'Yapılan açıklamalar sorumsuzca'

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, AB üyesi 28 ülkenin dışişleri konseyi toplantısı sonunda Türkiye’ye yönelik eleştirel açıklamasının ''sorumsuzca'' olduğunu belirterek, ''Siyasi ve insani hiçbir duyarlılık ve sorumluluk taşımayan bir açıklama bu.'' ifadesini kullandı.

1

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik,   sosyal paylaşım sitesi twitter hesabından yaptığı  açıklamada, AB Dışişleri Konseyi toplantısında üye 28 ülke dışişleri bakanlarının  toplantı sonundaki açıklamalarına tepki gösterdi.

  Çelik, şöyle devam etti: "AB Dışişleri Konseyi toplantısında üye 28 ülkenin dışişleri bakanları  toplantı sonunda 'Türkiye'nin askeri harekatı, insani durumu daha zor hale  getirdi, yerel halkın yer değiştirmesine neden oldu' demiş. Suriye’de olup  bitenler karşısında üstüne düşeni yapmayan AB, sorumsuzca bir açıklama daha  yapmış. AB, 'başta Türk ordusunun harekatının ardından Afrin'de olmak üzere,  Suriye'nin kuzeybatısındaki insani durumun kötüye gitmesinden derin endişe  duyuyor' demişler. Siyasi ve insani hiçbir duyarlılık ve sorumluluk taşımayan bir  açıklama bu."

AB’nin Suriye konusunda hiçbir iş yapmadığını ve sadece "izliyor" ve  "endişe duyuyor" gibi açıklamalar yaptığını aktaran Çelik, şu değerlendirmelerde  bulundu: "Afrin’de ne olduğunu anlamamışlar, sahada ne olduğundan haberleri yok  ama büyük cümleler kurarak suçlamada bulunuyorlar. Ordumuzun, askeri harekatının  insani durumu daha zor hale getirdiğini ve yerel halkın yer değiştirdiğini  söylüyorlar. Ordumuzun müdahalesinden önce oradaki terör hakimiyetini ve yerel  halkın PYD terör örgütü tarafından zorla göç ettirildiğini bilmiyor olamazlar.  Ordumuzun Afrin Harekatı ile durumun daha kötü hale geldiğini söylemek, harekat  öncesi orada kurulan terör hegemonyasına ve teröristlerin yerel halka yaptıkları  zulme destek vermek demektir. Afrin harekatımızdan önce, terör örgütü yerel haklı  göç ettiriyor, topraklarına el koyuyor ve her türlü gayri insani muamelede  bulunuyordu. Afrin harekatı ile bu durum son bulmuştur; terör egemenliğine son  verilmiştir ve yerel halk kadim topraklarına kavuşmaya başlamıştır."

YANLIŞ YERED DURUYORLAR!

Bakan Çelik, AB’nin bu son açıklamayla Türkiye’nin Afrin harekâtına  karşı çıkarken kullandığı gerekçelerin, siyasi ve insani açıdan yanlış yerde  durduğunu bir kere daha gösterdiğini bildirdi. Çelik, AB açıklamasında "maalesef"  siyasi ve insani gerekçeler yerine, geçmişte Suriye üzerinde hegemonya kurmuş  bazı AB üyesi devletlerin siyasi çıkarlarının görüldüğüne işaret etti. Çelik,  AB’nin önemli üyesi olan Fransa’nın Cumhurbaşkanının kimyasal silah kullanımına  karşı yapılan saldırının başarılarından biri olarak ‘Türkiye ile Rusya’nın  arasını bozmaktan’ bahsetmesinin ise meselenin ne olduğunu açıkça gösterdiğini  belirtti.

MACRON'A TEPKİ 

Türkiye’nin hem Cenevre süreci ile siyasi çözüm arayışlarına destek  verdiğini hem de bunun tamamlayıcısı olarak Astana süreci ile Rusya ve İran’la  güçlü diyaloglar kurarak Suriye’deki insani durumu düzeltmeye çalıştığını ve  çatışmasızlık bölgeleri oluşturmak için gayret ettiğine dikkati çeken Bakan  Çelik, "Bu tablo karşısında AB bazı üyelerinin geçmişten gelen hegemonik  çıkarları için Afrin harekâtımızı eleştiriyor. Cumhurbaşkanı Macron, Türkiye ile  Rusya’nın arasını bozmaya çalıştığını itiraf ediyor." ifadesini kullandı.

'TÜRKİYE KARŞITI AÇIKLAMALAR DUYMAKTAN BIKTIK'

Çelik, AB açıklamasında Türkiye karşıtlığı olduğunu vurgulayarak, şu  görüşlere yer verdi:"Siyasi ilkeler ve Suriye halkı için ayağa kalkması gereken sorumluluk  yok AB açıklamasında. Sadece Türkiye karşıtlığı var. Siyasi ilkeleri ve vicdanı  temsil eden Türkiye’ye karşı AB açıklaması duymaktan bıktık. Daha fazla  milyonlarca mülteciyi barındıran Türkiye’ye karşı AB’nin Suriye’deki insani durum  ve halka yardım konusunda hatırlatma yapması ise artık tam bir saçmalık ve bu  durum artık bir AB trajedisine dönüşmüş durumda."

 AB’ye ‘Gönüllü insani kabul programı' hatırlatmasında bulunan Bakan  Çelik, şunları kaydetti: "AB, Suriye’deki insani duruma gerçekten önem veriyorsa, önce söz  verip de yapmadıkları, kendi üyelerinin Suriyeli mültecileri alması için ‘gönüllü  insani kabul programı’ taahhüdünü yerine getirsin. Ardından da Cumhurbaşkanımızın  terörden arındırılmış bölgelerde insanların evlerine dönmesi için o bölgeleri  imar etme teklifine olumlu cevap versinler. İnsani duruma karşı sorumlu davranmak  istiyorlarsa buyursunlar bu konularda ellerini taşın altına soksunlar. Herkes  şunu net görmeli: Türkiye’nin Afrin harekâtına karşı çıkmak, o bölgede harekât  öncesi var olan terör hegemonyasına ve terör eliyle yerel halkın yerinden  edilmesine destek vermektir."