İpek: Cumhurbaşkanına hakaret bütün Avrupa'da suçtur

Adalet Bakanı Kenan İpek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret davaları üzerinden yürütülen algı operasyonlarına net cevap verdi.

İpek, “Kamuoyunda Avrupa ülkelerinde Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a veya ülkenin liderine hakaret suç değilmiş, ceza yokmuş gibi bir algı oluşturuyor. Ben bütün Avrupa ülkelerinde incelettirdim. Neredeyse tamamında suçtur” dedi. YSK’nın sandıkların taşınması talebini reddetmesine dair kararını da değerlendiren İpek, “Bizim çeşitli illerimizde yaşanan terör sorunları var. Bana göre değerlendirmesi lazımdı” diye konuştu. Kenan İpek, paralel yapıya mensup hakim ve savcılarla ilgili gelen şikayetlerin HSYK’da incelendiğini ifada ederek, Kurul’un mücadelede kararlı olduğunun altını çizdi.

Adalet Bakanı Kenan İpek, Atatürk Kültür Merkezi’nde yer alan 111 ceza infaz kurumunda gelen ürünleri yer aldığı fuarı gezdi. Öncesinde gazetelerin Ankara temsilcileriyle kahvaltı yapan İpek, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Kenan İpek, “Türklüğe hakaret” hükmünü içeren 301.maddeden soruşturma izni verip vermediğine ilişkin bir soruya şu yanıtı verdi: “Yok. Ancak Cumhurbaşkanımıza hakaretten bazı şeyler geliyor. 199’ncu maddeden. Onlara izin veriyoruz. Kamuoyunda Avrupa ülkelerinde Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a veya ülkenin liderine hakaret suç değilmiş, ceza yokmuş gibi bir algı oluşturuyor. Böyle bir şey yok. Ben bütün Avrupa ülkelerinde incelettirdim. Neredeyse tamamında suçtur. Birkaç ülkede para cezası var. Onun dışında hapis yatan cezalar düzenlenmiş.”

 
TERÖR KONUSU YSK DEĞERLENDİRMELİYDİ
 
Kenan İpek, YSK’nın sandıkların taşınması kararıyla ilgili değerlendirmelerde de bulundu. İpek, “Seçimlerin güvenli yapılması adına YSK sorumludur” dedi. İpek, “YSK her konuda seçimin güvenliği ile ilgili genel bir değerlendirme yapma yetkisi var. Bu hem anayasa da hem de seçimleri temel hükümleriyle ilgili kanunda yazılıdır. Güvenlik riski ile ilgili sağlıklı bir değerlendirmeyi YSK’nın yapmış olması gerekirdi diye düşünüyorum. Anayasa ve yasa güven içerisinde seçimin yapılması konusunda tedbir almak YSK’nın nezdindedir. O kapsam içerisinde bunu değerlendirmesi lazım. Bizim çeşitli illerimizde yaşanan terör sorunları var. Bana göre değerlendirmesi lazımdı” dedi.
 
NEREYE KADAR GİDİYORSA GİDECEK
 
Yargıdaki paralel yapılanma nedeniyle gelen şikayetlere dikkat çeken İpek, “Türkiye bir hukuk devleti hiç kimse anayasadan, yasadan almadığı bir yetkiyi kullanamaz. Bir başka yerden emir ve talimat alamaz. Yasalar içerisinde herkes vazifesini yapmak zorunda” dedi. İpek, sözlerine şöyle devam etti: “Yani açık söyleyeyim nereye kadar gidiyorsa gidecek. Anayasa ve yasalara göre vatandaşlar hakkını arıyor. Şimdi hakim ve savcılarımız bunu bırakıp bir başka yerlerden emir ve talimatla karar veremez. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Yasa ve anayasada bunun karşılığı var ne gerekiyorsa yapılacak. Kimsenin şüphesi olmasın. Hakim ve savcılık takdiri demek değildir. Kafasına göre hareket ediyor demek değildir. Ben süreç devam ettiği için çok fazla bir şey de söylemek istemiyorum. İstanbul’da ki 2 hakimin tavrını, davranışını ve hareketini gördüm. Yargıyada intikal etti. Kamu davası da açıldı. Mutlaka milletimiz bunu takdir ediyordur. HSYK bu konuda kararlıdır.”
 
