G.SARAY-Fenerbahçe derbisinin hakemi Bülent Yıldırım’ın uygulamaları ve sözleri nasıl bir derbi yöneteceği konusunda da önemli ip uçları veriyor.  Daha önce bir söyleşisinde “Sahada kuralları uygularım. Ödün vermem ve kesinlikle babamı bile tanımam” şeklinde değerlendirme yapan Bülent Yıldırım, en son Trabzonspor-F.Bahçe maçını saha dışı olaylar nedeniyle iptal etmişti. Yıldırım, oyun alanına yapılan tecavüzlerin de en ağır şekilde cezalandırılmasından yana. Bu konuda Lig TV’ye daha önce verdiği söyleşide Yıldırım şunları söylemişti:

SAHANIN HAKİMİ HAKEMDİR

“Oyun alanı futbol için organize edilmiş bir yer. Oyun alanının kendine göre bir namusu ve dokunulmazlığı var. Sahada oyunun unsurlarıyla ilgili bir kişinin fiili tecavüzü kabul edilir bir şey değil. Oradaki herkesin emeğini, oyunun değerini rafa kaldıran bir şey. Geçmiş yıllarda anons uygulamaları vardı. Ancak biz şunun altını çizmek gerekir ki, UEFA hakem Konvansiyonu’na imza atmış bir ülkeyiz ve uluslar arası kuralları uygulamakla mükellefiz. Oyunun sağlığını, oyunun sağlığını, oyunun asli unsurlarını tehlikeye atacak bir olay ve infial maça tesir eder. Bu işin uygulayıcısı da sahadaki hakemdir ve onun yorumlarına herkesin saygı duyması gerekir. Bir hakem oyunun devamına imkan kalmadığına kanaat getirdiği anda devam etmemeli. Bundan da hakemin bir sorumluluğu yok.

MAÇA GÖRE YÖNETİM OLMAZ

Her hakem her maçı kazasız belasız bitirmek, oyunu problemsiz tamamlamakla mükelleftir ve bunun için elinden geleni yapar. Bakış açısı çok önemli. Biraz duygusal bakıyoruz. Bir hakemin müsabakanın nerede olduğuna, ne olduğuna bakması, maça göre yaklaşım farklılığı göstermesi olamaz. Ama kamuoyunun algılayış biçiminde farklılık olabiliyor. Uygulamakta mükellef olduğumuz kurallarla ilgili bizde bir farklılık yok. Ama dışsal etkiler oluyor.

BASKININ ALTINDAN KALKABİLİYORUZ

Derbi maçlarda baskı altında kalıyoruz. Ancak üst düzey hakemden beklenen nedir. Baskı algısını en aza indirmek, baskıya mukavemet etmek ve olabildiğince objektif kalarak ona göre kuralları uygulamasıdır. Bunu iyi yapanlar üst düzey hakem oluyorlar. Bu baskı derbi maçlarda herkesin üzerinde oluyor. Hepimizin sorumluluğu var.

HERKES BİRBİRİNE SAYGI DUYACAK

Şimdi eğer gerçekten samimiysek ve birbirimize saygı duyacaksak. Kazanan hak ederek kazandığı zaman mutlu olmalı. Kaybeden, bugün ben kötü olduğu için, rakibim iyi olduğu için kaybettim diyebilmeli. Hakem de saygının çizgisini korumak için oyunu negatif anlamda bozmadan, kuralları uygulayarak maçı sağlıklı şekilde tamamlamalı. Konu bundan ibarettir.”

DEVRE ARASI DEĞERLENDİRME YOK

Devre arasında asla ve zinhar oyunun gidişatını etkileyen hataların hiç biri tartışılmaz. Çünkü bu psikolojik olarak ve özgüven anlamında dalgalanmaya sebep olur. O anda o algıyla verilen karar doğru kabul edilir ve asla tartışılmaz. Maçtan sonra gözlemci arkadaşlarımız gelir, görüntüler eşliğinde teknik değerlendirmeler yapılır. Sonradan raporun değiştirilmesi, asla ve zinhar söz konusu olamaz.”

MOTİVASYON KONTROLSÜZ GÜÇ DEĞİLDİR

“Gerçek anlamda oyuncu kendi yaptığı işi, mesleğine saygı duyduğu anda, rakibine saygı duyduğu anda, hakeme saygı duyduğu anda, hakemin ortaya çıktığı pozisyon sayısı azalır. 25-30’u aşan faul hem oyun kalitesini hem de bizi etkiliyor. Oyuncu arkadaşlar kendi işini yaparsa, bizim işimiz de kolaylaşır. Bu tamamen iyi niyetle ilgili bir şey. Ben son dönemde bu konuda oyuncu arkadaşların daha duyarlı olduğunu düşünüyorum. Samimi söylüyorum. Ama motivasyonla kontrolsüz güç arasında ince bir sınır var.”