Merkel'den flaş Türkiye açıklaması

Almanya Başbakanı Merkel ''AB-Türkiye anlaşmasının hedefi, yükün adil şekilde paylaşımı ve AB ülkelerinin dış sınırlarının korunmasıdır'' dedi.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ile Türkiye arasında Suriyeli sığınmacılarla ilgili varılan anlaşmanın hedefinin, insanların korunmasının yanı sıra sığınmacıların Türkiye'ye getirdiği yükün Avrupa ülkeleri arasında adil şekilde paylaşılması ve AB dış sınırlarının korunması olduğunu söyledi.

Başbakan Merkel, Alman "Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung" gazetesine verdiği demeçte, Türkiye ile Almanya ve diğer AB ülkeleri arasındaki ilişkilere değindi.

Merkel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini bazı konularda hayal kırıklığına uğratıp uğratmadığı sorusuna karşılık, "Hayır, ben kendisini yıllardır tanıyorum. Nitekim İstanbul'daki Uluslararası İnsani Zirve'ye katılacağım ve Türkiye Cumhurbaşkanı'yla da tüm önemli konular hakkında konuşacağım. AB-Türkiye anlaşmasının hedefi, yükün adil şekilde paylaşımı ve AB ülkeleri dış sınırlarının korunmasıdır." ifadesini kullandı.

Sığınmacılarla ilgili anlaşmanın tüm tarafların çıkarına olup olmadığı sorusu üzerine Merkel, "Bunun Alman, Avrupa ve Türk tarafının da çıkarına olduğuna kesinlikle inanıyorum. Özellikle de savaştan kaçan ve insan tacirlerinin eline düşenlerin çıkarına. Türkiye, Avrupa'ya doğrudan komşu olan önemli bir partnerdir. Ayrıca Avrupa'da tam istediğim gibi ortak bir sığınmacı politikasına sahip olsak ve tüm Avrupa ülkeleri adil bir dayanışma gösterse bile böyle bir anlaşmaya ihtiyaç duyardık. Çünkü ancak bu sayede sığınmacıların ülkelerinden kaçma nedenlerini anlayabiliriz." dedi.

Merkel, sığınmacılara mümkün olduğu kadar kendi ülkelerinde kalmaları için imkan sağlanması gerektiğini ifade ederek "Türkiye, ülkedeki 3 milyon Suriyeli ile büyük sorumluluk üstlendi. Haklı olarak yükün paylaşılmasını istiyor. Sahillerinde büyük ölçüde insan kaçakçılığı yapılması ve hala insanların denizde boğulması Türkiye'nin de çıkarına olamaz. AB-Türkiye anlaşmasının asıl nedenlerinden biri de Ege Denizi'ni bu suçlulara teslim etmemek. Ve bu konuda önemli ilerlemeler kaydedildi. Biz Avrupalılar sürekli dillendirdiğimiz değerleri ciddiye alacaksak sorumluluklarımıza da bağlı kalmalıyız. Hem sığınmacıları kabul etme hem de sığınmacıların ülkelerinden kaçış sebeplerine karşı mücadele etme konularında." diye konuştu.

"TÜRKİYE SON YILLARDA KAYDA DEĞER EKONOMİK GELİŞME GÖSTERDİ"

Başbakan Merkel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın düşüncelerinin ne olduğu sorusuna, "Psikolojik analizler yapmak benim görevim değil. Benim ve tüm siyasetin görevi de farklılıkları tespit etmek ve ortak yanları araştırmaktır. Almanya ve Avrupa'nın Türkiye ile yoğun şekilde işbirliği yapmasında açık çıkarlar vardır. Bu Türkiye için de geçerli. Almanya'da 3 milyon Türk asıllı yaşıyor ve Türkiye AB dış sınırlarına komşu bir ülke. Türkiye son yıllarda kayda değer ekonomik gelişme gösterdi. Türk Cumhurbaşkanı'nın da buna katkısı büyük." yanıtını verdi.

