HABER MERKEZİ
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, seçim sürecinde popülist kararlar almadığını söyledi.
Sarı-lacivertli kulübün başkanı, Anadolu Ajansının (AA) İstanbul'daki Uluslararası Haber Merkezi'nde gerçekleştirilen Spor Masası programının canlı yayın konuğu oldu.
Ali Koç, sosyal medyaya göre karar almadığını belirterek, "Sosyal medyayla hiç alakam yok. Raporlananları görüyorum. Bazı yöneticiler sosyal medyayla yatıp kalkıyorlar. İnanmadığım bir şeyi bana kolay kolay kimse yaptıramaz. Algılardan biri de sosyal medyayla kulüp yönetiliyor intibası oluşturuluyor. İsmini vermeyeceğim bazı hocalar, sosyal medya üzerinden yeni iş fırsatları oluşturuyorlar ve tribünlere istikamet veriyorlar. Türkiye'de sosyal medyanın futbolda kullanılış şekli sağlıklı değil. Sosyal medyayla, taraftarın düşüncesiyle karar aldığımı düşünmüyorum. Seçim arifesindeyim, en zayıf olduğum dönemde gidiyorum ve bir tane popülist karar almadım. 'E bloku kaldıracağım.' diyor bir aday. İnsanlara 7,5 milyon avro geri verecek misin de kaldıracaksın? 50 bin kişilik stadın coşkusunu 400 kişilik bir yer mi bozabilir? Feyenoord maçında da vardı o tribün. Feyenoord maçındaki coşku fabrika ayarlarındaki coşkuydu. Bu sene en çok ihtiyacımız olan bu." diye konuştu.
İlk geldiği dönemdeki kadroya müdahale etmesinin yanlış olduğunu aktaran Koç, "İlk geldiğimizde sattığımız kadar alabiliyorduk. Keyfimize göre transfer yapamıyorduk. 3 milyon avroya golcümüzü satmıştık. Sonra 1,5-2 ay aynı takım yaz kampı yaptı. 4 milyondan başlayıp 25 milyon avroya gelen Josef de Souza ve Giuliano transferinde o para gelince para bulduk deyip takımı fazla kurcaladık. Yaptığımız transferler de iyi değildi. O sene zaten futbolla ilgili beklenti yoktu. Onu kendi haline bırakacaktık. O takıma çok fazla dokunduk. O bir hataydı." diyerek özeleştiri yaptı.
Ali Koç, sponsorluk gelirlerinde ciddi bir yükseliş olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:
"Önemli başarılardan biri odur. 175 milyondan 350 milyon avroya getirdik gelirimizi. Bizim rahat nefes almamız için 400-450 milyon avro bandında olmamız gerekiyor. Futbol dışındaki branşlar için eskiden basketbolda 14-16 milyon açık varken şimdi 5-6 milyona indi. Kadın voleybolda ve basketbolda ciddi açığımız var. 7 senede ilk defa büyük bir yatırım yapıyoruz erkek voleybola. Bu açıkların karşılanması gerekiyor. Yönetim olarak bir yere kadar bu arayı kapatabiliyoruz. Bunun kendi kendini fonlayan noktaya gelmesi zaman alacak. Bakarsınız başka biri başkan olursa bütün bunları küçültür. Beşiktaş bir dönem bunu yaptı. Geliri kadar bütçe yaptı. Sonra bu alanlardaki sportif başarılar ortada. Biz hiçbir zaman bundan imtina etmedik."
