AKŞAM Özel Röportaj: Beyoğlu'nda ağlaya ağlaya yürüdüm

Semih Yuvakuran, Galatasaray'la köprüleri attiğı o görüşmeyi AKŞAM'a anlattı: “Selçuk Uygur, ‘Bu odadan çıkarsan bir daha giremezsin' dedi. Ben de ‘Bir daha buraya gelirsem şerefsizim' dedim. Hüngür hüngür ağlayarak Beyoğlu sokaklarında yürümeye başladım. Arkamda yüzlerce gazeteci. Kadınlar beni çevirip, ‘Hangi fi lmde oynuyorsun' diye soruyordu.”

AKŞAM Özel Röportaj | Orçun ÖZATEŞ

Semih Yuvakuran, Galatasaray’ın başarıdan başarıya koşan takımının bir parçasıydı. Ancak yönetimle yaptığı son görüşmeden büyük hayal kırıklığıyla ayrıldı. Çünkü çok sevdiği formasına veda etmek zorunda kalmıştı. Semih Yuvakuran o ayrılığı şöyle anlattı: “Bir şeyler döndüğünü anladım. Benden önce yönetimle görüşmeye Yusuf, Muhammet, İsmail girdi. Benim kafamda istediğim bir rakam vardı. Gerçekten çok düşük bir rakamdı. Onu söyledim. Buna bile ‘Hayır’ dediler. Ben de kendilerine ‘Siz bana bir şey mi demek istiyorsunuz. Ne yapmak istiyorsunuz’ dedim. Yönetimde olan iki kişi bana söz vermişlerdi. Odada yüzlerine baktığımda bana bakmıyorlardı. Başları aşağıya bakıyordu. Bunlardan biri Selçuk Uygur‘du… Bana ‘Biz sana o kadar para veremeyiz’ dedi. Bunun üzerine ben de rakamı aşağıya indirdim. Onu da veremeyeceklerini söyledi. Bana acayip acayip rakamlar söylemeye başladılar.

BANA BUNU MU LAYIK GÖRDÜNÜZ!

Bu dönem hiç oynamamış Hayrettin’e 800 bin lira vermişlerdi. Bana da o rakamı verdiler. Ben de ‘Bana bunu mu layık görüyorsunuz’ dedim. ‘Öyle’ dediler. Ben de bunun üzerine ‘Ben bir dışarıya çıkayım, siz aranızda konuşun’ dedim. Selçuk Uygur ‘Bu odadan dışarı çıkarsan bir daha gelemezsin’ dedi. Bu laf bana çok ağır geldi. Ben de ‘Bir daha buraya gelirsem şerefsizim’ diyerek odadan çıktım. Hüngür hüngür ağlayarak Beyoğlu sokaklarında yürümeye başladım. Arkamda yüzlerce gazeteci vardı. Sokaklarda kadınlar beni çevirdiler ‘Hangi filmde oynuyorsun?’ diye soruyorlar. Beni film çekiyor zannettiler. Arabaya bindiğim anda Fenerbahçe Başkanı Metin Aşık araç telefonundan beni aradı ve görüşmek istediğini söyledi. Ben de kendisine ‘Moralim çok bozuk eve gitmek istiyorum’ dedim.

1 AY BASINLA KOVALAMACA OYNADIK

Sonra buluşma kararı aldık. Bir arkadaşımın Aksaray’da iki çıkışlı dükkanı vardı. Oraya gittim. Aracı oraya bıraktım. Arkamdaki gazeteciler de orada kaldı. Ben de diğer kapıdan taksi ile Metin Aşık’ın yanına gittim. Fazla fazla söyledim rakamları ne söylediysem kabul ettiler. Çeki yazarak bana ödemeyi yaptılar. 1 ay Fenerbahçe’nin beni saklaması gerekiyor. Attığım imza 1 ay sonra geçerli sayılacak. Metin Aşık’ın yatıyla adalara gittik. Gazeteciler adada olduğumun bilgisini almışlar. Adaya baskın yaptılar. Hepsi motor kiralamışlar. Sanki adalara çıkarma yapıyorlar. Oradan sürat teknesiyle Nuri Enver adlı bir yöneticimizin evine gittim. 1 hafta orada kaldım. Sonra eşimle Fransa tatil köyüne gittik. Orada imzayı attık.”

