'Protokol doğru' dedi ama... Yalan dünyayı dolaştı

Yalan dünyayı dolaştı. Bir çuval inciri berbat etti. AB Konseyi Başkanı Michel, ‘kanepe krizi'nde önce sustu, sonra yarım ağız konuştu, dün “Türkiye'nin değil kendi ekibinin sorumlu olduğunu” açıkladı. Avrupa 3 gün ‘yalan' üzerine konuştu, İtalya Başbakanı yeni bir kriz çıkardı.

AB Konseyi Başkanı Charles Michel, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile birlikte 6 Nisan'da Ankara'ya yaptıkları ziyarette, Von der Leyen'e 'eşit sandalye' verilmemesi üzerine çıkan krizin 'kendi ekibinin sorumluluğu' olduğunu geç de olsa itiraf etti. Ancak 3 gün boyunca görüntüler üzerinden Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhine haksız yorumlar ve yalan haberler üretilmesine neden oldu; bu haberlere dayanarak 'diktatör' diyen İtalya Başbakanı'nın Ankara-Roma ilişkilerinde kriz çıkarmasına yol açtı.

MICHEL ÖNCE SUSTU

Külliye'deki görüşme sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında Michel için tek koltuk hazırlanmış, fotoğraf çekiminden sonra Michel ve Erdoğan otururken, Von der Leyen ayakta kalınca "Uhm!" sesi çıkararak şaşkınlığını göstermiş, ardından salonun iki yanındaki kanepeye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile karşılıklı olarak oturmuştu.

Bu görüntünün yayınlanmasından sonra Von der Leyen'in makamından 'eşit muamele' beklentisi ve görüntülere tepki açıklaması yapılmasına rağmen, Michel'in makamından 36 saat boyunca açıklama yapılmadı.

Bu nedenle olay Avrupa'da "Von der Leyen'in bir kadın olarak Ankara'da aşağılandığı" şeklinde bir yalan haber kampanyasına dönüştü. Türkiye ve Erdoğan karşıtlığıyla tanınan birçok gazete ve siyasetçi, bu yönde açıklama yaptı, yalan haberleri paylaştı.

SONRA SIYRILMAYA ÇALIŞTI

Michel de, kişisel Facebook hesabından bir açıklama yaptı, ancak sorumluluğu üstlenerek tartışmaları bitirmek yerine, "Türk yetkililerin protokol kurallarını katı yorumlaması nedeniyle rahatsız edici bir durum ortaya çıktı. Avrupa Komisyonu Başkanı'na farklı, hatta daha düşük seviyedeymiş gibi bir muamele yapıldı" diyerek, sorumluluğu Türkiye'nin üzerinde bırakmaya çalıştı.

AVRUPA MEDYASI ANLADI

Bunun üzerine, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Protokolde AB Konseyi'nin taleplerinin dikkate alındığını" açıkladı.

Arkasından hem Brüksel hem de Ankara'da diplomatik kaynaklar, AB protokolünde Konsey Başkanı Michel'in öncelikli olduğunu duyurdu, Avrupa medyası da bunu vurgulamaya başladı. Michel, ülkesi Belçika ve Fransa başta olmak üzere "Senden devlet adamı olmaz" tarzı eleştiri ve karikatürlerin hedefi oldu.

İKİNCİDE İTİRAF ETTİ

Bunun üzerine önceki akşam Les News 24 kanalında yayına katılan Michel, bu kez Türkiye'ye yönelik 'sorumluluk imasından geri adım attı ve protokolün kendi ekibi tarafından hazırlandığını belirterek, kendini şöyle savundu: "Benim protokol yetkililerim Türk yetkililerle bir araya gelerek düzenlemeleri çalıştı. Üçüncü ülkelerde AB Konseyi Başkanı devlet başkanı, AB Komisyonu Başkanı da hükümet başkanı olarak kabul ediliyor. Ama oturma düzeninin böyle olduğunu düşünemedim."