ALMANYA’DAN YANIT YOK
 
Firari savcılar Celal Kara ve Zekeriya Öz ile ilgili bir soruya İpek, “Almanya’dan iade talebimiz oldu. Ama henüz bir cevap verilmedi. Adli işbirliği anlaşması çerçevesinde bunu biz talep ettik” dedi. İpek, İnterpol Genel Sekreterliği’nin ise kırmızı bülten talebini reddettiğini belirterek, “Onların kendi tüzüklerine göre ihya edilen suçları kırmızı bülten gerekçesi olarak görmüyorlar. Daha önce de Ergenekon, Balyoz sürecinde ülkelerden çeşitli talebimiz olmuştu. Yine aynı cevabı vermişlerdi” dedi.
 
GÜLEN İLE İLGİLİ DOSYA GELMEDİ
 
Kenan İpek, Fethullah Gülen’in iadesi konusunda ise Adliyelerden gelen bir talep olmadığını anlattı. İpek, “Biz onu bekliyoruz. Geldiğinde değerlendireceğiz” diye konuştu. Kenan İpek’in konuşmasından bazı satırbaşları şöyle:
 
İNFAZ MEVZUATIMIZ AVRAPA’NIN EN İYİSİ

“2000 yılında 25 bin olan personel sayısı şuanda 50 bini geçmiş durumda. Yüzde yüzün üzerinde bir personel artışı sağlandı. Tabi infaz mevzuatımızda da sıkıntılarımız vardı. 2004 yılında ceza muhakemesi ve infaz kanunu tamamen değiştirildi. Ben iddia ediyorum şuanda bizim infaz mevzuatımız Avrupa’nın en yeni en modern en uygulanabilir ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne en uygun mevzuattır. Bu konuda da aksi düşünce varsa ben tartışmaya hazırım.
 
173 BİN MAHKUM

2003 yılında genel müdür olduğumda 68 bindi. Daha sonra ANAP ile DS Hükümeti ile bir kanun çıktı (Rahşan Affı) 50 bine kadar düştü. 2008 yılında da 98 bindi. Şuanda 173 bin civarında.
 
TUTUKLULUK ORANI DÜŞTÜ
 
2000’li yılların başında tutuklu oranı yüzde 50’inin üzerindeydi şimdi bu rakam yüzde 15. Ancak dosyası Yargıtay’da olanlar var onları da katarsak yüzde 25 civarında. Bu Avrupa Birliği ortalamasına uygun.

Avrupa’yla karşılaştırdığımızda hükümlü ve tutuklu sayısı nüfusa oranla ne durumda diye bakarsak? Türkiye ölçekli ülkelerle baktığımızda nüfusun binde biri civarında hükümlü ve tutuklu var. Yani 70 milyon civarındaysa 70 bin hükümlü ve tutuklu var. Bizde bu oran binde bir civarında seyrederken şuanda binde ikiyi biraz aşmış durumda. Tabi Amerika’ya bakarsa, binde sekize kadar, Rusya’da binde dörde kadar çıkıyor. Bunun sebepleri birazda UYAP sistemine geçilmesiyle, sanıklara ve hükümlülere daha kolay ulaşılabiliyor ve yakalanabiliyor. Cezaların tabanını 2004 ve 2005 yılında gerçekten artırdık. Birde infazda yatması gereken süre 5’te 2 iken, 3’te 2’ye çektik. Ben şuna inanıyorum, Yargıtay’daki dosyalarda eridikçe 170 binlerde olan hükümlü ve tutuklu oranı 100 binlere doğru gerileyecek.
 
2 BİN 500 KİŞİYE ELEKTRONİK KELEPÇE
 
2005 yılında biz denetimli serbestlik uygulamasını kurduk. Şuanda 2 bin 500 kişi elektronik uygulamayla takip ediliyor. Ama 280 bin kişi sistem içerisinde takip ediliyor. Bu kanun hiç çıkmasaydı hapishanelerin nüfusu 170 bin kişinin üzerine 70 bin daha ekleyin 240 bin kişi yani binde üç daha artmış oalcaktı. Bu 173 bin rakamı daha da aşağıya inecek.
 
HÜKÜMLÜ VE TUTUKLU SAYISI
 
172 bin 409 toplam, bunları 162 bin 903’ü adli suçlardan, 7 bin 259 terör suçlarından, 2 bin 247’de örgütlü suçlarından. Tutuklu sayısı 25 bin 669, hükümlü sayısı 146 bin 740. Kadın tutuklu sayısı bin 100, hükümlü sayısı 5 bin 110. Çocuk tutuklu sayısı bin 655, hükümlü sayısı ise 641 toplamda 2 bin 296. tabi gönül ister çocuklarımız olmasa, kadınların sayısı çok az olsa. Yine Türkiye ölçekli ülkelerle mukayese ettiğimiz zaman bu sayı çok olmadığını rahatça söyleyebilirim.