İdlib’den çıkışlar başladı

Başkan Erdoğan, İdlib’deki silahlı radikal grupların silahsızlanma bölgesinden çıkmaya başladığını, bu konudaki denetimlerin Türkiye ve Rusya tarafından yapıldığını söyledi.

1

İdlib’de Rusya'yla varılan mutabakata değinen Erdoğan, “Radikal gruplardan silah bırakıp çıkmayan olursa...” şeklindeki soruyu cevapladı. Erdoğan silahlı radikal grupların İdlib’den çıkışının başladığını ifade etti. Erdoğan şunları söyledi: Her şeyden önce Rusya'yla Türkiye arasındaki bu 10 maddelik anlaşmanın içerisinde savunma bakanlarımızın imza altına aldığı bu muhtırayla gerek Rusya’nın rejimi bu 15-20 km’lik bu koridora sokmaması, gerekse merkezde de bu radikal grupların Türkiye tarafından, Türkiye’nin kendi örgütleriyle; istihbarat gibi… Bunu kontrol altına alması, onların buralardan çıkışını sağlaması noktasında, daha doğrusu silahlardan arındırılmış bir bölge haline getirilmesi de bizim tasarrufumuzda olacak.  

50-60 BİN KİŞİ DÖNDÜ

Bunun için gerekli adımları da atacağız. Bunun için de şu anda bütün çalışmalar yürütülmektedir. Zaten özellikle de bu İdlib halkının beklentisiydi. İdlib halkı da bu süreci gerçekten çok çok huzurlu bir şekilde ve burada dönüşün başlamış olması ki, 50-60 bin kişi bu süre içerisinde geriye dönmüş vaziyette. Onların destekleriyle bu iş başarılacaktır. Radikal gruplar İdlib’den çıkmaya başladı. Bunlar ağır silahlarla alakalı olarak sınıflamalarını Rusya’dan ve Türkiye’den ekiplerimiz çalışmalarını yaptılar. Sınıflandırılarak gerekli adımlar atılacak. 

BAŞKAN ERDOĞAN, NEW YORK’TA REUTERS’İN SORULARINI YANITLADI 

Brunson kararını hakimler verecek 

Rahip Brunson’ın 12 Ekim’de yapılacak duruşmada bırakılıp bırakılmayacağıyla ilgili soruyu yanıtlayan Başkan Erdoğan, ABD’ye hukuk dersi verdi.  

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, New York’ta Reuters haber ajansına açıklamalarda bulundu. Rahip Brunson’ın tutukluluğu ve ABD’yle devam eden krize değinen Erdoğan, Brunson’ın 12 Ekim tarihinde yapılacak mahkemede bırakılıp bırakılmayacağıyla ilgili soruları yanıtladı. Başkan Erdoğan şunları söyledi: 

TERÖRDEN TUTUKLANDI 

Ben yargı mensubu değilim. Biz hukukta kuvvetler ayrılığını kabul ediyorsak, yargının bu noktadaki kararlarına saygı duymamız lazım. İsmini andığınız zat; Türkiye’de terör örgütleriyle münasebeti olduğu için gözaltına alınmış, daha sonra da tutuklanmıştır. Sağlık nedeniyle yargı eve çıkmaya müsaade etmiştir. 

SİYASİLER KARAR VERMEZ 

12 Ekim’deki mahkemede yargı ne karar verir, onu bilemem. Tabii buna siyasiler de karar veremez. Brunson bir yargı sürecinin içerisindedir, yargılanmaktadır. Yargılanmakta olan bir kişiyi de ‘bıraktım hadi git’ deme hakkına ne ben cumhurbaşkanı olarak yetkiliyim ne de bir başkası yetkilidir. Bunun yetkisi sadece o mahkemenin hâkimlerinindir. 

Önce May sonra Macron 

Başkan Erdoğan BM Genel Kurul toplantısı sonrası ikili görüşmeler gerçekleştirdi. Erdoğan önce İngiltere Başbakanı Theresa May, daha sonra da Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'la görüştü. Erdoğan Hırvatistan Cumhurbaşkanı Grabar Kitaroviç ve Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor'la da bir araya geldi. 

FETÖ’nün elebaşı ABD’de yargılanmıyor 

Benzer şeyler özellikle Amerika’da olmuş durumda. Örneğin Amerika’da şu anda Türkiye’de 251 vatandaşımın ölümüne neden olan ve devlete karşı darbe girişiminde bulunan FETÖ Amerika’dadır. Ve Amerika’da bulunan bu zat yargılanmıyor. Yargılamamakta buradaki yetkililer direnmektedirler. Hâlbuki suçluların iadesi anlaşması vardır. Anlaşma olmasına rağmen buradaki Fetullah Gülen denilen bu şahıs deport edilmek suretiyle bırakılabilecekken bırakılmamaktadır. 

Ekonomiyle ilgisi yok 

Brunson olayının bizim ekonomimizle yakından uzaktan bir alakası yoktur. 2008 yılında biz ekonomik sıkıntı yine yaşadık. Benim bir ifadem olmuştu “bu sıkıntı teğet geçecektir” Sonra biz ekonomik sıkıntıyı aştık ve Türkiye rahatlama sürecine girdi. Şu an ülkemizdeki ekonomik sıkıntı zannedildiği gibi abartılacak bir sıkıntı değildir. Türkiye kendi imkânlarıyla aşacaktır. Bunun Brunson ile yakından uzaktan alakası yoktur.  