15 YIL SONRA ÖĞRENDİM

Yuvakuran: “Ben beni neden gönderdiklerini tam 15 sene sonra öğrendim. Bir yönetici abimiz ‘Senin bonservisinle tüm takımın alacaklarını ödedik. Onun için sana bunlar yapıldı’ ifadelerini kullandı.

25 MİLYON ARTI SEJDIC

Galatasaray Başkanı Alp Yalman, Beşiktaş’la görüşen Semih Yuvakuran’ı 25 milyon artı Sejdic karşılığında transfer eder.

Beşiktaş’la bir İstanbul’da bir de İzmir’de olmak üzere iki kez görüşme yaptım. Bir türlü anlaşamadık. Sıkıntı para konusunda değildi. Bana ‘Satışını iste’ dediler. Ben de onlardan garanti istedim. Bu garantiyi bir türlü vermediler. Galatasaray’da Alp Yalman başkan devreye girdi. İstanbul’da bir görüşme yaptık. Alp Başkan sadece ‘Ne istiyorsunuz?’ dedi. Ben bir rakam söyledim. Hemen çeki yazdı ve elime verdi. Alp Başkan bana ‘Şimdi senin Bursa’da kalman için herkesi araya sokacaklar’ dedi. Gerçekten dediği gibi oldu. Milletvekilleri, tanımadığım bir sürü akrabalar, Emniyet müdürleri Bursa’ya imza atmam için beni aradılar. Ama ben onlara söz verdiğimi söyledim ve Galatasaray’a imza attım. Galatasaray Bursaspor’a 25 milyon lira artı Mirsad Sejdic’i verdi. Bu, o dönem çok büyük bir rakamdı.

BU SOPAYI GÖNDERİN

“Derwall yönetime, ‘Ha bir sopa, ha Semih… Gönderin gitsin’ demiş. Ertesi sene formayı kaptım. Derwall, ‘Ben formayı vermedim, Semih söke söke aldı’ dedi.”

Semih Yuvakuran, tecrübeli hoca Jupp Derwall’le yaşadığı macerayı şöyle anlattı: “Galatasaray’a 18 yaşında gelmişim. Fatih Abi’nin resimlerini biriktirirken yan yana oynamaya başlamışım. Raşit Abiler, Simoviçler, Yusuflar… Kenara bakıyorum Derwall orada. Ellerim, ayaklarım titriyordu. Bir sene boyunca bu heyecanı yaşadım. Derwall sezon sonunda benim için yönetime ‘Ha bir sopa, ha bir Semih!.. Gönderin gitsin’ demiş. Ali Uras Başkan devreye girdi. Jupp Derwall’e ‘Biz Semih’i çok iyi tanıyoruz. Sen onun nasıl bir oyuncu olduğunu ileride göreceksin. Sen gidersin, o gitmeyecek’ demiş. Ertesi sene çok çalıştım ve formayı kaptım. Bir Gençlerbirliği maçı öncesi toplantıda Derwall ‘Ben formayı Semih’e vermedim, o benden söke söke bu formayı aldı’ dedi. O maç sonrası formayı kimseye kaptırmadım. Sonra Jupp Derwall kitabında ‘Futbolcu olsaydım Semih’in karşısında oynamak istemezdim’ ifadelerini kullandı.”