Michel, "Görüntü hoş değildi, ancak iddiaların aksine Türkiye'den kaynaklı kasti küçük düşürücü bir eylem yoktu. Türkiye, bütün ziyaretimiz esnasında gereken ehemmiyeti gösterdi, bunu inkar edemem" vurgusunu yaptı.

Michel, "AB-Türkiye ilişkilerindeki büyük resmin, bu olayın gölgesinde kalmasından üzüntü duyduğunu" da ekledi.

KÜÇÜK DÜŞTÜLER

Ancak Michel'in, bu açıklamayı daha net biçimde ve en azından Von der Leyen'in makamından tepki gösterildiği anda yapmamakla, hem 'yalan haberler' üzerinden hem Avrupa'da Türkiye ve Erdoğan karşıtı bir kampanya yapılmasına hem de bu kampanyaya haber ve yorumlarıyla katılan medya kuruluşları, gazeteciler ve politikacıların kendilerini küçük düşürmelerine neden oldu.

DRAGHI KRİZ ÇIKARDI

Onlardan biri de İtalya'da ekonomik ve siyasi kriz nedeniyle dışarıdan başbakan yapılan eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi oldu. Draghi, bir basın toplantısının sonunda gelen soru üzerine, Von der Leyen'in karşı karşıya kaldığı durumdan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sorumlu tutarak, 'diktatör' ifadesini kullandı.

Ankara'nın buna cevabı sert oldu ve İtalya'nın Ankara Büyükelçisi Massimo Gaiani, Dışişleri Bakanlığı'na çağrılarak uyarıldı. Çavuşoğlu da, Twitter'dan "Atanmış İtalya Başbakanı Draghi'nin kabul edilemez popülist söylemini ve seçimle göreve gelmiş Cumhurbaşkanımız hakkındaki çirkin ve hadsiz ifadelerini kuvvetle kınıyor, kendisine iade ediyoruz" dedi. Cumhurbaşkanlığı ekibi, hükümet üyeleri ve AK Parti'den de Draghi'ye yönelik sert açıklamalar geldi.

AB BÜYÜKELÇİSİ: AB MEMURU ENGELLEDİ

Politico gazetesi, AB diplomatlarına dayandırarak yayımladığı haberde, protokol hazırlıklarını Michel'in ekibinin yönettiğini, koronavirüs tedbirleri nedeniyle Von der Leyen'in protokol ekibini Ankara'ya götürmediğini, bunun yerine Ankara'daki AB Türkiye Delegasyonu'nun protokol hazırlıkları için görevlendirildiğini yazdı.

Ancak gazete, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut'un 6 Nisan'da Brüksel'e gönderdiği bir notu paylaşarak, "AB Türkiye Delegasyonu'nun hazırlıklar sırasında AB Konseyi tarafından dışlandığını" duyurdu.

Politico'nun yayınladığı nota göre, Büyükelçi Meyer-Landrut, "Tüm iletişimde Delegasyon'un tek temas noktası olması gerektiği konusunda Türk tarafına ısrarcı olduk ve iletişimimizde her iki başkana ve heyetlerine eşit muamele ihtiyacı hakkında hep açık olduk. Ancak AB Konseyi, bir protokol memurunun da içinde bulunduğu bir ekibi önceden göndermişti. Bu memur Türk protokol ekibiyle doğrudan temas kurdu ve bu durum Türk tarafıyla etkili iletişim ve koordinasyonu zorlaştırdı" dedi.

İTALYA DIŞİŞLERİ BAKANI: DRAGHİ İLE KONUŞACAĞIM

İtalya Başbakanı Mario Draghi'nin, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in AB Konseyi yüzünden yaşadığı protokol krizinden Erdoğan'ı sorumlu tutarak 'diktatör' demesi, İtalya'da da gündem oldu.

İtalyan gazeteleri, Roma-Ankara ilişikilerinin çok iyi olduğuna, Fransa ve Yunanistan'ın AB üzerinden Türkiye'ye karşı yaptırım girişimlerine rağmen İtalya'nın Türkiye'den yana durduğuna dikkati çekerek, "İtalya-Türkiye ilişkilerinde beklenmedik bir kriz yaşandığına" işaret etti.

