Bu yarış sürdükçe şike bitmez!

Türkiye’nin ilk Spor Savcı’sı ilk kez AKŞAM’A konuştu. Savcı Tabel, Hilal Yıldırım’a sorunları anlattı, öneriler getirdi... “Şike mutlaka oluyor. Bu hatır, gönül işleri spor camiasında, kulüpler arasında devam eden bir gerçek. Şike bitmeyecek. Kazanmak isteyen kişi spor ahlakına uymayan bir kötü yolu seçebilir.”

HİLAL YILDIRIM

Spor ve adliye çevresinde son zamanlarda adı en çok geçen isim Spor Savcısı Taner Tabel. Sporda şiddetin önlenmesi için göreve getirildi. Tabel’in üç büyük takımın maçlarının yanında voleyboldan, basketbola kadar nerede şiddet varsa gözü, kulağı orada. Savcı Taner Tabel, Türk basınında ilk kez AKŞAM’a konuştu. Türk sporunu masaya yatırdı: 

Bir maçta ortalama kaç dosya geliyor? 

-Derbiler tabii ki çok daha heyecanlı geçiyor. Ama genelde her haftaki maçlardan sonra rutin olarak bize 5-10 dosya geliyor. Her maçta ya meşale yakan taraftarlar oluyor ya da özellikle usulsüz seyirci girişinden evrak çok fazla geliyor. Evraklarda yeni örnekler de ortaya çıkıyor. Tezahürat atma ve küfür edenlerin dışında bu sefer formasına veya kaşkoluna yazılı küfürle girenler oluyor. 

E- BİLET'İN GEÇİKMESİ BÜYÜK EKSİKLİK

6222 sayılı yasa sizce yeterli mi? Eksiklikleri varsa nelerdir? Bu konudaki tavsiyelerinizi alabilir miyiz?

-Elektronik bilet uygulamasına geçilmesinin geciktirilmesi büyük bir eksiklik oldu. Eğer yasa çıktığı anda zemin hazırlanmış ve geçilmiş olsaydı biz şu anda, yasaklı seyircilerin maça geliyor mu gelmiyor mu diye denetimini yapmakta zorlanmazdık. E-Bilet olsa o başvuru yükümlülüğünü kaldırmayı teklif edecekler. Benim uygulayıcı olarak ilk teklif edeceğim şey başvuru yükümlüğünün kaldırılması olacaktır. 

SİYASİ SÖYLEME BİR ŞEY YAPILAMAZ

-Bana soruyorlar; ‘tezahüratta siyasi söylem var mı yok mu?’ Yasanın 14.maddesinde siyasi söylemden bahsedilmiyor, ‘çirkin tezahürat’ deniliyor. Maçlarda siyasi söylem kullanıldığı zaman yasa kapsamında hiçbir şey yapılamaz. ‘Her yer taksim her yer direniş’ pankartına verilen ceza savcı arkadaşımızın uygulaması. Yorumluyoruz. Bu defa böyle yorum farklılıkları çıkıyor. Yasada açık bir anlatım yok, olsaydı daha rahat hareket edebilecektik.

ŞİMDİKİ CEZALAR CAYDIRICI OLMUYOR 

-Önceden hapis cezaları varken, miktar olarak daha yüksek cezalar varken bir anda 2011 yılının sonlarında cezalar indirime tabi tutuldu. Yeni yasayla birlikte sportif cezalar, daha çok para cezasına dönüştürüldü. Bu da suçun caydırıcılığını azalttı. Şimdi birçok Avrupa ülkesine baktığınızda şiddeti yenerken bu yasakları kullanırken yeri geldiğinde de cezaların ağırlığıyla başarılı oldular. 

HATIR GÖNÜL İŞLERİ DEVAM EDİYOR

Sizce şike biter mi. Futbolun böyle bir arınma yaşaması mümkün mü? 

- Bu göreve gelmeden önce de duyduğum yıllardır yazılan şey, şike mutlaka oluyor. Bu hatır gönül işleri spor camiasında, kulüpler arasında devam eden bir gerçek. Şike bitmeyecek. Bu bir yarışma, takım olarak yarışmada kazanmak asıldır. Kazanmak isteği olan kişi de belki kendince şike gibi olmaması gereken, yanlış olan spor ahlakına uymayan bir kötü yolu seçebilir.

KADINLAR ERKEKLERDEN AĞIR KÜFÜRLER EDEBİLİYOR!

“Seyircisiz maçlarda meşale yakan, kavga eden kadınlar var. Bir erkeğin bile söylemeyeceği küfürleri duyduk...”

‘Ceza mı kaldırın bir daha yapmam’ diye gelenler oluyor mu? 

- TABİİ ki oluyor. Zaten benden en çok istenen de budur. Gerçekten özel bir mazereti varsa, sunduğu zaman yasağı kaldırıyorum. Her hafta düzenli olarak 70’e yakın yasağa uymama suçundan evrak gelir. İstanbul’da seyirden yasaklı toplam iki bin kusur kişi çıkıyor. Türkiye çapında en son 4 bin kusur kişiydi. 

Yasaklılar içinde kadınlar da var mı? 
- ELBETTE var. Hanımefendiler kusura bakmasın. Özelikle seyircisiz karşılaşmalarda hepimiz o gün ‘hiçbir olay çıkmaz’ diyoruz. Aksine meşale yakan, kavga eden kadınlar da var. Suç işleme boyutuna geldiği zaman inanın maç sırasında kadın, erkek fark etmiyor. Bir erkeğin bile söylemeyeceği küfürleri duyduk. 

