AKŞAM Özel Röportaj: Şampiyonluklarımız gasp edildi

Fenerbahçe'nin 1959 kadrosunda da yer alan kaleci Şükrü Ersoy'dan AKŞAM'a tarihi açıklamalar: “Adeta gasp edilmiş şampiyonluklarımız var. Fenerbahçe'nin 1959 şampiyonluğunda ben de vardım. Sonradan bu şampiyonlukların sayılmaması büyük bir haksızlıktır. O zamanki şampiyonlukların tescil edilmesi lazım.”

AKŞAM Özel Röportaj | Engin VEREL

Bugünkü konuğumuz Şükrü Ersoy. Asırlık çınar, Fenerbahçe’nin son 70 yılının canlı tanığı... Kanarya’nın tescil edilmiş ilk şampiyonluğunda kalede Şükrü Ersoy vardı. Elbette tescil edilmeyen şampiyonlukların acısını da yüreğinde hissediyor. Ersoy’la o günleri konuştuk. İşte tarihi açıklamaları: “Rahmetli Cihat Arman Ağabey ve Sabri Kiraz, Türk kaleciliğini yükselten sporculardı. Bu isimler çok değerli, unutulmaması lazım. Biz kale arkasında top toplar, kendilerine verirdik. Kalecilik oradan bir tutku oldu. Alışmam için Sabri Kiraz ile mahalle maçlarına giderdik, oradan da beni Fenerbahçe’ye götürdü. Fenerbahçe’nin içinde büyüdüğüm için çok mutlu olmuştum. O ara 3 yıl Vefa’da oynadım, sonra tekrar Fenerbahçe takımına geldim. Ben kaleci olarak Fenerbahçe’de oynamaktan her zaman onur duydum.

ÇOK YANLIŞ BİR DURUM VAR

Adeta gasp edilmiş şampiyonluklarımız var. Bu çok yanlış bir durum. Futbol hayatımız 1950’de geçmiş. Oradaki şampiyonlukların sayılmaması çok büyük bir hata. 1959- 1960’tan sonra lig şampiyonluğu vardı. Fenerbahçe’nin 1959 şampiyonluğunda ben de vardım. Sonradan bu şampiyonlukların sayılmaması büyük bir haksızlıktır. Fenerbahçe büyüklüğünü 50’den 60’tan sonra bulmadı. 100 senelik bir kulüp. O zamanki lig şampiyonluğunun, Süper Lig’le birleştirilerek tescil edilmesi lazım. Kulüp yöneticileri bu konuda çalışma yapmalıdır.

HÂLÂ TANIYIP ELİMİ ÖPÜYORLAR

Benim için en değerli şey Fenerbahçe’de yaşadığım şampiyonluklar. Ben ilk parayı Fenerbahçe’de kazandım. Tanınmışlığı, Fenerbahçe’de yaşadım. Hâlâ Fenerbahçeliler, ‘Şükrü ağabey’ diyerek yolda önümü kesip, elimi öpüyor. Bunlar hep Fenerbahçe’nin sayesinde oldu. İyi ki Fenerbahçe’de oynamışım, iyi ki kaleci olmuşum. Kaleci bir kere hatalı gol yiyince unutulmuyor. Brezilya’da yediğim gol için, ‘O golü nasıl yedin’ diye hâlâ unutmazlar, sorar dururlar. Kalecilik böyle bir şey.”

O SAAT MENDERES’İN BÜYÜK BİR HATIRASI

Fenerbahçe’nin efsane kalecisi Şükrü Ersoy, 3-1’lik Macaristan zaferinden sonra kendisine dönemin Başbakan’ı Adnan Menderes tarafından verilen saati ömür boyu sakladı...

Galatasaraylı Turgay Şeren’le birlikte Ay-Yıldızlı Takım’ın kalesini koruyan Şükrü Ersoy, Macaristan zaferinden sonra Adnan Menderes tarafından kabul edilmelerini ve birer saatle ödüllendirilmelerini şöyle anlatıyor: “O dönemde dünyada en iyi futbolu oynayan takım Macaristan’dı, biz burada onları 3-1 yendikten sonra Macar futbolu bir daha ayağa kalkamadı. O maçta ben yedektim Turgay oynadı. Beni çağırdı arkası imzalı saat hediye etti. Benim için büyük bir hatıra, arkasında kendi imzası var bizden sonra da çocuklarımıza kalacak bir hatıra.”

