Kurtulmuş, Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde bir grup iş adamı, akademisyen, gazeteci, düşünce kuruluşu temsilcisi ve aydınla bir araya geldi.
Ortadoğu Stratejik ve Hukuki Araştırmalar Merkezinde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Kurtulmuş, Cidde’de aile ortamını aratmayan bir toplulukla beraber olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Toplantı öncesinde yapılan konuşmalarda Türkiye ile ilgili aktarılan görüşlerden memnuniyet duyduğunu söyleyen Kurtulmuş, iyi dileklerinden ve değerlendirmelerinden dolayı katılımcılara teşekkür etti.
Türkiye’nin uzun yıllar devam eden birtakım baskılar, yanlışlıklar sonrasında kendi istikametinde, geçmişiyle buluştuğunu ifade eden Kurtulmuş, bunun adına da “yeni Türkiye” dediklerini aktardı.
Yeni Türkiye’nin dört ayağının bulunduğunu belirten Kurtulmuş, "Bunlardan birisi, devlet-millet kaynaşmasıdır. İkincisi, kendi köklerine, medeniyetine dönmesidir. Üçüncüsü, Türkiye sadece kendi siyasi sınırlarından müteşekkil değil, çok geniş bir gönül coğrafyasından ibarettir. Dördüncüsü, sütun ise ekonomik ve siyasal bağımsızlıktır. Bu dördü eş zamanlı olarak yürürse, inşallah Türkiye çok daha ileriye gidecektir. Tabii biz bu istikamette yürüyoruz. Türkiye 150 yıldır bu mücadeleyi veriyor. Bu mücadele şimdi çok daha ileriye gitti." şeklinde konuştu.
- "Türkiye, bölgesindeki hiçbir gelişmeye de kayıtsız kalamaz"
Kurtulmuş, Türkiye’nin ileriye gitmesinden rahatsız olan çevreler bulunduğunu, bu nedenle Türkiye üzerinde çok çeşitli oyunlar oynandığını vurguladı.
Türkiye’nin çok problemli bir coğrafya içerisinde yer aldığına işaret eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye, maalesef her türlü terörün kol gezdiği, iktisadi yoksunlukların olduğu, askeri müdahalelerin, işgallerin bulunduğu bir coğrafyada yer alıyor. Bunun sonucu olarak da iki temel sorunla doğrudan karşı karşıya kalıyoruz. Bunlardan birisi küresel göç, bir diğeri de küresel terör. Bütün bu küresel göç dalgasının geçtiği köprü Türkiye’dir. Aynı zamanda terörün de birinci derece hedefi olan bir ülkedir. Dolayısıyla, bölgesindeki hiçbir gelişmeye de kayıtsız kalamaz. İşte, Suriyeli kardeşlerimizin 3 milyonu Türkiye’de bulunuyor. Türkiye, Suriyeli kardeşlerimize yaklaşık 15 milyar dolar harcadı. Uluslararası camia ve Batılı ülkeler vadettiklerinin çok az bir kısmını ödedi. Bu konuda bize yapılan destek yaklaşık 700 milyon dolar civarındadır. Ancak hiçbirisi bir kuruş para vermese de biz Suriyeli kardeşlerimize bakmakla kendimizi sorumlu hissediyoruz.
Tabii sadece göç meselesi değil, DEAŞ, PKK, PYD terör örgütleri, hem Suriye hem Irak’ta bulunan örgütlerin Türkiye’ye büyük zarar vermesi söz konusudur. En son olarak da Haşdi Şabi yeni bir unsur olarak Irak’ın kuzeyinde Türkiye’yi de tehdit eden bir noktaya geldi. Musul’u, Telafer’i ve diğer şehirleri de tehdit eden bir unsur haline geldi."
FETÖ’nün 15 Temmuz’daki darbe girişimine ilişkin de katılımcılara bilgiler veren Kurtulmuş, söz konusu örgütün, "Yenildik" diye kenara çekilmeyeceğini, arkalarındaki güçlerin bunları kullanmaya devam edeceğini söyledi.