Türkiye'deki bazı gelişmeleri endişeyle izlediklerini kaydeden Merkel, "PKK bir terör örgütüdür. Biz, Almanların görüşü de bu yönde. Ancak bizler Kürt halkının da Türkiye'de eşit haklarla yerini almasını ve iyi bir geleceğe sahip olmasını istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Tüm ülkeler arasında karşılıklı bağımlılıkların bulunduğunu, yine de her zaman her ülkedeki olumsuzlukları gündeme getireceklerini ifade edenMerkel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın AB'yi eleştirdiğinin hatırlatılması üzerine de "Ben Türkiye'nin vaatlerini izlemeye yoğunlaşıyorum. Şu ana kadar hepsini güvenilir şekilde yerine getiriyor ve tabii ki Türk Cumhurbaşkanı'yla gelişmeleri görüşeceğim. Her halükarda Avrupa'nın da vaatlerini yerine getirmesi için sebepler görüyorum." diye konuştu.

Almanya'da Türkiye'ye yönelik bazı eleştirileri anlayıp anlayamadığının sorulması üzerine de Merkel, şunları kaydetti:

"Tabii anlıyorum. Aslında bu eleştiriler Türkiye ile olan büyük çıkarların da bir işareti. Türkiye NATO içinde partnerimiz ve Suriye'deki krizi de yakından yaşıyor. Kilis'e düzenli olarak füzeler düşüyor ve sınırın bir kısmı da DAEŞ tarafından kontrol ediliyor. Bunun göz önünde bulundurulması gerekir. Her zaman birbirinin hakkında konuşulması yerine karşılıklı olarak oturulup konuşulması daha iyidir. Beni şaşırtan, bazı insanların başarısızlıklara sevinmesi. Başlangıçta böyle bir anlaşmanın yapılamayacağı, bu nedenle baştan hiç denemememiz gerektiği söylendi. Anlaşmayı yaptığımızda, bu işlemeyecek denildi. Artık Yunanistan'a yüzde 90 daha az sığınmacı geliyor. Yeni sorunlar ortaya çıktığında artık anlaşmanın gerçekten de işlemeyeceği söyleniyor. Ben böyle düşünüp çalışmam. Bu anlaşmanın uygulanması bir süreçtir. Gerekli şartlar henüz yerine getirilmediği için Türklere yönelik seyahat özgürlüğünün gerçekleşmesi gibi konular daha uzun sürecek olursa neler yapabileceğimize ve hangi adımları atacağımıza bakarız."

"VİZE SERBESTİSİ KONUSUNDA YILLARDIR KONUŞUYORUZ"

Başbakan Merkel, Türk vatandaşlarına getirilmesi planlanan vize serbestisiyle ilgili, "Vize serbestisi konusunda yıllardır konuşuyoruz. Taraflar 2013 yılında, bunun gerçekleşmesi için gerekli olan şartları içeren bir dosya hazırladı. Bunlar Türkiye'deki standartlarla ilgilidir ve bu ülkede değişiklikler öngörmektedir." ifadelerini kullandı.

Merkel, genel başkanlığını yaptığı Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisi ile Bavyera eyaletindeki kardeş parti konumundaki Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partisinin ve koalisyon ortağı olan Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) de geçen yıl kasım başında, Türkiye ile varılan anlaşma, vize serbestisi ve Türkiye'deki sığınmacılara maddi yardım yapılması konusunda görüş birliği sağladığını hatırlattı.

Angela Merkel ayrıca Almanya'da sığınmacıların kabul edilmesi konusundaki tartışmaların halkı kutuplaştırdığını ancak halkın büyük kısmının kendilerini desteklediğini söyleyerek sığınmacıların korunması ve mülteci yurtlarına yönelik saldırıların durdurulması için de polis sayısını artırdıklarını dile getirdi.

Dünyada hala büyük tehditlerin, şiddetin ve çatışmaların yaşandığına dikkati çeken Merkel, "Endişeler kalıcı. Daha önce işsizlik sorunu ön plandaydı. Şimdi ise güvenliğimiz ve İslamiyet ile olan ilişkimiz. Her zaman, anayasamızın herkes için açık olduğunu ancak sorumlulukları da beraberinde getirdiğini söylemeliyiz. Mülteci yurtlarına yönelik saldırılar da yılbaşı gecesinde Köln'de yaşanan taciz olayları da yasaktır. İnsanlara daha fazla güven vermek için polis sayısını artırıyoruz. Geçmişin hatalarından ders alabilmek için, entegrasyonun daha iyi ve daha erken gerçekleşmesi için çaba harcıyoruz. Bu süreçlerin zamana ihtiyacı var." şeklinde konuştu. (AA)