Kıbrıs’ta büyük bir fırsat kaçırıldı 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs müzakerelerinin sonuçsuz kalmasında Rum tarafının olumsuz tavrının sebebiyet verdiğini, bazı enerji şirketlerinin de bunun parçası olduğunu söyledi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22. Dünya Petrol Kongresi'ndeki konuşmasında, enerji güvenliğinden bahsederken Kıbrıs müzakerelerine değindi. "Doğu Akdeniz'de geçtiğimiz hafta maalesef büyük bir fırsat kaçırıldı” diyen Erdoğan, “Bizim ve Kıbrıs Türk tarafının tüm yapıcı yaklaşımına rağmen Rum tarafının olumsuz tavrı sebebiyle adadaki anlaşmazlıkların bir kez daha çözümsüz kalmasından üzüntü duyuyoruz. Tarafların tutumları böylesine açıkça ortadayken kimi enerji şirketlerinin Rum kesiminin atmakta olduğu sorumsuzca adımların bir parçası olmaları kesinlikle anlayışla karşılanamaz” dedi. 

GERGİNLİKTEN KAÇINILMALI 

Hidrokarbon kaynaklarının adadaki tüm taraflara ait olması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, “Kıbrıs'taki gelişmelere taraf olan herkesten beklentimiz bölgedeki yeni gerginliklere yol açabilecek adımlardan kaçınmalarıdır. Aksi takdirde kendilerine sadece bölgede değil her yerde ve her alanda Türkiye gibi bir dostu kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabileceklerini hatırlatmak isteriz” ifadelerini kullandı. 

Irak’ta referandum yeni sorunlar yaratabilir  

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bağımsızlık referandumu gibi tek taraflı girişimlerden kaçınılması, milli güçlerin etkilerinin azaltılması ve PKK terör örgütünün varlığına son verilmesi gibi hususlar da bu ülkenin geleceğinde belirleyici olacaktır. Zaten yeterince sıkıntıyla boğuşan Irak'ın başına yeni sorunlar açacak her adım istikrarsızlığı körüklemekten başka işe yaramayacaktır. 

Astana’da kayda değer ilerleme sağlandı 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Amerika ve Rusya'nın Almanya'daki G20 Toplantısı'nda vardıkları netice bu olumlu sürecin devamı niteliğindedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Libya'daki, Suriye'deki, Irak'taki, Ukrayna'daki, Yemen'deki krizler de enerji güvenliği için ciddi tehditler oluşturuyor. Suriye'de siyasi çözümün müzakere edilebilmesi için öncelikle sahadaki şartların düzeltilmesi gerekiyor. Bu amaçla gerek Cenevre sürecinde, gerek Astana toplantılarında aktif rol oynadık, oynuyoruz. Astana toplantılarıyla ateşkes rejiminin güçlendirilmesi yönünde kayda değer ilerleme sağlandı. Cenevre sürecinde de belli bir ivme yakalandığını görüyoruz. Amerika ve Rusya'nın Almanya'daki G20 Toplantısı'nda vardıkları netice, mutabakat bu olumlu sürecin devamı niteliğindedir. 

Mabeyn’de liderler onuruna yemek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 22. Dünya Petrol Kongresi'ne katılan devlet ve hükümet başkanları onuruna yemek verdi. Yemeğe, Başbakan Binali Yıldırım da katıldı. Basına kapalı gerçekleşen yemeğin başında, liderler bir süre sohbet etti. Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan, yemek esnasında Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov'u da kabul etti. 

Artık bölgede yeni krizler istemiyoruz  

Körfez bölgesinde yaşanan gerilimin bir an evvel giderilmesini istediklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: Katar'la ilgili gerginliğin ivedilikle aşılabilmesi için elimizden geleni yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Artık bölgede krizler istemiyoruz. Diyalog en ideal çözüm yoludur, diyoruz. Tüm tarafların meseleye sağduyuyla ve gerçekçi bir yaklaşımla bakarak diyalog kanallarını açık tutmaları gerekiyor. Dünyanın ve bölgemizin artık çatışmalara değil huzura, işbirliğine, birlik ve beraberliğe ihtiyacı var. 

Musul alındı ama harabeye dönmüş halde

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Musul'da neticeye varıldığı haberinin gerçekten mutluluk vesilesi olduğunu belirtti ancak Musul'un geldiği noktanın da çok önemli olduğunu, şu anda harabe bir Musul olduğunu söyledi. "Bu harabe Musul'un yeniden Musul halkına kazandırılmasının maliyetini acaba kimler karşılayacak" diyen Erdoğan, “Irak toplumunun dışlanmış kesimlerinin siyasi ve iktisadi sisteme tekrar dahil edilmeleri kalıcı barışın olmazsa olmaz şartıdır” dedi.

Rum tarafı yapıcı bir tutum takınmalı 

Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi Başbakan Yıldırım da 22. Dünya Petrol Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Kıbrıs müzakerelerine değindi. Yıldırım, "Rum liderliğinde, önümüzdeki günlerde Doğu Akdeniz'de tek taraflı tasarruflardan kaçınılmasını, uzun zamandan beri telkin etmekteyiz. Türkiye kendisine ait ipso-fakto hakları ve Kıbrıs Türklerinin haklarını sonuna kadar koruyacaktır. Kıbrıs Rum liderliğinin barışın önünü tıkamak ve tek yanlı arama işlemlerine başlamak yerine, yapıcı bir tutuma yönelmesinde fayda vardır" dedi. 

Başarısızlığın nedeni kötü niyet 

Kıbrıs Konferansı neden başarısız oldu? İşte bu sorunun yanıtı...  

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin gözetiminde 28 Haziran'da 

tekrar başlayan ve yaklaşık 10 gün boyunca yoğun şekilde devam eden konferans başarısızlıkla sona erdi. Başarısızlığın nedeni ise Rum tarafının kötü niyeti olarak kayıtlara geçti. 

BELGELERİ SIZDIRDILAR 

Rum tarafı, konferans devam ederken BM'nin gizlilik kararı aldığı belge ve bilgileri BM ve Türk tarafından önce kendi basınına tahrif ederek servis etti. Konferansın ilk günü Rumlar, Türkiye'nin, Türk askerlerinin yüzde 80'ini ilk günden çekmeye hazır olduğunu kabul ettiğine yönelik senaryoyu basına verdi. Bu iddia kısa süre içinde Türk Dışişleri Bakanlığı tarafından yalanlandı. 

Türkiye ve KKTC uyum içindeydi   

Rumlar, konferansın başından itibaren adada "sıfır asker, sıfır garanti" söyleminden vazgeçmediği gibi Türk tarafının teklif ve önerileri karşısında da hiçbir yapıcı adım atmadı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu başkanlığındaki Türk heyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı başkanlığındaki KKTC heyeti tam bir uyum içinde hareket etti.