Kurtulmuş, "Kimisi DEAŞ gibi İslam görüntüsü altında kimisi PKK gibi Kürtçülük görüntüsü altında kimisi FETÖ gibi sapık bir dini anlayış içerisinde Türkiye’nin başına bela oluyorlar." diye konuştu.
- "Zorluklardan yılmıyoruz"
Osmanlı’nın, Selçuklu’nun torunları olarak, coğrafyanın ve tarihin, bir millet için kader olduğunu da bildiklerini dile getiren Kurtulmuş, "Bu zorluklardan da yılmıyoruz. Özellikle bütün İslam dünyasındaki kardeşlerimizin hayır dualarının arkamızda olduğunu biliyoruz. Biliyoruz ki, 15 Temmuz akşamında sadece 79 milyon vatandaşımız değil bütün Müslümanlar, Suudi Arabistan’da ve diğer Körfez ülkelerindeki Müslümanlar da sabaha kadar dua etti. Bu dostluğunuz, kardeşliğiniz için teşekkür ediyoruz." diye konuştu.
Numan Kurtulmuş, Ortadoğu’da 100 sene önce sınırların bölündüğünü ama insanların gönüllerinin ve zihinlerinin bölünemediğini söyledi.
Bir asır sonra gönüller ve zihinlerin de bölünmeye çalışıldığına vurgu yapan Kurtulmuş, "Karşı karşıya kaldığımız oyun, ikinci Sykes-Picot’tur. Şimdi bizleri etnik olarak bölmeye çalışıyorlar. Bölgenin büyük unsurları arasında sürekli problemler çıkartmaya, mezhep politikalarını diriltmeye çalışıyorlar. Mezhepler üzerinden ümmeti bölmeye çabalıyorlar. Bu meseleleri ikinci plana bırakıp ortak hedefler üzerinde anlaşmamız lazım.” değerlendirmesinde bulundu.
- "Hedefimiz, bölgedeki dostlukları artırmaktır"
Türkiye ile Suudi Arabistan halklarının kardeş olduğunu, ikili ilişkileri daha da güçlendirmek istediklerini belirten Kurtulmuş, "Şimdi bizim yeni hedefimiz, bölgedeki dostlukları artırmaktır. Mevcut problemleri ve düşmanlıkları da azaltmaktır. Hem Müslüman milletlerin arasında hem de bölge ülkelerinde bunu yapmak durumundayız. Bu bölgedeki halkların hepsinin ortak bir tarihi vardır. Samimiyetle bu halklar arasındaki bağları kuvvetlendirmemiz lazım. Halkları birleştirmenin yolu da basittir. Ticaret yaparak, seyahat ederek, eğitim alarak, ortak projelerle insanları birbirlerine yaklaştırmak gerekir. Bunun için de elimizdeki imkanları artırmamız gerekir. İslam dünyasının hiçbir şeyi eksik değil. Her türlü zenginlik İslam dünyasında. Çok genç ve diri bir nüfusu var, eğitim seviyesi yükseliyor. Endonezya’dan Fas’a kadar çok etkili bir coğrafyada yer alıyor."
Körfez İşbirliği Teşkilatı ile Türkiye arasında çok daha güzel işlerin yapılacağını belirten Kurtulmuş, "Son toplantıda, Körfez İşbirliği Teşkilatı üyeleri, FETÖ’yü terör örgütü ilan ederek Türkiye’yi ne kadar önemsediklerini, dikkate aldıklarını ortaya koydular. Körfez’in güvenliğiyle ilgili olarak burada sizler hangi hassasiyeti taşıyorsanız aynısını biz de taşıyoruz. İnşallah yeni dönemde Suudi Arabistan’la da güvenlik anlaşmaları ve ikili işbirliği bağlamında daha ileri gidebileceğimizi ümit ediyoruz. Körfez ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesine de çok önem veriyoruz. İnşallah Suudi Arabistan ile olan yeni dönemdeki ilişkiler diğer Körfez ülkelerini de çok olumlu etkileyecektir, çok güzel ilişkiler geliştireceğiz." ifadelerini kullandı. Kaynak: AA