Kelkitlioğlu 24'e gündemi değerlendirdi

AKŞAM Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Kelkitlioğlu 65. Hükümet'in kurulması sonrası gündemi 24'e değerlendirdi.

1

Akşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Kelkitlioğlu 24'te yeni kabineyi değerlendirdi. Kelkitlioğlu Binali Yıldırım Hükümeti'nde yer alan isimlerin şaşırtıcı olmadığını söyledi.


Kelkitlioğlu'nun kkonuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle;

Şaşırtan Yalçın Akdoğan olmaması, onun haricinde kabineye baktığınızda bu kadar kapsamlı bir değişiklik olacak mı, olamayacak mı diye çok da büyük değişiklik beklemiyordum. Eskiye göre 8 isim yok. Baktığımızda ilginç isimler var. Mesela Aile ve Sosyal Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın CV'si derinlemesine incelenmesi gereken bir isim. Çok donanımlı bir isim. Kabinenin tek kadın bakanı. Çok ilginç bir isim, çok ön planda olacak diye düşünüyorum. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda bir değişiklik bekliyordum. Mehmet Özhaseki geldi bu bakanlığa. Uzun süre Kayseri'de belediye başkanlığı yapan bir isim. Nokta atışlarından biri diyebiliriz. Ahmet Arslan, ulaştırma projelerinin altında imzası olan bir isim. Bu ulaştırma, çevre, sağlık gibi bakanlıklara baktığımız zaman bunlar hep insana dokunan bakanlıklar. Bunlar AK Parti'nin oy tabanını ilgilendiren bakanlıklar. Mesela Sağlık Bakanı Recep Akdağ. Recep Akdağ, sağlıktaki dönüşümün temellerini atan isimlerden bir tanesi. Ömer Çelik'in ismi tekrar kabinede. Şu anda tam gündemde olan AB müzakereleri ve vize muafiyeti meselelerinde sahaya sunulmuş bir isim. Aynı zamanda AK Parti'nin sözcülüğünü de yaptı. Müzakereleri bire bir sayın Ömer Çelik yönetecek. Mehmet Şimşek yerinde kaldı. Ekonominin dümeninde o olacak. Ancak bundan önceki politikalarında biraz farklılık olacağını düşünüyorum. Sayın Başbakan, üretim ekonomisi vurgusu yaptı. Sayın Mehmet Şimşek de tavır değişikliği olabileceğini düşüncesindeyim. 


İSMET YILMAZ BİR PARÇA ŞAŞIRTTI ANCAK...

Nabi Avcı'ya şaşırmadım. Karakteristik bir özellik, kültür ve edebiyat adamıdır. Kültür Bakanlığı'nda ismi açıklandığında şaşırdığımı söyleyemem ama İsmet Yılmaz Bey'in Milli Eğitim Bakanlığı'nda olması biraz şaşırttı beni. Ancak mutlaka bunun bir hesabını yapmışlardır. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Milli Savunma Bakanı oldu. O bakanlığa Faruk Özlü geldi. Sayın Fikri Işık, TÜBİTAK projelerine, Milli Savunma'da yerli projelere önem verirdi. O yüzden Mili Savunma'ya bakan yapıldığını düşünüyorum. Faruk Bey'in de donanımlı bir backraundu var. Önümüzde bir icra hükümeti var. Sonuç olarak hükümetin en büyük sorumluluklarından bir tanesi terör ve terör örgütleriyle mücadeledir. Bunlarla kararlılık ve dik bir şekilde mücadele edebilmek için sistem sorununun çözülmesi gerekir. Sayın Binali Yıldırım, Başkanlık Sistemi, Terör örgütleriyle mücadele, Yeni Anayasa, Paralel örgütle mücadele başlıklarıyla özetlemişti. Dış politikada dünyada dostlarımızın çoğalacağı bir döneme tanıklık edeceğiz. Ne yaparsanız yapın, içeride dostlarınızı arttıramıyorsunuz. Mesela bu ülkenin ana muhalefeti kandan bahsedebiliyor. Yine ana muhalefet partisi grup başkan vekili tüm açıklamalara rağmen "laikliği kan dökmeden kaldıramazsınız" şeklinde laflar edebiliyor. Dış politikada diplomasinin ön planda olduğu bir dönem bizi bekliyor diye düşünüyorum. Mesela İsrail, bu alanda çok ciddi adımlar atılabileceğini düşünüyorum. 