SİZİ PARAYA BOĞARIZ

Yuvakuran, kariyerinde yaşadığı ilginç olayı da bizimle paylaştı: “Fenerbahçe’ye imza atmam için 1 ay saklandım. Bu nedenle 2 maç oynamadığım için Galatasaray beni mahkemeye veriyor. Saat 5 gibi eve haciz memurları geliyor. Evi arıyorum. Telefona eşim çıkacağına bir adam çıkıyor. Arkadaşım kasap vardı. Onu aradım. ‘Evi soyuyorlar’ dedim. Hızlıca eve geldim. Avukat inatçı çıktı. Kıl bir adamdı. Eşim bayılmış. Neden 5’te geliyorsun. 80 bin lira… Bu dönemin 800 bin lirası… Vefa Küçük’ü aradım. Hemen geldi. Avukat, Vefa abiyi tanıyormuş. Parayı suratına fırlattı. ‘Sen hâlâ öğrenemedin mi Fenerbahçeliler’in evine hacze gelinemez. Paraya boğarız sizi’ dedi. Tüm eşyaları yerine taktırdı.”

KAYARAK MÜDAHALE SEMİH’TEN SORULUR

Bursa’da 1963 yılında dünyaya gelen Semih Yuvakuran, kariyerinde eşsiz başarılara imza attı. Galatasaray’da Derwall zamanında sol bekte ‘Kayarak müdahalenin sembolü’ haline gelen Semih, 7 yıl Sarı-Kırmızılı formayı terletti. 1989-1990’da Fenerbahçe’ye transfer olan başarılı oyuncu, 1996’da kariyerine Edirnespor’da nokta koydu. İki büyük takımın formasını giyen Semih Yuvakuran, 25 kez de milli oldu.

FENERBAHÇE BENİ SEVDİ

Semih Yuvakuran: “Fenerbahçe kongre üyesi ve divan kurulu üyesi oldum. Bundan dolayı çok mutluyum. Beni, Fenerbahçe seyircisi kabul etti. Galatasaray’dan Fenerbahçe’ye gelen bir sürü oyuncu var ama çoğu kabul edilmedi. Taraftar beni çok seviyor, ben de onları çok seviyorum.”

O POZİSYON GOL

Semih Yuvakuran 29 yıl önce Fenerbahçe-Beşiktaş maçında ‘Çizgiyi geçti-geçmedi’ tartışması yapılan Beşiktaş’ın pozisyonunu da şöyle anlattı: “O pozisyon gol. O zaman söylemeyin dediler. Ben yemin ediyorum söyleyecektim. Ama iyi ki gol kararı verildi. Daha çok vicdan azabı çekerdim.”

SOL BEK OLMAM ÖMERAGİÇ’İN ESERİDİR

Semih Yuvakuran sol açıktan, sol beke geçme macerasını şöyle anlatıyor: “Bursaspor’un genç takımında futbola sol açık olarak başladım. Çok gol atmıştım. Sonra Bursaspor A takım antrenmanlarına çıkmaya başladım. Hocamız Kemal Ömeragiç bana ‘Sol bek oynar mısın?’ diye sordu. Ben de ‘oynarım’ dedim. Yapılan hazırlık maçında çok iyi oynadım. Bu karşılaşma sonrası bana ‘Sen böyle oynarsan milli takıma kadar gidersin ve değişmez oyuncusu olursun’ diye söyledi.”

ŞİMDİLERDE ÇOK ZOR

Semih Yuvakuran: “Şampiyonlar Ligi’nde yarı finalim var. Türkiye’de herhalde şu seviyeye ulaşan futbolcu yoktur. Bu seviyeleri görmeleri artık çok zor. Bizim o dönemdeki kadromuz çok kaliteliydi. Birbirimizi çok iyi tanıyorduk. Bugünkü gibi 12-13 yabancı oyuncu da yoktu. 2-3 tane vardı.”

YENİLGİSİZ İKİNCİ

Semih Yuvakuran: “Galatasaray’a gittiğim ilk sene yenilgi yüzü görmedik ama ikinci olduk. İkinci ve üçüncü senemde şampiyonluklar yaşadım. Bu senelerde kupa maçlarında kazandığımız kupalar da var.”