Corriere della Sera gazetesi, "Draghi'nin Von der Leyen'i savunmak için bu sözleri kullandığını" vurgularken, La Repubblica, "Draghi'nin Erdoğan'la ilgili sözleri diplomatik bir çatışma yarattı" diye yazdı. Gazete, İtalya'nın bugüne kadar Türkiye'nin AB üyeliğini destekleyen tutumunu ve iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin büyüklüğünü de hatırlattı. Ancak, yurt dışı görevinde olan İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio, sorular üzerine, "Başbakan Draghi ile görüştükten sonra gereken girişimleri koordine edeceklerini" söyledi.

MICHEL'İN PROTOKOL MÜDÜRÜ SAÇMALADI

AB Konseyi Genel Sekreteri Protokol Direktörü Dominique Marro, bir açıklama yaparak, AB Konseyi Başkanı'nın Komisyon Başkanı'ndan 'üst düzeyde' olduğunu, hazırlık toplantısını Konsey'in protokol servisinin yürüttüğünü, Komisyon'un protokol servisinin katılmadığını, sadece Von der Leyen'ın ve AB Türkiye Delegasyonu'ndan birer korumanın bulunduğunu doğruladı; ancak 'zirvenin yapılacağı oda bize gösterilmedi' diyerek, 'kanepe sorumluluğunu' yine de Türkiye'ye yıkmaya çalıştı.

Protokol Müdürü, "ziyaret şartlarının kısa süreyle incelendiği, toplantı ve yemek odalarının görülmesine, Türk tarafınca 'cumhurbaşkanının makamına yakın olduğu' gerekçesiyle izin verilmediği" bahanelerini sıralarken, "Eğer yüz yüze görüşmenin yapılacağı oda ziyaret edilmiş olsaydı, ev sahiplerimize nezaket gereği AB Komisyonu Başkanı için kanepeyi kaldırıp yerine iki tane tekli koltuk yerleştirmelerini önerirdik" dedi.

Müdür ayrıca, Konsey Başkanı Michel gibi, protokolde AB Konseyi Başkanı'nın statüsünün Avrupa Komisyonu Başkanı'nın üzerinde olduğunu, sorunun bundan kaynaklanmış olabileceğini söyleyerek, kendisiyle çelişti.

ALMAN GAZETESİ: VON DER LEYEN YEMEKTE PROTOKOLDEN ŞİKAYET ETMEDİ

Almanya'nın önde gelen gazetelerinden Hendelsblatt, "AB'nin Türkiye Cumhurbaşkanı ziyaretinin arkasındaki hikaye" başlıklı haberinde, 'kanepe krizi'ne dair soruların cevaplarını aradı.

"Türk Protokolü 'maço' oyunlarına karıştı mı? AB'nin protokol görüşmelerinde hata mı yapıldı? Bu, Michel ve Von der Leyen'e karşı bir hakaret miydi?

Handelsblatt, özetle şöyle yazdı: "Von der Leyen'in kendi protokol şefini yanında getirmediği için bu olay meydana geldi. Zira Von der Leyen, öğle yemeğinde eşdeğer bir koltuk tahsis edilmediğinden şikayet etmedi. Görüşme düzeninde de sinirlenmemiş olsaydı, mesele kamuoyunda pek fark edilmeyecekti. Süreçlere aşina olan yetkililere göre, sorun Türk tarafı değildi, Michel'in ekibindeki çalışanlardı. Türkiye'de protokole çok önem verilir. Bu, görgü kuralları ve hiyerarşiye çok sadık Osmanlı İmparatorluğu geleneğinden geliyor."

Gazete, Michel'in protokol açısından Von der Leyen'in üstünde olduğuna vurgu yaparken, önceki Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker'in, "Ben görevdeyken de benzer durumlar yaşandı. Konsey Başkanı Donald Tusk liderlerin yanında otururken, kanepede oturdum" sözlerini hatırlattı.

Gazete, gelecekte benzer durumların yaşanmaması için, AB birimlerinin protokol ekiplerinin iki başkanın da eşit muamele görmesi amacıyla gerekli işbirliğini göstermelerini önerdi.