ÖMER ÇELİK BU DÖNEMDE ÖN PLANDA OLACAK

Ömer Çelik bu konuda çok ön planda olacaktır. Ben sayın Cumhurbaşkanıyla da istişare yaptıklarını düşünüyorum. AB'ye üyeliğimiz konusunda 'en büyük avukatınızım' diyen İngiltere'de Cameron '3 bin yılından önce AB'ye üye olamazsınız' diyebiliyor. Bu sözlere 'oh iyi yaptınız' diyemezsiniz. Mülteciler konusunda AB'nin iki yüzlü tavrına mutlaka tepki gösterilecektir. Ben daha çok diyaloğun on planda olduğu yıkıcı değil; yapıcı bir dış politika izleneceği kanaatindeyim. Ben geçmiş dönemin dış temsilciliklerimizde paralel yapılanmayla ilgili mücadelede biraz eksik kaldıkları görüşündeyim. Sayın Binali Yıldırım, "10 Ağustos'ta bizim partimizden daha çok oy alan bir Cumhurbaşkanımız var. Bizim boynumuzun borcu bu fiili durumu resmi hale getirmektir" dedi. Ben de aynı şekilde düşünüyorum. Zaten bu ülkede fiili olarak, de facto olarak partili bir Cumhurbaşkanı sistemi var. Halk Cumhurbaşkanını seçtikten sonra bu iş bitti. Şimdi partili cumhurbaşkanı, yarı başkanlık falan deniyor. Bir an önce bunun ismini koyacağız. Bunun için 330'u bulmak gerekiyor. Şu anda Meclis aritmetiğinde bu sayıyı bulmak kolay değil. 

AK PARTİ TEKLİFİNİ GETİRİP MİLLETE GİDİLMESİ LAZIMDIR


MHP'deki durum önümüzdeki dönemde siyaseti çok yakından etkileyecek. Kurultay süreci MHP'nin iç dinamiklerinden kaynaklanan bir değişim değil. Paralel yapının talebidir bu. Devlet Bey, devlet duruşu sergilemiştir, Gezi'de ülkücü tabana 'aman' demiştir ama başarılı bir lider midir; hayır! Devlet içerisinde devlet oluşturmaya çalıştıran örgütü kabul etmek mümkün değil. Ben MHP içinde Başkanlık sistemine destek verecek çok kişi var. Taraflı tarafsız bütün kamuoyu araştırmalara baktığınızda AK Parti neredeyse yüzde 60'a merdiven dayamış gibi gözüküyor. Erken seçim de gündeme gelir. Bugünkü durumda AK Parti sistemle ilgili teklifi getirip, 330'un bulunarak millete sunulmasıdır. 

HİÇBİR PARTİNİN TERÖRE DESTEK VERME LÜKSÜ YOKTUR

Kıyamete kadar Recep Tayyip Erdoğan Başkan olarak kalmayacak. Erdoğan da fani. Sonuç olarak Türkiye'nin nasıl bir şekilde yönetilmesiyle ilgili kafa yoruyoruz. İnsanlara Başkanlık sisteminin ne olduğunu, bütün detaylarıyla, yürütmenin tek elde toplanmasının, ekonominin, terörle mücadelenin, bunun aynı zamanda bir diktatörlük olmadığını bütün detaylarıyla anlatıp, insanların önüne öyle koymak lazım. Muhalefetin yapması gereken 'Hayır Başkanlık sistemi yanlıştır, şunu götürür, bunu getirir' deyip, insanların karşısına çıkması lazım. Bu iş öyle kandan falan bahsederek, masaları devirmekle, ufak atraksiyonlarla olmaz, bir yere varamazsınız. Ne düşünüyorsan açık açık anlatmaları lazım. Bir tek konuda hiçbir hakları yoktur; terör ve terör örgütlerine destek veremezler. Bu konuda çok net olmak azım. 

CHP VE HDP'NİN POLİTİKALARI ERDOĞAN NEFRETİ ÜZERİNE KURULU

Yarın kabine ilk toplantısını Beştepe Külliyesi'nde yapacak. Kabine daha çok Beştepe'de toplanacak. Gerekirse haftada iki kez toplanacak. Ülke bundan sonra böyle yönetilecek mesajları bunlar. Sayın Binali Yıldırım'ın "Davanız davamızdır" sözleri bunun yansıması. Siyaset içerisinde çok ince şeyler olur. Ben sayın Bahçeli'nin bugünkü açıklamasının politik olarak değerlendirilebileceğini düşünüyorum. Ama MHP'den Başkanlık sistemine sıcak bakanlar da çıkabilir. Öte yandan CHP ve HDP'nin bütün politikaları sayın Erdoğan nefreti üzerine kuruluyor. Bu tavır sadece ortamı germeye hizmet ediyor. 

BUNU HERKES KABUL EDİYOR AK PARTİ EŞİTTİR ERDOĞAN DEMEKTİR

Türkiye şu anda bir lider aramıyor. Türkiye'de bir lider var. AK Parti öyle bir lider aramıyor. Sayın Cumhurbaşkanı zaten AK Parti'nin lideri. Kendisi de çok açık söylüyor, bir çocuk annesinden ayrılabilir mi? Diğerlerin de büyük hakkı var ama AK Parti demek eşittir Recep Tayyip Erdoğan demektir. Sayın Binali Yıldırım çok açıklıkta, tartışmalara gerek kalmayacak şekilde söylüyor. Artık muhalefetin sistemle ilgili ne düşündüğünü anlatmasın lazım, bir teklif hazırlaması lazımdır. Benim muhalefete önerim budur. Öyle masaya ayağınızı vurmakla, masalardan masaya çanta fırlatmakla olmuyor ki bu işler.