Futbol takımlarının kadro değerini yükselttiklerini aktaran Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"70 milyon avrodan 315 milyon avroya kadro değerini çıkarırken, 347 milyon avro banka borcumuzu 69'a indirdik. 300 küsur olan yükümlülüklerimizi 200 küsurlara indirdik. 175 milyon avro geliri 350'ye çıkardık. O arada TL yüzde 1000'e yakın değer kaybetti. Kurlar ortada. Faizlerin nereden nereye geldiği ortada. Enflasyonu zaten söylemeye gerek yok. En çok belimizi büken konulardan biri vergi, 15'ten 40'a çıktı. Hem de Kovid-19 ortasında yapıldı, nasıl yapıldı hala anlamıyorum. Kovid-19 yaşadık, 40-44 milyon avro olan yayın gelirlerimiz 10-12'ye düştü. Son 2 senedir gelirimizin yarısı bankalara gidiyor ve bu gemi bir şekilde yüzüyor, tarihin en önemli kadrosunu kuruyor. Onarım sürecini bitirmiş, atılım sürecine gelmiş bir Fenerbahçe'den bahsediyoruz. Bütün bunlar adaylar tarafından 'Biz de yapardık ne var bunda.' şeklinde konumlandırılıyor. Fenerbahçe'nin para, borç sorunu yok gibi şeyler söyleniyor. Esas bu değil. Spor Toto gelirleri eskiden 1 aylık maaşları öderdi. 2018'de TL olarak ne alıyorsak bugün onu alıyoruz. Stopajı durdurdular. Vergiyi ödüyorduk, can suyu gibi bize geri geliyordu, onu da durdurdular. Kovid-19, stopaj durdurma, 15'ten 40 çıkma hepsi aynı dönemde oldu. Tüm bunlara rağmen işi bu noktaya getirdik. Niye kongre üyeleri size oy versin diyorsunuz, insanlar bunu görüyor. 17'sinde tekrar listeler verilecek. Seçildiğimiz takdirde AŞ'de büyüteceğimiz yönetim kurulu isimlerine de bakın. Bugün Fenerbahçe'nin neferi olacak dernekteki yönetim kurulu üyelerine bakın, karşılaştırın. Arada çok büyük fark var. Daha güçlenmiş, daha muktedir, tuttuğunu koparan yönetimin bizde olduğunu düşünüyorum."
Ali Koç, sarı-lacivertli camianın kenetlenmeye ihtiyacı olduğunu, seçimi kaybetmeleri halinde manevi desteklerinin süreceğini belirterek şunları aktardı:
"Kenetlenmek sadece maddi kenetlenmek değil. Deli gibi para harcamaya devam edeceğim, sponsorluk yapacağım gibi bir şey olmayacak ama bu sezon hepsi devam ediyor. Kenetlenme dediğim, bizi yönetenlere güç vermemiz lazım. Bu maddi güç değil sadece. Bir kere yanımızda olmadılar. Kötü maç sonuçlarında balıkçılarda vur patlasın çal oynasın görüntüler var. Aynı insanların, Fenerbahçe köşeye sıkıştırıldığında dönemin federasyon başkanı 'Fenerbahçe şike yapmıştır.' dediğinde, hakem facialarında bir kere çıkıp konuştuğunu duydunuz mu? Sen 'Fenerbahçe benim.' diyeceksin ve bunların hiçbirinde olmayacaksın. Böyle bir dünya yok. Seçildiğimiz takdirde bir numaralı görevimiz futbolda şampiyonluk dışında camiayı tekrar kenetlenmeye götürmek zorundayız. Bu camia bir ve bütün olduğu müddetçe bu camiayı kimse yıkamaz. Bizi dışarıdan yıkamadılar şimdi içeriden yıkıyorlar. Organize kötülük dediğimiz bu zaten. Kazanmanın da kaybetmenin de zarafeti vardır. Ben 'Bazen kazanınca kaybedersin bazen kaybedince kazanır.' diye bir laf ettim. Onlar kaybettiğinde aslında kazanacaklardı. Bir sene daha bu sistem gitmezdi Fenerbahçe'de."
