AA
Türkiye Basın Federasyonu'nun düzenlediği 10. Anadolu Medya Ödülleri sahiplerini buldu. Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un katıldığı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki törende 'Yılın Erkek Haber Spikeri' ödülünü TV 24'ten Kaan Yakuphan aldı. Ödülleri tek tek takdim eden Başkan Erdoğan, "Anadolu medyası varsa milletin sesi vardır. Anadolu medyasının sesi gür çıktığı müddetçe demokrasimiz de serpilecek, sağlam temeller üzerinde yükselmeye devam edecektir"
MANŞETLERLE ÇARPIŞTIK
"Anadolu medyası bu toprakların vazgeçilmez bir parçasıdır" diyen Erdoğan, şu mesajı verdi: "Gurur kaynağımız olan Anadolu medyası adını taşıdığı Anadolu kadar bu topraklara aittir. Manşetlerle çarpışa çarpışa geldik. 25-30 yıl öncesinin manşetlerine göz attığınızda Türkiye'nin nereden nereye geldiğini gayet net göreceksiniz. 28 Şubat dönemindeki korkunç medya atmosferini hiçbirimiz hatırlamak dahi istemiyoruz. Manşetler vasıtasıyla doğrudan hükümete ayar verildiği, lise ve ortaokul çağındaki çocukların öcü gibi gösterildiği, imam hatip okullarının önünde sözde gazetecilerin nöbet tuttuğu o utanç verici günleri artık geride kaldı."
TÜRK MEDYASI DAHA ÖZGÜR
Eski imtiyazlı statülerini kaybedenlerin yine itiraz edeceğini kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin bugün 2002 öncesine göre daha özgür, zengin, serbest bir medya ekosistemine sahip olduğunu belirtti. Milli güvenliğe dair konularda ülkedeki basın kuruluşlarının Batı'daki meslektaşlarına nazaran daha rahat kalem oynattığına dikkat çeken Erdoğan, "MİT TIR'larının durdurulmasından 17-25 Aralık darbe girişimine, Gezi olaylarından ülkemizin terör örgütleriyle mücadelesine kadar bunu pek çok kez yaşadık. Devlet ve millet düşmanlığı gazetecilik faaliyeti gibi gösterildi. FETÖ ile kelle koltukta mücadele ederken muhalefetin örgüte nasıl sahip çıktığını da unutmadık. Bugün güya basın özgürlüğü üzerinden bizi eleştirenlerle o gün FETÖ'ye kol kanat gerenler aynı kesimlerdir" eleştirisinde bulundu.
BUNLARIN ÜZERİNE GİDİLECEK
"Eline mikrofon alıp sokağa çıkan herkes gazeteci değildir" diyen Erdoğan, sokak röportajlarına şu tepkiyi verdi: "Sokaklarda adeta terör estirilmekteler. Öyle ki mikrofonu kapan millete hakaret etme cüretini kendinde buluyor. Gerek provokatif sorularla, gerekse sorunlu üslupla milletimiz açıkça tahrik ediliyor. Nasıl, bir cübbe giyen hakim savcı, avukat olmuyorsa, nasıl bir üniforma giyen polis ve asker kabul edilmiyorsa, nasıl her steteskop takana doktor demiyorsak eline mikrofon ve kamera alıp sokağa çıkan herkes gazeteci değildir, basın mensubu değildir. Milleti provoke eden, halkı galeyana getiren, hele hele insanımıza hakaret eden gazeteci olmaz, olsa da ona gazeteci denmez. Para kazanmak, 3-5 tık daha fazla almak gibi bahaneleri asla geçerli mazeretler olarak göremeyiz. Gazetecilik mesleğinin itibarına da zarar veren bu sorunun üzerine önce basın mensuplarımız, sonra da ilgili kurumlarımız mutlaka gitmelidir. Birileri halen kabullenmek istemese de yeni Türkiye'de artık eskiye rağbet kalmamıştır. Darbe bültenini aratmayan gazete çıkarılan, vesayetçilere manşetlerden selam çakılan günler maziye karışmıştır."
212 GAZETECİ ŞEHİT OLDU
Gazze'de yaşanan insanlık dramına dikkat çeken Erdoğan, "Gazze başta olmak üzere gönül coğrafyamızın farklı köşelerinde sadece görevini yaptığı için birçok basın emekçisi hayatını kaybetti. İsrail'in Gazze'ye yönelik acımasız saldırılarında 212 gazeteci şehit oldu. Tüm dünyanın, ülkemizdeki muhalefetin şikayet makamı olarak gördüğü yabancı basın kuruluşlarının gözleri önünde Filistinli gazeteciler canice katledilmeye devam ediyor" tepkisinde bulundu.