AKŞAM Özel Röportaj: Maçları yine omuz omuza izleyelim

Fenerbahçe ve Milli Takım'da yıllarca kaptanlık yapan Alpaslan Eratlı AKŞAM'a konuştu: Eratlı, sporda şiddetin bitmesi için, futbol oynadığı dönemi örnek gösterdi: “Bu günler geçtikten sonra yine eskiden olduğu gibi tribünde yan yana maç izleyelim. Bu kavgaya artık son verelim.”

AKŞAM Özel Röportaj | Engin VEREL

Türk futbolunun ve Fenerbahçe’nin unutulmaz liberolarından Alpaslan Eratlı, uzun yıllar formasını giydiği Sarı-Lacivertli takımda kaldırmadık kupa bırakmadı. Milli Takım’ın da kaptanlığını yapan Alpaslan Eratlı, centilmenliği ve beyefendi kişiliğiyle her zaman örnek bir sporcu oldu. 1972’de başlayan Fenerbahçe kariyeri 1983’e kadar devam etti. Sarı-Lacivertli kulüpte 11 yıl içinde; 4 Türkiye şampiyonluğu, 2 Türkiye Kupası ve 1 de Cumhurbaşkanlığı Kupası olmak üzere toplam 7 kupa kaldıran Eratlı, sayısız hüzünlü ve mutlu anı biriktirdi. Ancak onun için en unutulmaz olanlardan biri Galatasaray derbisi öncesi bir yanlışlığa kurban gitmesi. Eratlı o kampta yaşadıklarını AKŞAM okurlarıyla paylaştı:

YAVUZ BACAK ARASINDAN YEDİ

“Bir Galatasaray-Fenerbahçe maçı için Fenerbahçe Burnu’nda kamp yapıyordum. O dönemlerde kamp süresi 3 günden aşağı olmazdı. Şimdi bir gün kalınıyor. Sonra İnönü Stadı’na gitmek için ayakkabılarımızı aldık otobüse bindik soyunma odasına girdim. Kadrolar açıklandı kadroda ben yokum o maçta. Galatasaray’a 3-1 yenildik. Hatta Yavuz Şimşek bacak arasından yemişti. Neden kadro dışında kaldığımı öğrendiğimde çok şaşırmıştım. Ben kamptan arabamla gece karşıya geçmişim. Bana bunun için ceza verilmiş. İşin aslı şöyle; benim bana ikiz gibi benzeyen bir kardeşim var, arabayı gelip benden kamptan almıştı. Kim görmüşse, yanlış istihbarattan o maçta forma giyememiştim.” Alpaslan Eratlı, klasik kesicilerin dışında teknik özellikleriyle de ön plana çıkan bir oyuncuydu. Bu yüzden kendisine takılan isimlerden dolayı duyduğu gururu da şöyle anlatıyor:

BANA ‘KADİFE AYAK’ DERLERDİ

“Unutamadığım ve benim de çok hoşuma giden lakaplarından biri ‘Kadife ayak’. Hatta onun, benim için önemli bir anısı da var. Uzun bir sakatlık döneminden sonra sahaya çıktığım o gün Spor Yazarı Tahsin Öztin ‘Kadife ayaklı Alparslan, İnönü’ye hoş geldin’ başlıklı bir yazı yazmıştı. Kimileri de raket gibi sol ayak derdi. Bir de ‘Raket ayak’ olarak çok yazıldı. Yine stada asılan bir pankartta ‘Türk futbolunda örnek gösterilecek yeni bir usta’. Bunlar benim anılarımda daima yaşayacak hatıralardır.”

EN BÜYÜK GURURUM CUMHURBAŞKANI’YLA TANIŞMAK

Alpaslan Eratlı: “Benim için en önemli olaylardan birincisi sayın Cumhurbaşkanımla tanışıp, sohbet etmek. İkincisi de Ali Koç’un beni evimde ziyaret etmesidir.”

Fenerbahçe’nin emektar kaptanlarından Alpaslan Eratlı, ülkesinin Cumhurbaşkanı ve mensubu olduğu Fenerbahçe’nin Başkanı tarafından gördüğü vefa nedeniyle son derece mutlu. Hayatında en çok önem verdiği bu iki konuyu ayrı bir yere koyuyor ve duyduğu mutluluğu şöyle ifade ediyor: “Benim için en önemli olaylardan birincisi, sayın Cumhurbaşkanım’la Fenerbahçe’nin Yüksek Divan Kurulu toplantısında tanışıp sohbet etme imkânı bulmuş olmamdır. İkinci gurur duyduğum şey de, Başkan Ali Koç’un beni evimde ziyaret etmesidir. Bu yaşadığım iki olay da unutamayacağım anılarımdandır.”