Sarı-lacivertli kulübün başkanı, sözlerine şöyle devam etti:
"Bugüne dönersek kaybetmenin de bir zarafeti olmalı. Kaybetmeyi hazmetmek çok önemlidir. Kaybetmeyi hazmedip önüne bakabilmek çok sağlıklı bir durumdur. Kayıtsız şartsız Fenerbahçe diyorsak şartlar ne olursa olsun destek olmak durumundayız. Bu maddi olur, manevi olur, lobi desteği olur... Bunun hiçbirini görmedim. Bırakın görmeyi tam tersini yaşattılar. Siz daha ne kadar bu zarafetsiz duruma müsaade edeceksiniz? Daha ne kadar Fenerbahçe'nin üstünde bulut olarak duracak? İmza kampanyasını kimin organize ettiğini biliyorsunuz. 16 bin rakamına ulaşsaydı bu seçim kıymetli olmayacak mıydı? Yanlış bir seçim zamanı ama öyle bir hava oluşturdular ki sezonun bitmesine 4-5 hafta kala 200 imza toplanmışken tamam seçime gidiyoruz dedik. Niye eylülde gittiğimizi de anlattık. Fikstür açıklanınca da tarihini belirteceğiz dedik ve açıkladık. Hocalarla görüşürken stadı büyütecekmişsiniz, bu sezonu etkileyecek mi diye soruyorlar? Toplu imzalarda öyle üçkağıtlar var ki. Birisi 'Ben Amerika'dayım, Türkiye'ye gelmedim, benim imzam var.' diyor. Sahte imzalar, beyannameler var. Fenerbahçe'yi sahteciliğe bulaştıran insanlar mı Fenerbahçe'nin geleceğini yönetecekler? Onların olayı Fenerbahçe'nin geleceği değil. Bir şekilde bizi bu koltuktan etmek. Saadettin beyi değil değerini kastediyorum. Sosyal medya tarafını bilhassa organize etmiştir. Son günlerde bizim de söyleyeceklerimiz olacak."
Kerem Aktürkoğlu ve Yusuf Akçiçek transferlerine de değinen Koç, "Harcama limitlerimize bu transferleri sığdırabilmemiz için bazı dokunuşlar gerekti. Bunlardan biri sadece 19 maçta oynamış Yusuf'un 22 milyon avroya Suudi Arabistan'a gitmesi bize çok nefes aldırdı. İkincisi Sayın Hakan Safi'nin Kerem Aktürkoğlu transferine sponsor olmasıydı. Ciddi bir yatırım yaptı. Yusuf'a da teşekkür ediyoruz. 16+2 teklif gelmişti reddettik. Bu fiyatlara transfer olmasında emeği geçenlere de teşekkür ediyoruz. Bu iki operasyon sayesinde bunları limitlere sığdırabildik." diye konuştu.
Ali Koç, Maltepe'de yapılacak Fenerbahçe Futbol Akademisi ile ilgili şunları söyledi:
"Bu modelde Türk futbolu devam edemez. Arda, Yusuf, Elif, Ferdi... Bunlardan daha fazla örneklere ihtiyacımız var. Bunların olması için de böyle bir tesise ihtiyacımız var. 'Fenerbahçe altyapısında oynayan bir oyuncu A takıma giremez.' deniyordu. Şimdi 'Fenerbahçe altyapısından Avrupa'ya gidebilirsin.' deniyor. Bu oldukça veliler çocuklarını sana getiriyorlar. Sen ülke çapında izleme yapıyorsun ama veliler de sıraya giriyorlar. Çünkü gelecekle ilgili ümitleri oluyor. Bu 4 oyuncudan 97 milyon avro para kazanmışız. Feyenoord'un en yüksek maaş alan oyuncusu 1,2 milyon avro alıyor. 35 milyona sattığı oyuncusu 950 bin avro alıyor. 40 milyon teklif edilen satmadığı oyuncusu 900 bin avroya oynuyor. Bizim bu modelden gelen oyuncuların sayısının çok daha fazla olması gerekiyor."
