MUSTAFA KARTOĞLU
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye-Afrika Ortaklığı zirvesi için gittiği Cibuti'den dönüşte, Türkiye'nin terörü kaynağında yok etme politikası, Irak'la Suriye'deki durum ve terör örgütüne destek veren ABD ile ilişkiler başta olmak üzere, Türkiye'nin dış politikasındaki güncel konulara dair değerlendirmeler yaptı.
Terörü kaynağında yok etme politikası, Irak ve Suriye'de hem bölgesel muhataplar hem de ABD'nin ne yapacağıyla doğrudan ilişkili. Bakan Fidan, 'neler olabilir' sorusu üzerine şöyle dedi:
"ABD seçimden sonra Irak ve Suriye'den çekilmeyi masaya yatırabilir. İran'ın etki alanında askeri varlık bulundurmayı istemiyorlar. ABD birlikleri orada bulundukları sürece, saldırıya açık vaziyetteler. Amerikalılar, Irak'ta 2025'te Merkezi Irak Yönetimi bölgesinden, 2026'da ise Kürt bölgesinden çıkmayı tartışıyorlar. DEAŞ'la Mücadele Uluslararası Koalisyonun (DMUK) varlığının da tartışıldığı bir dönemdeyiz. BM Genel Kurulu akabinde Washington'daki DMUK Zirvesi'nde DMUK'un geleceği, görev dağılımı ve evrileceği rol ele alındı. Görev alanı Afrika'ya kaydırılmak isteniyor."
ABD'DE KİM SEÇİLİRSE SEÇİLSİN
Bakan Fidan'la konuşurken, (bugün yapılan) ABD seçimlerine iki gün kalmıştı. Türkiye'nin adaylara yaklaşımını sorduk, cevabı şu oldu: "Türkiye açısından sonucun dış politikamızda ciddi değişikliğe yol açacağını düşünmüyorum. Kim seçilirse seçilsin biz çalışmalarımızı aynı şekilde devam ettireceğiz."
SURİYE KENDİ İÇİNDE NORMALLEŞMELİ
Terörle mücadelede Suriye'de istikrarın da önemi büyük. Fidan'ın bu konudaki değerlendirmeleri şöyle: "Suriye'de istikrar, sadece ülkemizin milli güvenliği açısından değil, bu ülkenin toprak bütünlüğü açısından da önemlidir. Bizler yıllarca Suriye'den ülkemize doğrudan gelen tehdidi bertaraf etmek için Suriye topraklarındaki örgüt unsurlarına yönelik operasyon düzenledik. Suriye Rejimi ile normalleşmede de terörle mücadele de öncelikli konularımızdandır. Suriye'de sosyal barışın bozulması, terör örgütünün zemin kazanmasını kolaylaştırdı. Bundan tüm Suriyeliler rahatsız. Suriye'de rejim ile muhalefet arasında uzlaşının sağlanması, toplumsal barış ve istikrarı getirecek, ülkenin yeniden ayağa kalkmasını ve toparlanmasını sağlayacaktır."
AB'DE OLSAYDIK BUNLAR OLMAZDI
Bakan Fidan, AB ile yeniden başlayan görüşme sürecini değerlendirirken, önce tam üyelikle ilgili sürecin AB tarafında tıkandığına işaret etti, sonra değerlendirmesini yaptı: "AB konusunda üyelikle ilgili mesafe alınması zor. Bu onların kendi iç ilişkileri ile ilgili, bizimle değil. Türkiye ekonomisiyle, siyasetiyle, demokrasisiyle güçlenmesini sürdürdükçe vize ve ticaret gibi konularda sıkıntı olacağını sanmıyorum. AB içerisinde bölgesel işbirliğinde daha fazla konuşalım yaklaşımı hakim."
"Avrupa, Ukrayna için çok büyük maliyetler ödüyor. ABD seçimlerinden çıkacak sonuca göre, maliyetleri daha da artabilir. İkinci bir zorlukları daha var; Avrupa devletleri tek başlarına silahlı güçlerini artırma yarışına girerse, bu da başka bir sorun."
"Türkiye AB üyesi olsaydı, Brexit olmazdı, İngiltere ayrılmazdı. Avrupa Birliği, güvenlik açısından da bir çekim merkezi olabilirdi."
F-16 İÇİN ŞARTLAR GÜNCELLENİYOR
Fidan'ın ABD ile yürütülen F-16 görüşmeleri ve Almanya'nın engeli kaldırdığı anlaşılan Avrupa yapımı Eurofighter savaş uçağı alım müzakerelerine ilişkin son duruma dair söyledikleri de şöyle: "F16 konusunda siyasi sorun aşıldı, gerekli izinler alındı, Kongre süreci gerçekleştirildi. Şimdi ise teknik çalışmalar sürüyor. Netice itibarıyla Türkiye'nin son alım talebinin üzerinden 4 yıl geçti, şartların güncellenmesi lazım. Teknik özellikler, fiyat, teslimat zamanı gibi... Milli Savunma Bakanlığımız şimdi bunların üzerinde çalışıyor. Herhangi bir engel yok. Eurofighter savaş uçakları konusunda da ilerleme sağlandı. Teknik görüşmelerin başlamış olmasını böyle yorumlamak lazım."
ATİNA'YA BARIŞ MESAJI
Fidan, önümüzdeki hafta Yunanistan'a ilk ziyaretini yapacak. Ziyaret öncesi mesajı kısa ama netti: "Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyonda; Yunanistan'la var olan konularımızda kazan kazan ilkesine göre çözüm arayalım ilkemiz var. Var olan sorunları nitelikli olarak tartışıyor, nihai olarak çözebilecek ve her iki tarafın da çıkarlarına uygun olacak şekilde sonuçlandırmayı hedefliyoruz. Ege'yi barış denizine dönüştürelim diyoruz."