POLİS STADLARDAN ÇEKİLEMEZ

Polis çekilecek mi? 
- HAYIR. Ben mümkün olduğunu düşünmüyorum. Yoğun kalabalık bir taraftar grubunun bulunduğu bir yerde güvenliği sağlayacak bir gücün olması lazım. Ama stadın içi özel güvenliğe bırakılabilir. Çünkü insanlarda polise karşı bir tepki var. Polis sivil olarak bulunsun.

SPOR İSTİHBARAT BİRİMİ ŞART

Yeni dönemde şiddetin önüne geçmek için nasıl bir yöntem izlenecek? 
- “YÖNETİM için iki şeyi bekliyoruz. Birincisi şüphelinin tespit edilmesi ve olayların delillendirilebilmesi için bütün kulüplere kamera sisteminin kurulması, ikincisi ise e-bilet uygulanması. Emniyet içerisinde bir spor istihbarat birimi kurulsun. Ligler başlamadan önce kimler gruplanıyor, kimler eylem yapacak, istihbarat bilgilerini toplasın. Yeni dönem bir istihbarat birimi kurulabilir. 

EĞİTİMLE ÇÖZÜLÜR

Şiddetin önüne geçmek sadece yasaklarla mümkün mü?   
- BU yasa çıktığından beri en büyük handikapımız yukarıdaki büyüklerimizin ‘yasa çıktı her şey bitecek’ diye düşünmesi. Oysa yasanın en az  5-10 sene uygulanması gerekir. İngiltere holiganizmi bitirebilmek için 10 senelik bir süreç yaşadı. Ben şiddetin bitirilmesinin en büyük etmenin eğitimden geçtiğine inanıyorum. Spor sevgisi aşılayamamışız insanımıza. Yasanın yükümlülükleri tam olarak yerine getirilemiyor. Yerine getirmedikleri için de taraftar kötü amaçlı kimseler tarafından kullanılıyor.

TARAFTARI YÖNETİCİ HAREKETE GEÇİRİYOR

Taraftar psikolojisi, dini inanç gibi bir şey. Sadece taraftar değil onu harekete geçiren yöneticiler var.

Olay çıkaranlar kadar tahrik eden futbolcu ve yöneticiler de sizce suçlu olmuyor mu?  
- TARAFTAR psikolojisi çok ilginç bir şey. Din inancı gibi. Sadece taraftar olarak düşünüyoruz ama o taraftarı harekete geçiren bir de yönetici grubu var. Bu insanların söyledikleri çok önemli. Avrupa’da daha çok yapılıyor bizim yöneticilerimizin de seyircisine Fair-Play uygulaması lazım.

YÖNETİCİLER DE YARDIMCI OLMALI

Nasıl bir rant var bu işte? 
- Şiddeti kimse istemez. Ama eğer bir spor kulübünün başkanı aynı zamanda iş adamıysa kendisine önemli işler açacaksa burada rant kavgası önem arz eder veya siyaseten bir durum varsa taraftar grubu yeri geldiğinde bir oy kitlesidir. Bir makalede iş adamlarının spor kulübü başkanı olduğu takdirde, rant çatışmasının yaşanabileceğini okumuştum. Bizde de bir gerçek var. Tüm futbol takımlarının başında iş adamları vardır. Kendi kadrolarını yönlendirme gücü vardır. 
tahrik değil, sevgi söylemi...

Yöneticiler sporda şiddetin önlenmesi konusunda sizce samimiler mi? 
- Samimi olan var, olmayan var. Yöneticilerin taraftara karşı tahrik etme değil de, maça spor sevgisiyle gelinmesini, şiddet içeren harekete başvurmamalarını söylemeleri önemli. Bunu açıklayacak bir spor kulübü başkanı bize şu anda en çok yardımcı olacak kişidir.

TV'DEN TAHRİK OLURSA İŞLEM YAPABİLİRİM

Taraftar psikolojisi, dini inanç gibi bir şey. Sadece taraftar değil onu harekete geçiren yöneticiler var.

- TELEVİZYON konuşmaları ile ilgili elbette uygulama yapabilirim. 6222’nin 22. maddesi ‘şiddete neden olacak açıklamalar’la ilgili düzenlenmiş. Şiddete yönlendirecek bir açıklamanın arkasından bir şiddet eylemi gerçekleşirse burada teşvikten işlem yapabiliyorum. O yüzden bu tür konuşmalarla ile ilgili yalnızca bir iki defa soruşturma başlattığım oldu. 

ÇOCUKLARIMLA BİRLİKTE DERİYE GİDERİM

Siz çocuğunuzu, eşinizi maça götürmekten endişe ediyor musunuz? 
- GÖREVİM sebebiyle, prensip olarak çocuklarım ve eşimi maça götürmüyorum. Ama derbiye çocuklarımla çekinmeden izlemeye giderim. Artık bir F.Bahçe-G.Saray taraftarı aynı stat içerisinde maç seyredebilsin. O zaman şiddette bitecek diye düşünüyorum. Küfür edeni yanındakinin kınaması adli işlemden daha etkilidir.

TAHRİK OLMAZSA OLAYLAR ÇIKMAZ!

Türk sporu şiddette nereye gidiyor? 
- SPORDA şiddette kötüye gitmiyoruz. O kadar korkutucu düşünmemek lazım. Yasanın mutlaka caydırıcılığı olmuştur. Toplumsal veya siyasal bir olay olmadığı sürece, kötü amaçlı grupların tahriki olmadığı sürece ben sahalarda çok büyük olayların yaşanacağını düşünmüyorum.