Oyuncu satışının büyük bir gelir kaynadığı olduğunu vurgulayan Koç, şöyle konuştu:
"Ticari hayatta böyle bir şey yok. Yusuf'a bakalım; eski kulübü yok, kulübüne vereceğin bir pay yok. 22 milyon avro temiz para. Böyle bir karlılığı başka bir şeyde gösteremezsiniz. Arda Güler'i 250 bin liraya aldım. Herkes onun peşindeydi, bizden önce Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor da gitmişti. Arda'nın çok iyi Fenerbahçeli olması da fayda sağladı. Bu örnekler için Maltepe çok önemli. 350-400 milyon avro gelirlerden bahsediyoruz ama 2 sahayla altyapıyı götüremeyiz. Herkes oraya taşınacak. Kadın futbolu Samandıra'ya taşınacak. Dereağzı sporcu fabrikasına dönüştürülüp futbol dışı tüm branşlar orada olacak. Çok para gerektiriyor. Bir de stat projemiz var. O kendi kendini ödeyen bir proje. Fenerbahçe, Aziz başkan liderliğinde 85 milyon dolara stadı yaparken o zaman da ekonomik şartlar çok kötüydü. Cesur bir hamleyle onu yapabildi. Bugüne gelirsek, 15 bin kapasite artırımı ve çevre düzenlemesi var. Bu da 80-100 milyonluk büyük bir proje. Bizim olmayan bir stada veriyoruz. Kendi sahibi olmadığı stada en çok yatırım yapan Fenerbahçe. Büyük kulüpler arasında en çok kirayı ödeyen de Fenerbahçe. Beşiktaş da kendi stadını yaptı diyebiliriz. Diğerleri altın tepside statlarını aldılar. Bizim stadımızda Fenerbahçelilerin teri, emeği, canı, parası her şeyi var. Stat projemizi kendini fonlayabilecek bir proje. Bankalar Birliğinden çıkamasak o projeyi yapamazdık. çünkü kredi izni vermiyorlar."
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, kadrolarına dahil ettiklerini Ederson, Marco Asensio ve Kerem Aktürkoğlu'nun transfer süreçlerini anlattı.
Sarı-lacivertli kulübün başkanı, Anadolu Ajansının (AA) İstanbul'daki Uluslararası Haber Merkezi'nde gerçekleştirilen Spor Masası programının canlı yayın konuğu oldu.
Ali Koç, Bankalar Birliği ile olan anlaşmadan çıkmak için yaptıkları çalışmalara değinerek, "Her şey için el sıkışıldı. Askıdan sonra Ziraat Bankası'na temlik, Kenan Evren Lisesi ve Kayışdağı'nda kolejin olduğu arazide Emlak Konut ile 3 ayaklı bir iş birliği... Buradan gelecek paranın Bankalar Birliği borcu kapanana kadar buraya akması. İçimiz rahat. Artık yüzde 50'yi bırakmayacağız. Yüzde 50 bize gelecek. Bu da gemiyi çevirmek için çok önemli. İlk önce satalım, verelim, çıkalım istedik. Gördük ki proje riskini alıp, iki sene sonra gelirimiz fazla olabilir, borcumuz da az olabilir. Kenan Evren projesinden 50-60 milyon avro gelir bekliyoruz. 29 yıllık tahsis orası. Sayın Nedim Keçeli orada iş merkezi, iş hanları, ofisler yapacak. Bazı tesislerimizi düzeltmemiz gerekiyor. Bunların tohumları atıldı. Bankalar Birliğinden de çıkmak için Hamdi Bey '2 ay' dedi, ben '3-4 hafta' dedim. Konu, bürokratik adımlara kalmış, soru işareti barındırmayan konumda." diye konuştu.
Fenerbahçe'yi futbolda şampiyon yapamamalarının bedelini seçimle ödediklerini anlatan Koç, "Fenerbahçe her 10 ayda bir seçime giremez. Çünkü sonraki sene de seçim var. Camianın menfaatleri için seçimleri kim kazanırsa iki senelik bir görev olması lazım." dedi.
Başkan Ali Koç, sarı-lacivertli takımın kadrosuna kattığı Brezilyalı kaleci Ederson'un transferinin 3 saat içinde bittiğini aktardı.
