İsveç, NATO üyeliğine Türkiye'nin onay vermesi için Ankara'ya heyet gönderiyor. Konuyla ilgili bir açıklama da İsveç Savunma Bakanı Peter Hultqvist'ten geldi. Ancak, Savunma Bakanı da, Türkiye'nin "terör örgütü PKK'nın Suriye kolu PYD/YPG'nin de terörist kabul edilmesini" istediğini bildiği halde, "Meselenin gerçekten ne ile ilgili olduğunu anlayabileceğiz" diyerek, "ABD arkamızda" deme şımarıklığını gösteren Dışişleri Bakanı Ann Linde'den geri kalmadı.
2. Dünya Savaşı'nda bile sürdürdüğü 'tarafsızlık' politikasını, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali üzerine değiştiren ve NATO üyeliğine başvuruya hazırlanan İsveç, Ankara'ya diplomatik bir heyet gönderiyor. Konuyla ilgili devlet televizyonu SVT'ye açıklama yapan İsveç Savunma Bakanı Peter Hultqvist, "Türkiye ile müzakereler yürütülmesi ve diyalog kurulması amacıyla diplomatlardan oluşan bir heyeti Türkiye'ye göndereceğiz; böylelikle meselenin nasıl çözülebileceğini ve gerçekten ne ile ilgili olduğunu anlayabileceğiz" dedi.
Bakan'ın, "meselenin PKK militanlarının İsveç'te faaliyet gösteriyor olması ve YPG'nin terör örgütü uzantısı olması" olduğunu bildiği halde bu ifadeyi kullanması dikkati çekti.
KANITLARIYLA BİLDİĞİ HALDE...
PYD/YPG'nin PKK'nın Suriye kolu olduğuna dair bilgi, İsveç İstihbarat Örgütü (SEPO) raporlarında da yer alıyor.
Ayrıca, ABD Ulusal Terörle Mücadele Merkezi'nin (NCTC) 2013 Terörle Mücadele Yıllığı'nda, Avrupa Polis Teşkilatı Europol'ün 2016 AB Terörizm Durumu ve Trendi raporunda, NATO Terörle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi'nin 2016 raporunda, CIA 2018 ülkeler raporunda, Almanya Anayasayı Koruma Dairesi'nin 2018 raporunda, PYD ve silahlı kolu YPG'nin "PKK'nın Suriye kolu" olduğu tespitleri bulunuyor.
Yine, İspanya, İngiltere ve Almanya'da "YPG'ye eleman temin etmek" suçlamasıyla tutuklanan kişilere dair mahkeme kararlarında, "PYD/YPG'nin, AB ve ABD'nin 'terör örgütleri' listesinde bulunan PKK'nın uzantısı olduğu" belirtiliyor.
Öte yandan, ABD eski Savunma Bakanı Ashton Carter, ABD Özel Kuvvetler eski Komutanı Orgeneral Raymond Thomas, CIA eski Direktörü David Petraus, İngiltere'nin Ortadoğu'dan sorumlu eski Devlet Bakanı Alistair Burt, Almanya eski Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ve ABD eski Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'in aynı yönde çok sayıda açıklaması bulunuyor.
LİNDE'İN KÜSTAHLIĞININ ÜSTÜNE
İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde de, geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, İsveç'in terör örgütüne verdiği desteğe işaret ederek, "Olumlu düşünce içinde değiliz" demesi üzerine, "Önemli üye devletlerin son derece güçlü desteğine sahibiz, bu ülkelerle iyi ilişkileri sürdürmek Türkiye'nin çıkarına olur" ifadesiyle küstahlık sergilemişti.
Linde, "Biz PKK'nin terör örgütü olduğunu kabul ediyoruz. Ama Kuzey Suriye'deki oluşum için aynı şeyi düşünmüyoruz, birçok NATO ülkesi de düşünmüyor. ABD ve diğer NATO ülkeleri gibi biz de Kuzey Suriye'deki Kürt örgütleri ile görüştük" demişti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, "İsveç Dışişleri Bakanı'nın bugüne kadarki açıklamaları da maalesef yapıcı değil, tam tersine provoke edici açıklamalara devam ediyor. Öyle sözde veya 'tamam bakarız, ederiz' gibi olmaz. Bu yaptıklarından sonra halkımız güvenmiyor. Burada kesin güvenlik garantilerinin olması lazım ve sadece bu iki aday için tüm müttefikler için de geçerli; terör örgütlerine desteği kesinlikle sonlandırmaları gerekiyor. Türkiye gibi bir müttefike yönelik savunma sanayileri kısıtlamalarını da kesinlikle kaldırmaları lazım. Bu pazarlık unsuru değildir. Bizim endişelerimiz gayet meşrudur ve açıkça ortadadır. Teröre destek veren ve bize yönelik politikalar izleyen ülkelerin NATO müttefiki olmaması gerektiğine inanıyoruz. Bu tutumu da açıkça sergiledik. İsveç ve Finlandiya terör örgütü PKK/YPG'ye çok açık destek veriyor, gözümüzün önünde tüm uyarılarımıza rağmen. Müttefik olacak bir ülkenin, her gün bize saldıran, askerlerimizi, polisimizi, sivillerimizi şehit eden terör örgütüne destek vermemesi gerekiyor" şeklinde cevap vermişti.
DOSYASI KABARIK
İsveç'in başta PKK, DHKP-C ve FETÖ olmak üzere, Türkiye'ye yönelik terör faaliyetleri yürüten örgütlere ev sahipliği yapması, Türkiye'de güvenlik ve istihbarat raporları ile yargı kararlarına yansımış durumda. İsveç'in bugüne kadar PKK/YPG'ye 210 milyon dolar destek verdiği, bu desteği 2023 yılında da 376 milyon dolara çıkarmayı planladığı haberleri medyada yer aldı.
İsveç, AB ile birlikte PKK'yı 'terör örgütü' listesine almasına rağmen, örgütün ülkesinde kurduğu yasal kılıflı örgütler ve şirketler üzerinden, kara para aklama, terör örgütüne eleman temin etme, uyuşturucu ve insan kaçakçılığı yapmasına da göz yumuyor. İsveç Parlamentosu'nda bazı PKK yanlısı siyasiler, bu iki yüzlülüğe son vermek adına, "PKK'nın terör listesinden çıkarılması" için girişimde bile bulundular.
1986 yılında suikastle öldürülen eski İsveç Başbakanı Olof Palme'nin, "PKK'yı terör listesine almak istemesi sonrası öldürüldüğü" yıllarca tartışılmış, ancak İsveç soruşturma makamları ve yargısı, suikasti aydınlatmadan dosyayı kapatmıştı. Palme dosyası, itirazlar üzerine geçen yıl yeniden açılmıştı.
NATO'ya yeni üye kabulu için, 30 üyenin oybirliği gerekiyor.
Linde, terör örgüütü YPG'nin omurgasını oluşturduğu SDG'nin yöneticileriyle Stockholm'de bir araya gelmişti.
PARLAMENTODA TERÖRİSTLERLE GÖRÜŞMÜŞTÜ