KERKÜK- YUMURTALIK AÇILABİLİR
Irak'la Türkiye arasındaki Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattı, Irak'taki merkezi yönetim ile bölgesel yönetim arasındaki anlaşmazlık nedeniyle bir süredir kapalı. Bakan Fidan, boru hattının yeniden açılma ihtimaline işaret etti: "Kerkük-Yumurtalık boru hattının yeniden açılacağını umuyorum. Irak Başbakanı Sayın Sudani'nin İstanbul ziyaretinde, bu konuda Erbil yönetimi ile uzlaşma olduğu izlenimi edindim. Eğer anlaşırlarsa petrol hattı yeniden işlemeye başlar."
ERİVAN İLE İLİŞKİMİZ NORMALLEŞİRBakan Fidan'ın son mesajı ise Kafkasya barışına yönelik oldu: "Azerbaycan-Ermenistan arasındaki anlaşmayı bölgedeki istikrar ve barış için çok önemli görüyoruz. Tarafların anlaşmaya yaklaştığını görmekten memnunuz. Sınır konusunda son varılan anlaşma bu ilerlemenin güzel bir örneği. Azerbaycan-Ermenistan arasında anlaşmanın imzalanması akabinde Türkiye- Ermenistan ilişkileri de normalleşecektir."HAMAS ATEŞKES İLKELERİNE BAĞLI
Türkiye, Gazze için Afrika ülkelerinin desteğini alırken, Filistin'de Batı Şeria yönetimindeki El Fetih ve Gazze yönetimindeki HAMAS arasındaki diyaloğun da içinde. Bakan Fidan, taraflar arasındaki son durumu şöyle anlattı: "Filistin'de El Fetih ile de Hamas ile de temas halindeyiz. Yahya Sinvar'ın şehadetinin ardından İstanbul'da Hamas'ın Siyasi Bürosu'ndan yetkililer ile bir araya geldik. Dört konuya dikkati çekiyorlar.
■ Birincisi, Kuzey Gazze'de çok ciddi bir insani kriz var, gıda, su ve diğer insani ihtiyaçlar karşılanamıyor. İnsanlar açlık ve hastalıklarla boğuşuyorlar.
■ İkincisi, bu süreçte Filistinli gruplar arasında birlik çalışmaları da devam ediyor.
■ Üçüncüsü, saldırılar sona erdiğinde Gazze'de nasıl bir yönetim olacağı konusu şimdiden iki taraf arasında konuşulmaya başlanmış durumda.
■ Son olarak ise ateşkes müzakereleri ile ilgili konu. Hamas, bu hususta ABD'nin temmuzda sunduğu önerilere bağlı. Sorun, İsrail tarafının ateşkese yanaşmamasından, aksine her defasında yeni şartlar getirmesinden kaynaklanıyor."
İSRAİL, İRAN'IN NÜKLEER TESİSLERİNİ VURABİLİR
Bu süreçte İran'ı da vuran İsrail Başbakanı Netanyahu daha ne kadar ileri gidebilir? Fidan'ın cevabı şöyle oldu: "Netanyahu durmaya niyetli görünmüyor. Askeri, ekonomik ya da siyasi açıdan herhangi bir bedel ödemek durumunda kalmadığı için bildiğini okumaya devam ediyor. İsrail-İran arasındaki gerilim halen had safhada. Netanyahu, fırsat bulursa İran'ın nükleer altyapısını hedef almaya da kalkışabilir."
AFRİKA'DA BÜYÜMEMİZ HIZLANACAK
Afrika, bağımsızlığını kazanan ülkelerin eski sömürge güçlerine mesafe koymaya başlaması, Çin'in ilgi göstermesi üzerine yeniden Batı'nın gündemine girdi. Bunda, Türkiye'nin kıtanın potansiyelini görerek 2005'te Afrika Açılımı başlatmasının da etkisi var. Bakan Fidan, Türkiye'nin Afrika'daki durumunu şöyle özetledi: "Biz Afrika politikamızı, başka ülkelerle rekabet ilişkisine göre belirlemiyoruz; kendi özgün politikamız var. Afrika'da en yaygın büyükelçilik ağı olan birkaç ülkeden biriyiz. Kalkınma yardımları, eğitim, savunma işbirliklerimiz, elçilik sayılarımızın artması ticaretimizi ve uluslararası dayanışmamızı da arttırdı. Terörle mücadele tecrübemizi de onlarla paylaşıyoruz. Savunma ve istihbarat işbirliklerimiz güçleniyor. Güvenliğin olduğu yerde istikrar da oluyor. Afrika ülkeleri, Türkiye ile dayanışma söz konusu olduğunda hemen mobilize oluyorlar. Örneğin Komor Adaları, küçük bir ülke olmasına rağmen, 6 Şubat depreminin ardından 500 bin dolar gönderdi. Afrika ülkeleri, Filistin meselesinde de duyarlılar. FETÖ ile mücadelede de kıtada önemli mesafe aldık. Birkaç ülke hariç okulların tümü Maarif Vakfı'na devredildi.Türk şirketleri, Afrika genelinde bugüne kadar 1800 projede 85 milyar dolarlık iş aldılar. Altyapı, konut gibi işler artık enerji, madencilik, liman işletmeciliği gibi daha ileri daha verimli boyuta taşındı. Türk bankaları şubeler açıyor. Bundan sonra daha hızlı ilerleyecek."