Koç, Brezilyalı kalecinin transfer sürecini şöyle anlattı:
"İyi bir kaleci arıyorduk. Livakovic gitmek istediğini iletti. Premier Lig'e gidecekti. Bence biraz hata yaptı. Fazla talepkar olduğu için fırsatı kaçırdı. Bizim alacağımız kaleci o takıma gitti ama önemli bir kaleci ihtiyacımız olduğunu ifade etmiştik. Ederson hiç aklımızda yokken olan bir süreç. Kaleci transferi aklımızda vardı. Hamdi Akın ile Samandıra'ya idmanı izlemek için gitmiştik. Orada bir menajerden telefon geldi. O menajerle konuşurken 'Ederson konusu ne oldu?' dedim. 'Ederson konusu daha olmadı. Karşı takım (Galatasaray) kamp kurmuş. Bazı konularda anlaşamamış. Siz ister misiniz?' dedi. 2-3 saatte belli başlı şeylerde anlaştık. 3 saat içinde iş bitti. Bitince Brezilyalı diğer kaleciden feragat etmek zorunda kaldık. İyi de yaptık. Premier Lig'de gördüğümüz Ederson'u Fenerbahçe kalesinde de aynı şekilde görürüz. 'Benfica'ya elendik ve o yüzden bu transferleri yaptık.' diye bir şey uzaktan yakından alakası yok. Mourinho temmuz ayında konuştuğumuzda 'Bir kanat yeter' dedi. 'Katılmıyorum, iki kanat alacağız' dedim. İşin aslı astarı bu şekilde. Bir 8 numara için dünden beri çok çalışıyoruz. Çok genç, 22-23 yaşlarında müthiş potansiyel ama pazarlıkları istediğimiz noktaya getiremediğimiz için son dakika her şey olabilir ama olmayacak gibi gözüküyor. Hızlı, zeki, teknik bir 8 numara. Alamayabiliriz ama devre arasında kesin olacak."
Kerem Aktürkoğlu transferi için temmuz ayının 3. haftasından bu yana çalıştıklarını aktaran Ali Koç, "Portekiz'den ayrıldığımız zaman, ertesi gün oradaydık. Uçağa bindiğimizde ertesi gün Kerem'in transferi sonuçlanmadan bitmişti. Anlaşamadık, müzakereler devam etmiyordu. Uçağa bindik, Kerem kulübüne ne dediyse pazarlık yeniden başladı. İstanbul'a geldiğinde el sıkışma noktasına gelmiştik." şeklinde görüş belirtti.
Marco Asensio'nun sarı-lacivertli takıma katılma sürecine dair de konuşan Koç, şunları kaydetti:
"Asensio'nun rakamları 3 hafta önce de 6 hafta önce de bambaşkaydı ama biz temmuz ortasında oyuncuyla el sıkıştık. Kulübüyle de görüşüyorduk. Mourinho, Skriniar'ı temmuzda istiyordu. 'Ben bu oyuncuyu kaptan olduğu için kampta görmek istiyorum.' dedi. 20 milyon avrodan kapı açıldı, temmuz sonunda 6 milyon avroya indi. Asensio'da da aynı rakamlar var. Aston Villa son anlarda agresif bir şekilde topa girdi. PSG biz düzgün davrandığımız için, direkt kulübe gittiğimiz için oyuncuyu bize vermeyi tercih etti. Asensio ile hiç şart görüşmedik."
Ali Koç, Real Madrid formasını giyen Dani Ceballos ile ilgilendiklerini belirterek, "Ceballos seçim kazandırır, Real Madrid'den oyuncu getiriyorsun. İstesek bugün getiririz ama 4 yıllık maliyeti 47 milyon avro. Yapmadık, yapmamayı tercih ettik. Bu kadro bizi devre arasına kadar götürecek. Djiku'yu yollarken de çok az stoperimiz var. Becao 14. yabancı olarak listeye girer. Becao, kasım ayında başlayacaktı ama 3 haftadır idmanlarda hazır hale geldi. Yunus Emre Konak'a da baktık. İstenilen paralar ortada. Geleceği parlak, Allah yolunu açık etsin." ifadelerini kullandı.
Ali Koç, bonservis harcamalarında Türkiye'den bir takımın Avrupa'da üst sıralarda yer almasıyla ilgili olarak, "Helal olsun." ifadesini kullandı.