LÜTFEN YENİDEN BİRLİKTE İZLEYELİM

Eratlı: “Taraftarlar bizim zamanımızda hep bir arada, kavgasız, gürültüsüz maç izlerdi. Bu kötü günler geçince lütfen eskisi gibi olalım.”

Fenerbahçe’nin efsane kaptanı, tribünlerin yüzde 50-50 paylaşıldığı, taraftarların maç öncesinde ve sonrasında stadyumlardan birlikte ayrıldığı günlerin özlemini çekiyor. Ve bugünkü kavgalı, gürültülü rekabet ortamının bitmesi çağrısını yapıyor: “Ben çok önemli bir şey söyleyeceğim. Bizim zamanımızda tüm takım taraftarları hepsi bir arada, kavgasız-gürültüsüz maç seyrederlerdi. Taraftarlardan ricam yine eskiden olduğu gibi; bir arada, zevkle, heyecanla tribünleri doldurarak maç seyretsinler. Bir de bu kötü günleri geride bırakarak sağlıklı güzel günleri yeniden hep bir arada yaşayalım.”

BİZ SOKAKTAN GELDİK

Alpaslan Eratlı, bugünkü gençlerin sahip olduğu imkanlarla futbolda daha başarılı olacaklarına inanıyor: “Bizim dönemimizde alt yapı yetersizdi. Bizler toprak olan arsalarda, sokak aralarında futbol oynardık. Yeteneklerin keşfedileceği yerler alt yapılardır. Ben böyle düşünüyorum. Cristiano Ronaldo, Messi, bunun en güzel örnekleridir.”

HER YERDE OYNADIM

Eratlı nerede ihtiyaç varsa, orada görev yapan özel yeteneklere sahip bir oyuncuydu. Bu durumu şöyle anlatıyor: “Ben her yerde oynadım Milli Takım’da sağ bek oynadım, Zekeriya sol bek, ben sağ bek olarak oynardık. Fenerbahçe’de Yılmaz Şen, Ercan ve Ziya da bıraktıktan sonra sol bek olarak oynadım.”

EN GÜZEL GÜNLERİMİZDİ

Fenerbahçe’de birçok teknik adamla çalışan Eratlı, o günleri özlemle anıyor: “Fenerbahçe‘de Didi, Kaleporaviç, Rauch ve Stankoviç gibi hocalarla birlikte çalıştım. Hepsi ile ayrı ayrı güzel günler yaşadık.”

İDOLÜM CAN AĞABEYDİ

Eratlı, çocukluğunda Fenerbahçe’nin bir başka efsanesi Can Bartu’yu izleyerek büyümüş. Ona olan hayranlığını ise şöyle dile getiriyor: “Ben on yaşındayken hayranı olduğum futbolcu Can Ağabey’di. Allah rahmet etsin, onu büyük bir hayranlıkla seyrederdim. İyi bir sporcuydu.”

EŞİM VE KIZLARIM NEFES BİLE ALDIRMIYOR!

Alpaslan Eratlı, karantina günlerini sevenleri tarafından kuşatma altında geçiriyor. Bu durumu esprili bir şekilde anlatıyor: “Her şeyden önce bu salgın hastalık çok tehlikeli olduğu için kurallara uymamız lazım. Özellikle eşim ve kızlarım bana nefes aldırmıyorlar. ‘Şöyle bir çıkıp hava alayım’ diyorum. Bana ‘Gidersen geri dönme’ diyorlar. Yani bu konuda çok katılar. Tabii normali de bu.”

MİLLİ TAKIMIN ROTASI DOĞRU

Eratlı: “Ben 29 kez A Milli Takım’da, 4 kez de Ümit Milli Takım’da oynadım. Milli Takım’da şu an doğru işlerin yapıldığına inanıyorum. Genç ve Avrupa futbolunu iyi bilen oyuncuların ağırlıkta olduğu bir milli takım var. Şenol Hoca’nın tecrübesiyle Avrupa Şampiyonası’nda başarılı olacaklarına inanıyorum.

4 YIL TFF’DE GÖREV YAPTI

Eratlı futbolu bıraktıktan sonra tecrübelerini gençlere aktarmak için 4 yıl da TFF’de görev yaptı. O dönemi şöyle anlatıyor: “Ben futbol oynamak isteyen gençlerin, başarılı olabilmeleri ve alt yapı içinde yetişmelerine inandığım için önce TFF’da 4 sene görev yaptım. O dönemde Başkan Gündüz Tekin Onay’dı. Sonra Fenerbahçe’nin alt yapısında görev yaptım. Gençlere destek olmak benim için önemli bir görevdi.”