AKŞAM
Aydın Türkmen
Süper Lig'in ilk haftası geride kaldı. Son şampiyon Trabzonspor dışında 3 büyüklerin yaşadıkları sıkıntı net ortada. Ancak Fenerbahçe'ninki bütün bir sezonu etkileyecek kronik bir rahatsızlık olma riski taşıyor. Son dakikaların belirleyici olduğu ilk haftada sahaya yansıyan tercihler geleceğe dair ilk sinyalleri de verdi. Peki o sinyaller nelerdi, birlikte bakalım;
Sarı Lacivertiller'in şüphesiz en büyük transferi kariyerinde 16 kupası olan Jorge Jesus... Ancak Jesus hem transfer tercihleriyle hem de hücum organizasyonunu önceleyen sistemiyle Süper Lig'i pek ciddiye almadığının sinyallerini verdi.
Elinde ciddi rotasyonlu bir kadro olmasına rağmen, fizik rekabeti düşük, topla oynamayı seven bir 11'le çıktı Ümraniye karşısına.
Ümraniyespor hocası Recep Uçar'ın, rakibini nasıl analiz ettiğini anlatırken kurduğu "Fenerbahçe'nin oynadığı 9 maç var. Bunların hepsinde rakipler geride bekledi, biz beklemedik..." cümlesi Sarı Lacivertlilerin aşil topuğunu işaret ediyordu.
Jesus, Arao'lu tek ön liberoda ısrar etti, göbeğe direnç kazandıracak en kritik isimlerden olan Zajc'ı 65'te sahaya sürdü. Ümraniye ise beklemeyip, önde ve ortadaki baskısının meyvelerini topladı. Arkaya atılan her top hem 3'lü sistem hem de ağır stoperler yüzünden tehlikeye dönüştü.
Arda Güler elbette kenarda oturtulmaz ama teşhisi doğru koymak lazım. Jesus'un sistem tercihi oyuncu tercihinden daha büyük riskler içeriyor. Süper Lig öyle hafife alınacak bir lig değil, hele Konya, Alanya, Antalya, Adana Demispor gibi Ümraniyespor'un yaptıklarını gözleri kapalı yapan takımlar varken...
İlk maç, camianın haftalardır 'İlle de 6 olsun' diye yakınmalarının ispatı gibiydi. Kerem ve Yunus'un defansif özelliklerinin zayıflığı ve Berkan-Oliveira ikilisinin beklendiği gibi gerekli direnci yaratamaması ile Antalyaspor hem orta sahayı rahat geçti hem de atılan uzun toplar tehlikeye dönüştü.
Ceza sahasında usta Seferovic, orta sahadaki bu zafiyetin etkisi, Emre Akbaba'nın özellikle ilk yarı bocalaması nedeniyle bir türlü istediği topları alamadı. Geçen sezon da benzer sıkıntılar nedeniyle bir türlü top 3. bölgeye taşınamıyordu.
Ancak takımın ne oynadığı anlaşılabiliyor. Zafiyetleri giderecek nokta transferlerin katılımıyla, görüntü değişecektir. GS adına en büyük handikap, yedek kulübesi ile 11 arasındaki ciddi kalite farkı.
Açıkçası daha hazırlık maçlarından yıpranmaya başlayan Teknik Direktör Valerien İsmael, diğer 3 hocaya göre en riskli konumda gözüküyor. 3'lüye uygun yapılan kadro planlamasına rağmen 4'lü savunmaya dönülmesi ve sistem değişikliğine oyuncuların ilk maçlardan doğru refleks veremeyecek olması gerçeği İsmael'i hedef tahtasına oturtabilir.
Diğer yandan Josef'in yokluğu ile, diğerlerinde olduğu gibi defans göbeğindeki zaafiyet çok net hissediliyor. Hücum presi kusursuz yapan Weghorst, bence ilk maçın en dikkat çekici ismiydi. Muleka ise adeta "Ben kanatta oynayamam" diye haykırdı.
Açıkçası son şampiyonu ligin yeni ekibi İstanbulspor karşısında değerlendirmek için elde yeterince veri yok... Süper Lig'e yıllar sonra play-off'tan gelen İstanbulspor, ortaya ciddi bir direnç koyamadı.
Hele Ümraniyespor'u izleyince işlerinin bu sezon ne kadar zor olduğu gözüktü. Ancak Şampiyonlar Ligi için ön eleme maçına çıkacak Bordo Mavililer'de defansif zafiyet 'ben buradayım' diyor.
Tabii Hamsik'in yokluğunda orta sahada alıştığımız organizasyonları da göremedik. Maçın en hareketli isimlerinden Trezeguet ise Nwakaeme'yi aratmayacak gibi gözüküyor.