var. Bu konuyu takım arkadaşlarımla spesifik olarak konuştuğumuzu hatırlamıyorum ama kendimize güvenimizin çok yüksek olduğunu biliyorum. Biz bu grubu lider tamamlamak istiyoruz ve bunun için çalışıyoruz. Bundan başka bir senaryoyu hiç düşünmedik. Eğer bu konuyu aramızda konuşuyor olsaydık, evet, o zaman üzerimizde belki de bir baskı oluşabilirdi ama biz bunu hiç konuşmuyoruz. Umuyorum ki grubumuzu lider tamamlayacağız.
Başarıyı yeniden tattırmak istiyoruz
EUR0 2008 oynanırken henüz 12 yaşındaydın. O turnuva Millî Takım için birçok hikâye ve başarı barındırıyordu. Sizin için bu ruhu yeniden oluşturmak ve o başarının bir tekrarını yenilemek mümkün olacak mı?
Evet, EURO 2008 sırasında ben biraz daha gençtim. "Daha küçüktüm" demek, belki de daha doğru olacak. O dönem, benim için futbol heyecanının başladığı zamana denk geliyor. Küçük bir çocukken, böylesine iyi bir takım, böylesine güzel bir turnuva izlemek, futbolu daha çok arzulamanızı, daha çok önemsemenizi sağlıyor. Millî formanın önemini ve sizi nerelere taşıyabileceğini net bir şekilde algılıyorsunuz. Bu turnuva benim için çok önemliydi. Hem ülkem hem Millî Takım adına çok özel, çok mutlu günlerdi. Bu dönemdeki birlikteliği ve başarıları yakalamak elbette hedefimiz. Ülkemiz, milletimiz bunu hak ediyor. Ve onların bu başarıları tekrar tatmalarını sağlayacağımıza inanıyorum.
EURO 2020 Türkiye için ne ifade ediyor?
Elbette çok önemli. Avrupa'da yaşayan Türkler için de çok şey ifade ediyor. Herkesin gözü bu turnuvada olacak. Bizim için, takım olarak da çok önem arz ediyor. Ben, çok başarılı olacağımıza inanıyorum. Hem takım hem de ülke olarak buna ihtiyacımız var. İyi sonuçlar, iyi oyun; bunlar herkesin keyif alacağı şeyler. Oraya gideceğiz ve ülkemizi en iyi şekilde temsil edeceğiz. Ülkemiz bunu hak ediyor. Bütün destekçilerimize takımımız adına çok teşekkür ediyorum.
18 yaş altına maçları ücretsiz yapardım
Futbol aracılığıyla dünyayı daha iyi bir hale getirmek için bir dilek hakkın olsa, bu ne olurdu?
Futbol adına konuşacak olursak, ben olsam 18 yaş altına maçları ücretsiz yapardım. Daha önce de söylediğim gibi, 2008'i düşündüğümde orada ne kadar çok olmak istediğimi hatırlıyorum. O anın hayalini kuruyorsunuz. EURO 2008 oynanırken 12 yaşındaydım ve tribünde olmanın hayalini kuruyordum. Arkadaşlarımızla konuştuklarımızı hatırlıyorum… "Bugün böyle iyi oynadık, bugün maçta bunları yaptık…" Giderek hevesleniyorsunuz çünkü oradaki futbol ortamının bir parçası gibi hissetmeye başlıyorsunuz. Ve kendinize bir hedef belirliyorsunuz. Ben de o dönemde kendime futbol için bir hedef koydum.
Bu yolla hayal kurabilmek daha mümkün bir şey haline gelir sanırım…
Evet. Her insanın koşulları aynı olmuyor. Bazı insanların şartları diğerlerine göre daha zor. Bu insanlar için bir şeyleri daha mümkün kılmak değerli olurdu. Ben de bu konuda örnek teşkil etmekten ötürü mutlu olurum.