BBC, ABD Ankara Büyükelçisi’nin 12 Eylül askeri darbesinden kısa süre sonra Washington’a gönderdiği notları gün ışığına çıkardı. Gizli belgede, “Mevcut askeri liderlerin tamamını iyi tanıyoruz ve özellikle de NATO üyeliği başta olmak üzere Türkiye’nin güvenlik ya da dış politikasında değişim yaşanacağı yönünde bir endişe taşımamıza da gerek yok” yazıyor. Büyükelçi, Türkiye’de ordunun yönetime el koymasının diğer birçok demokratik ülkenin aksine ‘daha köklü ve daha kabul edilir’ bir durum olduğunu rapor ediyor.
10 GİZLİ YAZIŞMA AÇIKLANDI
BBC Türkçe, 2011 yılında Bilgi Edinme Yasası kapsamında yapılan bir başvuru üzerine gizliliği kaldırılan ABD Dışişleri Bakanlığı belgelerine ulaştı. BBC Türkçe’nin ulaştığı, arasında 12 Eylül 1980 ila 5 Kasım 1980 tarihleri arasında ABD’nin Ankara, İstanbul ve İzmir’deki diplomatik temsilciliklerinden Washington’daki Dışişleri Bakanlığı ile diğer ülkelerdeki temsilciliklerine gönderilmiş 10 adet yazışma yer alıyor.
İlk kez kamuoyuyla paylaşılan bu yazışmalardan biri gizlilik sıralamasında en yüksek ikinci derece olan “Gizli” ibaresini; yedi tanesi üçüncü gizlilik derecesi olan “Özel” ibaresini taşıyor. İki yazışma da kamuya açık bilgiler taşıdığı için “Tasnif Dışı” olarak sınıflandırılıyor.
LATİN AMERİKA GİBİ DEĞİL
Yazışmada, “Kısacası, bu bir Latin Amerika cunta darbesi değil… El koymayla ilgili yapılan açıklamada da ifade edildiği gibi terör ve kamu düzeni alanında yaşanan son gelişmeler, her ne kadar gönülsüz de olsa Türk ordusu üzerinde harekete geçme baskısı yarattı” ifadeleri kullanılıyor ve şu değerlendirmeler yapılıyor: “Hükümetlerle değil, devletlerle ilişki kurma temeline dayanan olağan politikamıza uygun olarak, bu durumda (askeri yönetimi) tanıma gibi bir sorunun ortaya çıkmadığını düşünüyorum. Bunun ötesinde, mevcut durumla ilgili ABD’nin iki önemli ulusal çıkarı söz konusu. Bunlardan ilki Türkiye’nin uzun vadede demokratik bir ülke olarak korunması. Diğeri de savunma ve ekonomik işbirliği anlaşmasının uygulanmaya devam etmesi de dahil olmak üzere güvenlik alanındaki ilişkilerimizin sürmesi.”
LİDERLER İÇİN BEKLEYELİM
12 Eylül 1980 tarihli yazışmada şu ifadelere yer veriyor: “Demokrasinin yeniden tesisinin sağlanması için çalışmalar yürüteceğiz. Ve yeni devlet yöneticilerini küstürmediğimiz sürece bu amacımızı gizlemeye de gerek görmüyoruz. Demirel, Ecevit, Erbakan ve Türkeş’in gözaltına alınmaları konusunda tutumumuzun ne olması gerektiğiyle ilgili birkaç gün beklemek istiyorum.”