Ali Koç, Fenerbahçe camiasını birlik ve beraberliğe davet ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir tane Fenerbahçe var. Fenerbahçe'nin etrafında dönenleri, konjonktürü, birlik ve beraberliğin ne kadar tehlikede olduğunu iyi kavramaları, camiada birlikteliğin sağlanması gerekiyor. Organize kötülük deniyor. Rakipte durum tam tersi. Korumadığın sürece orada yer bulamıyorsunuz. Bugün Fenerbahçe'de benim yaşadıklarım, yaşatılanlar, Erol Bey'in ailesine kadar yaşatılanlar, yalan, iftira, futbolculara küfür etmek, Athletic Bilbao maçında 5. dakikada oyuncuları yuhalamak, bunlar bize öğretilenlerle alakası yok. Bu, demokratik hak, kulübün yanında duranlar, 'Oyuncuları yuhalamayalım' diyenler, paralı köpekler, hainler... Ekmek parasını Fenerbahçe'yi temsil edenler Fenerbahçe'ye saldırarak kazanıyorsa camia buna dur diyemezse bölünmüşlük devam eder. Kulübü savunanlar hakarete uğruyorlarsa bu da büyük tehlike. Fenerbahçe camiası çok kudretlidir. Gencecik çocukların 3-5 kuruş para karşılığı Fenerbahçe'ye sallamasına müsaade etmemeliyiz."
Camiayı ayrıştıran her unsuru yok etmeleri gerektiğinin altını çizen Koç, "Fenerbahçe'ye vurmak, saldırmak kolay. Atı alan Üsküdar'ı geçmiş. Onların yaptıklarının 10'da 1'ini biz yapsak adliye koridorlarında sürünüyorduk. Fenerbahçeliler birbiriyle itişmekten büyük resmi unutuyorlar. Fenerbahçe camiası 3 Temmuz ruhuyla bu usulsüzlüklerin üstüne çökseydi bugün devlet de mahkemeler de farklı noktada olurdu. Dzeko ve Tadic gibi iki senesini vermiş kişiler Fenerbahçe'den olumsuz duygularla ayrılmamak istemiyorsa, stada gelmiyorsa bu, herkesin 'Ne oluyor?' demesi gereken bir unsurdur. UEFA Başkanı, Fenerbahçe Başkanına '5. dakika bir gol yediniz, daha 85 dakika var. Bu nedir?' diye sorduğunda Fenerbahçe Başkanı cevap veremiyorsa tehlikenin farkında olmamız gereken nokta bu, taraftarlık bu değil. Sevdanın peşinde koşmak bu değil. Fenerbahçe için güzel günler yolda. Şampiyonluğa hiç olmadığı kadar inanmış durumdayız. Ayrık otlarını temizlemek zorundayız. Fenerbahçe'yi kendimiz zayıflatıyoruz. Kendilerini Fenerbahçe ile özdeşleştiren birçok kimsenin Fenerbahçe'nin karşısında durması, keyif alarak, salyalar akıtarak durması Fenerbahçelilik değildir. Şampiyonluksa bir numara hedefimiz, 1,5'uncu hedef camianın birlik ve beraberliğidir, toparlanmaktır." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür eden Ali Koç, "Devletimize de teşekkür etmek lazım. Bankalar Birliği imkanı oluşturulmasında Fenerbahçe dik durdu, 5 değil 9 seneye alındı. 5 senelik olsaydı 2 sene önce çökmüştü. Bu, bize mali disiplin, harcama limitlerini getirdi. Gelirler arttı. Kulüplerimizin ihtiyaçları doğrultusunda bürokratik süreçlere yardımcı oldular. Aynı günlere dönmemek önemli olan. Her kulübe eşit şartlarda yaklaşmak çok önemli." diye konuştu.
Başkan Ali Koç, Türk halkını sevince boğan voleybol ve basketbol milli takımlarının başarısına değinerek sözlerini şöyle tamamladı:
"Voleybolda 'Filenin Sultanları'na teşekkür ederiz. Müthiş duygular yaşattılar. Kızların, teknik kadronun, federasyon başkanının başarısı olağanüstü. Turnuvanın en iyi 6 oyuncusunun 3'ü de Fenerbahçeli. Basketbolda da başta Hidayet Başkan olmak üzere takımımızın Allah yolunu açık etsin. Şans yanımızda olsun. Geldiğimiz nokta çok önemli. Şu an 7'de 7 gidiyorlar ve müthiş bir basketbol oynuyorlar."