Kenan Karcı
Olcan'ın göbeği burnuna değiyor, bir depar atıp şişiyor...
Serkan, Celustka ve Cech günü kurtarabilir ama özlenen, beklenen Trabzonspor'un kumaşı değil. Henrique de öyle... Attığı gol Mersin'in ikramı.
Abdullah ve Mustafa'nın yüreği Bordo-Mavi ama yetenekleri kahverengi..
Ayaklarını da geliştirmeleri şart.
Geldiği gün, "Ben ateş, taraftar barut" çıkışıyla duygularını ve coşkularını aklının önüne koyan Tolunay Kafkas, 4 maçta sadece 1 kez kazanınca, 'ateş ve barut' olmak yerine, 'Taş ve su' felsefesine döndü.
Savunmada risk almayan, orta sahada savaşan, hücumda aralara sızan bir oyun anlayışı hem Kafkas hem de Trabzonspor için en akılcı yoldu.
NEFES ALMA FIRSATI...
Çünkü Mersin maçı 6 puan değerindeydi. Gündüz Elazığspor'un kazanmasından sonra da Trabzonspor için ciddi bir 'düşme korkusu' baş gösterebilirdi.
Tolunay Kafkas'ın Alanzinho'yu daha önce oyuna alması iyi bir hamle olabilirdi. Mersin'in orta alanı boş bıraktığı dakikalarda Alanzinho hem iyi hücum organizasyonu yapar, hem de ayağında top tutup oyunu soğutabilirdi.
Trabzonspor'un bu kadar risk alan Mersin'e karşı ikinci sınıf bir takım gibi savunmaya kapanan görüntüsü, hiç şık durmasa da önemli olan kazanmaktı.
Oyun kalitesi düşük ama mücadele seviyesi yüksek bu maç Tolunay Kafkas'a da, Trabzonspor'a da yönetime de nefes aldırdı.
Trabzonspor'un yarınları için bir 'kurtuluş ateşi' yakmasa da 'ateş böceği' gibi bir umut ışığı oldu...