TBMM Başkanı Yıldırım: (MHP'nin af teklifi) Sayın Cumhurbaşkanı kapıları kapatmış gözükmüyor

TBMM Başkanı Yıldırım, MHP'nin af teklifi ile ilgili olarak, ''Sayın Cumhurbaşkanı kapıları kapatmış gözükmüyor. Bazı düzeltmelerle yeni şekil verilip yol alınabilir.'' dedi.

1

TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Özbekistan ziyareti dönüşü gazetecilerin sorularını yanıtladı.

 
İşte TBMM Başkanı Yıldırım'ın açıklamalarından öne çıkanlar:
 
MHP'NİN AF TEKLİFİ
 
Doğrusu benim Meclis Başkanı olarak yapacağım; Meclis'e gelen bu af teklifini diğer kanun teklifleri gibi ilgili komisyonlara göndermek. Ondan sonrası partilerin kararıdır. İşte müzakere olacak, uzlaşılacak yahut uzlaşılmayacak, bir şekilde iş bir noktaya gelecek. Yani detaylarına girdikçe belki bazı düzeltmelerle yeni bir şekil verilip yol alınabilir. Bunlar tamamen varsayımlar.
 
Afla ilgili Sayın Cumhurbaşkanımız kapıları bu sefer kapatmış gibi gözükmüyor. Biliyorsunuz geçmişte yapılan aflarda kapsam çok genişlemiş. Çok genişleyince kamu vicdanı rahatsız olmuş, beklenen fayda sağlanamamış. Burada belki bu detaylara çok daha dikkat etmekte yarar var. İşte organize suçlar, şunlar-bunlar, yani onların sınırı nereden çizilecek, onlara bakmak gerek.
 
CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ
 
16 Nisan referandumu, akabinde yapılan 24 Haziran seçimleri Türkiye'de 95 yıllık yönetim sistemini, yönetim anlayışını değiştirdi. 95 yıllık oturmuş bir değişimi 95 günde hazmedip gerçek mecrasına getirmek kolay değil. Yeni sistem uygulamalarla öğrenilip tekâmül edecek bir sistem. 
 
Zaman zaman hata da yapılacak, hatalardan doğrusu öğrenilecek ve devam edilecek. Çünkü daha önce biz zaten bu sistemin kampanyasını yaparken de en çok zorlandığımız şey sistemi anlatırken oldu. Niye? Hayırcılar, elde bir sistem var, elle tutuluyor, her şeyi biliniyor, işte nasıl yapılıyor, nasıl ediliyor, yani ellerini-parmaklarını bala daldırıp ağzına alıyor, "bal tatlı" diyor. Biz kavanozun dışından elimizle sıvazlıyoruz, "ya bu bal güzel, bunu alın" diyoruz; böyle bir zorlukla kampanya yaptık. Ama muvaffak olduk, vatandaş itimat etti, kabul etti.
 
Şimdi ne oldu 24 Haziran'da hatırlatayım. Bir; iki tane millet iradesi oluştu. Birinci irade; icra. Diyor ki; ben artık ülkeyi kim yönetecek, bu kararı Meclis'e bırakmıyorum önceki sistemdeki gibi, kendim karar veriyorum. Verdi mi? Seçti Cumhurbaşkanını. Bu tarafta da diyor ki; yasamayı da ben belirleyeceğim. Yasamayı da seçti. Ne oldu? İki tane erk var. Bu iki erkin alanları da tanımlanmış. Nedir? Birisi; yürütme. Yani memleketin günlük işlerini yapacak, yıllık işlerini yapacak, ekonomisi, eğitimi, sağlığı, ulaşımı, vatandaşın A'dan Z'ye neye ihtiyacı varsa hepsini görecek. Biri de Meclis, Meclis ne yapacak? Meclis de, eğer Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle icraatında zorlandığı işler varsa bunlar için kanun yapacak ve kanunlar teklif şeklinde yapılacak. Eskiden ne oluyordu? Aslında Parlamento Hükümet'in vesayetinde çalışan bir organdı; Hükümet bir şey gönderiyorsa çıkıyor, çıkmasın dediği bir şey varsa çıkmıyordu. Bu sistemin gereği böyleydi, kimin iktidarda olduğunun önemi yok. Şimdi bunun değişmesi umut ediliyor, bekleniyor, değişmesi gerekir. Milletvekili yürütmeden bağımsız olarak teklifler verecekler. Ama bu teklifler de tabii işlerin yürümesi değil de işlerin çıkmaza sokmasına hizmet ediyorsa, orada da bir yanlış var demektir. O teklifler bütün partiler arasında müzakere edilecek, değerlendirilecek, ya yol verilecek ya da verilmeyecek. Yani aslında Parlamento'nun bu anlamda bir gücü, kendi gücünü artırmış oluyor yasamayla birlikte. Denetim faaliyetleri de yapıyor.
 
Şimdi Meclis'e düşen bir başka görev ne var? Parlamenter diplomasi. Yani hükümetler her şeyi tek başına yapamaz. İşte ne yapıyor Amerika, bize uyguladığı kısıtlamalar için Kongre'yi kullanıyor. Kongre üzerinden geliyor, "ben ne yapayım, karar aldılar ben de uygulayacağım" gibi bir savunma içine giriyor. Bu benzer şekilde biz parlamenter diplomasiyi, hatta parlamenter demokrasiyi de güçlendirecek adımlar atabiliriz. Denetimleri yaparız, toplumun, ülkenin herkese mal olmuş sorunları var, bu sorunların üzerine gidilir, bunlarla ilgili adımlar atılır, kararlar verilir. Uluslararası anlaşmalar imzalanır, onaylanır. Yani Parlamento'nun aslında yapacağı çok iş var.