FENERBAHÇELİ OLDUĞUM İÇİN TRABZONSPOR’DAN GÖNDERİLDİM

Şükrü Ersoy, lider yaptığı Trabzonspor’dan nasıl ayrıldığını şöyle anlattı: “Ben Manisaspor’u çalıştırırken Trabzonspor başkanı beni çağırdı. Bana ‘Bizi 4. veya 5. yap yeter’ dedi. Sonra ben takımı bıraktığımda liderdi. Yılbaşı gecesi oturuyorduk, kapı çaldı. İdarecilerden biri geldi, ‘Biraz konuşalım ağabey’ dedi. Sahilde yürüdük. ‘Sen takımı bırak. Bırakmazsan senin için iyi olmaz, seni rahat bırakmazlar’ dedi. Çok üzülmüştüm. Karşı gelmemin bir faydası olmayacaktı. Rusya’ya maça gittiğimizde onlar bile antrenmanlarımıza hayran kalmıştı. Trabzon o sene ilk şampiyonluğunu kazandı. Bunda benim de payım vardı. Tek neden Benim Fenerbahçeli olmamdı. ‘Sen Fenerbahçeli olduğun için seni rahat bırakmazlar’ dedi. O şekilde ayrıldım.”

8 YİYEN YAŞAR’I KARŞILADIM

Almanya maçında 7 gol yiyen Şükrü Ersoy, bu konudaki ilginç hatırasını bizlerle paylaştı: “O maçta bir sakatlık oldu ve biz 10 kişi kaldık. O zamanlar oyuncu değişikliği yoktu. Maç bitiminden sonra üzüntülü bir şekilde otobüse geldiğimde hem kafile başkanı hem Futbol Federasyonu başkanı olan Ulvi Yenal’ın, ‘Üzülme evladım. Merak etme ben de 6 tane yemiştim. Senin sayende ben bu yükü attım’ demesi beni daha çok üzdü. 7 gol benim içimde kaldı. Daha sonra İngiltere’de maçta 8 gol yiyen Yaşar’ı uçakla gelince karşıladım ve yanına gittim. ‘8 yediğin için çok üzüldüm ama benim üstümden 7’nin yükünü aldın teşekkür ederim, Allah sana da yardım etsin’ dedim. Böyle bir anımız olmuştu.”

CAN BARTU’NUN ŞAKASI

Ersoy, kaptan olarak 19 Mayıs Stadı’na çıktığı bir maçta Can Bartu’nun kendisine yaptığı şakayı şöyle anlattı: “O zaman en az 10 yıl oynamadan kaptan olunmazdı. O maçta ben kaptan olarak sahaya çıkmak için hazırlandım. Sahaya merdivenlerden birden çıkardık. Can da demiş ki, ‘Şükrü Ağabey’e bir şaka yapalım, o tek başına çıksın bakalım ne yapacak?’ diye. Ben de önde sahaya fırladım, saha ortasına gelince arkama baktım kimse yok. Saniyeler sonra arkamdan çıktılar bu da güzel bir hatıram oldu.”

LEFTER BİR BAŞKAYDI

Kariyerinde birçok futbolcuyla oynayan Şükrü Ersoy, Lefter’i ayrı bir yere koyuyor: “Lefter, enteresan bir insandı. Ben hayatımda onun sakatlığını hiç görmedim. Hep sahalardaydı. Bir futbolcuda olması gereken tüm meziyetler vardı. Adada yaşadığı için orada forma girerdi. Salı, perşembe haftada 2 antrenman vardı, o fazla idman da yapmazdı. Futbol onun canında, kanında vardı.”

TURGAY ŞEREN GOLCÜMÜZDÜ

Galatasaray’ın efsane kalecisi Turgay Şeren’le de takım arkadaşlığı yapan Ersoy, o günleri şöyle anlattı: “Turgay Şeren ile mahalle arkadaşıydık. O santrafor oynardı bizim takımda. Ben Boğaziçi Lisesi’nde okurdum. Turgay da Galatasaray Lisesi’nde. Bir gün Galatasaray Lisesi ile maçımız vardı, bir baktım Turgay kalede.”

TARİHİ TRANSFER

Erosy, yurt dışına çıkan ilk Türk kalecisi olarak 5 yıl Salzburg formasını giydi. O günleri şöyle anlattı: “Müthiş bir duygu. Daha önce Avrupa’ya çok gittik hazırlık maçlarında. 1962 senesinde Salzburg beni istedi, kabul ettim. Molnar antrenördü, o beni istemiş. Salzburg’ta 5 sene oynadım. 1967’de ayrılıp, Almanya’da antrenörlük kursuna gittim. 37 sene antrenörlük yaptım.”

ALİ KOÇ BÜYÜK ŞANS

Ersoy başkan Ali Koç için de şöyle diyor: “Ali Koç’un başkan olması en büyük şansımız. Fenerbahçe’yi Avrupa standartlarında bir kulüp yapacak. Bunun için sistem geliştirmeye çalışıyor. Kulübün mali durumu düzeltilirse ileride çok rahat eder ve istediklerini gerçekleştirir.”