İran’dan gaz almadan halkımı nasıl ısıtırım 

Başkan Erdoğan, ABD’nin İran’a yönelik ambargosuna Türkiye’nin ne tepki vereceğiyle ilgili soruyu böyle yanıtladı.  

ABD’nin İran’a yönelik ambargo dayatmasını değerlendiren Erdoğan şunları söyledi: Şimdi gerçekçi olmak lazım. Obama döneminde buna benzer durumlar söz konusu olmuştu. Şu gerçeği göreceğiz, biz doğalgazı eğer alamazsak ben halkımı neyle ısıtacağım? Şu anda benim ülkemin tükettiği doğalgazın yüzde 50’sini biz Rusya’dan alıyoruz, geri kalanını İran, Azerbaycan, Irak, bazen Cezayir’den alıyoruz. Ben bu doğalgazı almadığım takdirde halkımı kar kışta o soğukta üşütecek miyim? Bizim görevimiz halkımızın mutluluğu değil mi? Kimse kusura bakmasın, atacağımız adımları kendi tasarrufumuz içerisinde atarız. Ve bunu atarken de halkımızın bir defa huzurunu, halkımızın menfaatlerini gözetmekle mükellefiz. 

FOREIGN POLICY İÇİN YAZDI 

Çözümün parçası küresel lideriz 

Başkan Erdoğan,  ABD merkezli “Foreign Policy” dergisi için, BM’nin yaşadığı itibar krizi ve buna yönelik reform önerilerini değerlendirdiği “BM’yi Nasıl ve Neden Düzeltmeliyiz” başlıklı bir makale yazdı. Erdoğan, “Türkiye, bir askeri veya ekonomik süper güç olmamakla birlikte Irak, Suriye ve diğer yerlerde çözümün parçası olarak küresel bir lider haline gelmiştir” değerlendirmesinde bulundu. 

KAPSAMLI REFORM GEREK

Uluslararası toplumun diğer üyelerinin üzerine düşeni yapması gerektiği çağrısında bulunan Erdoğan, “Öte yandan mülteci krizinin ulaştığı boyutlar, bu meselenin Birleşmiş Milletler gibi örgütler aracılığıyla daha yakın işbirliği yapılmadan çözülemeyeceğini ortaya koymaktadır. Küresel güçlerin yardım etmemesi durumunda uluslararası toplumun geri kalanı inisiyatifi eline alarak, Birleşmiş Milletler’de kapsamlı bir reform sürecini başlatmalıdır. Zira biz daha kayda değer bir uluslararası sistemin kurulması için mevcut yapıyı tamamen ortadan kaldırmak gerektiğine inanmıyoruz” değerlendirmesinde bulundu. 

BM’NİN NABZI ATMIYOR 

“İnsanlığın kalbi olması beklenen Birleşmiş Milletler’in nabzı bugün atmamaktadır” diyen Erdoğan, dünyanın her yerinden insanların üzerine düşen sorumluluğun bir araya gelerek barış, istikrar ve güvenliği herkes için sağlayacak adımları atmak olduğunu belirterek, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu artık dünya liderlerinin konuşmalar yapmak ve şikâyetlerini sıralamak için geldiği bir platformdan daha fazlası haline gelmelidir. 2018, yeni bir Birleşmiş Milletler sisteminin temellerinin atıldığı yıl olmalıdır” görüşünü aktardı. 

Yıkmak değil iyileştirmek

Erdoğan, makalesine şöyle devam etti: “ABD, Birleşmiş Milletler’in zayıf yönlerini istismar ederek liberal uluslararası düzenin altını oymaya çalışmaktadır. ABD Başkanı Donald Trump’ın, BM İnsan Hakları Konseyi ve  UNESCO’dan çekilme ve Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’na  mali yardımlarını durdurma kararları bu durumun açık örneğidir. Trump, bu  yaklaşımını salı günü yaptığı konuşmada ‘ilkeli realizm politikası’ olarak nitelemiştir. Küresel liderliğe çok ihtiyaç duyulan bu günlerde BM'yi yıkmak değil, iyileştirmek durumundayız. Büyük güçler bu sorumluluğu üstlenmek istemiyorsa, mevcut sistemden fayda sağlayan bir avuç ülke reform yapmak istemiyorsa ve ABD’nin de aralarında bulunduğu BM'nin mimarları tek taraflı adımlar atarsa ‘küresel liderliğin’ yeniden tanımlanma zamanı gelmiş demektir.” 

Afrikalı 3 bin kadına eğitim 

Emine Erdoğan, El Cezire’nin internet sitesinde yayımlanan makalesinde, insanların Afrika kıtasını aşırı yoksulluk, açlık, kuraklık, iç savaşlar ve terörizmle birleştirmesini eleştirerek, bunun dünyada yanlış bir algı olduğuna dikkati çekti. 

Erdoğan, “Son yıllarda 46 Afrika ülkesinden 3 bine yakın genç kız, Türk devletinin sağladığı burslarla yüksek kaliteli milli eğitim kurumlarına erişim sağladı. Programın başlayışından bu yana 362 kadın, Türkiye’deki eğitimlerini tamamladı ve kendilerine daha iyi bir gelecek kurmak üzere ülkelerine doktor, mühendis ve öğretmenler olarak geri döndü” değerlendirmesinde bulundu.