Göbeğinde FETÖ’nün olduğu uluslararası darbe girişimi!

ABD’deki Zarrab davasını ’28 Şubat benzeri bir durum’ olarak niteleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu dava cambaza bak cambaza oyunudur. ABD’deki dava Türkiye’ye kurulmuş bir komplodur” dedi.

1

ANKARA

ERDOĞAN: DAVANIN YÖNETİMİ ABD GRUBU, MALZEME TEMİNİ FETÖ VE CHP!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında ABD’de görülen Zarrab davasını “Göbeğinde FETÖ’nün olduğu uluslararası bir darbe girişimi” olarak niteledi. “Davanın projesi Amerikan yönetimi içindeki bir gruba ait. Malzemelerini temini görevi de FETÖ ve CHP” diyen Erdoğan şöyle devam etti:

DAVA CAMBAZ OYUNU 

Bu zat şimdi de ABD’nin ülkemize karşı kullandığı Zarrab davası ile ilgili açıklama yapacak. Amerika’daki dava hukukla ticaretle ilgisi olmayan cambaza bak cambaza oyunudur. Türkiye’nin dikkati buraya çekilerek Suriye’de ve Irak’ta ülkemiz aleyhine yürütülmek istenen projeye hız verilmek istenmesidir. Amerika’da ülkemizdeki 28 Şubat dönemine benzer bir süreç yaşanıyor. Eski yönetim bakiyesi Trump yönetiminin iradesine aykırı olarak başka bir politika izliyor.   

Siyasette kullanmak ihanet

Her kim Amerika’daki davayı Türkiye’nin iç siyasetinde kullanmaya kalkarsa ihanet içindedir. Türkiye, tüm ülkeler için bağlayıcılığı olan BM kararlarına uymuştur. Türkiye İran sınırı Amerika’nın kuruluşundan önce 1639’da belirlenmiştir. 

Büyük komplo mizansen karalama

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Delil diye gösterilen materyaller dahil her şey mizansen. Bu dava ABD iç siyasetindeki çekişmenin göstergesi olarak algılanıyor. Ortada FETÖ ve CHP’nin güdümündeki çevrelerin iddia ettiği gibi yolsuzluk yok. Nasıl 17- 25 Aralık’ta yolsuzluk görüntüsü altında anayasal düzeni yıkma çabası varsa Amerika’daki davada aynı amacı uluslararası alanda gerçekleştirme amacı var. İddianamedeki komplo iddiası doğrudur. Ama komplo Amerika’ya değil Türkiye’ye karşıdır. 

Avrupa’da evden yeni doğmuş bebekleri alıyorlar 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congresium’da  düzenlenen 2. Uluslararası İşte Kadın Zirvesi’nde konuştu. “Kadınlarımıza seçme seçilme hakkı verdiğimiz için çok onurluyuz” diyen Erdoğan şunları kaydetti: Gazi Mustafa Kemal’in ardından gelen CHP yöneticileri kadınlar konusunda faşizanca bir anlayışı benimsediler. Merve Kavakçı kardeşimizin Meclis’te başörtüsü yüzünden uğradığı hakaretleri unutmuş değiliz. 2002’den bu yana hayata geçirdiğimiz reformlar kadınlarımız için de özgürlük alanını genişletti. İslam düşmanı çevrelerin asıl hedefi kadınları kullanıp yegane dinimizle hesaplaşmaktadır. Avrupa’da yükselen aşırı sağ siyasi ve toplumsal hayatı adeta zehirliyor. Evden yeni doğmuş bebekleri alıyorlar. 

İstifa etmeni bekliyorum

CHP liderine istifa çağrısı yapan Erdoğan, “İpliğini pazara çıkardık. Ana muhalefetin, yani ana hıyanetin başına çağrımı tekrarlıyorum. Ortada bir para işi olmadığına göre istifa bekliyorum” dedi.

“Günlerce kamuoyuna “Cumhurbaşkanının yakınları yurtdışına milyonlarca lira para gönderdi” diyen şahsın ipliğini pazara çıkardık” diyen Erdoğan şöyle devam etti: Yurtdışına gönderilmiş herhangi bir paraları da söz konusu değildir. Belge diye salladığı hepsi de sahte olan kağıt parçalarında hiçbir bilgi bulunmuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, yöresel ürünlerin sergilendiği stantları ziyaret etti.

Çağrısını  tekrarladı

Ana muhalefetin daha doğrusu ana hıyanetin başındaki şahsa sesleniyorum. İddialarını ispat etse cumhurbaşkanlığını ve siyaseti bırakacaktım. Ortada böyle bir para gönderme işi olmadığına göre aynı tavsı kendisinden bekliyoruz.

Gözüne baka baka!

Milletin gözüne baka baka yüzde 40 oy alamazsam gereğini yaparım dediği ve bunun yarısında kaldığı halde kılını kıpırdatmadığını da iyi biliyorum. Geçen hafta uyuşturucu kullanımıyla ilgili Meclis araştırma önergesi verdik AK Partililer reddetti diyor. Bu önergeyi 2 Kasım’da biz verdik. Yalanlarla öylesine beyni bulanmış ki gerçek hayattan haberi yok. Başka ihtimal olarak partisi içinde birileri kendisini tongaya düşürmüş.

İSRAİL İLE İLİSKİLERİMİZ KOPAR

ABD Başkanı Trump’a Kudüs çağrısı yapan Erdoğan “Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir. Eğer böyle bir adım atılacak olursa; İsrail ile diplomatik ilişkilerimiz kopar” dedi.

ABD Başkanı  Donald Trump’a Kudüs çağrısı yapan Erdoğan “Kudüs Müslümanların kırmızı çizgisidir. Eğer böyle bir adım atılacak olursa; hemen, beş on gün içerisinde İslam İşbirliği Teşkilatı Liderler Zirvesi’ni İstanbul’da toplayacağız. Kaldı ki bu, bizim diplomatik ilişkilerimizi İsrail ile koparmaya kadar gidebilir” diyerek

şunları kaydetti: ABD bütün işleri bitirdi bu mu kaldı? Netenyahu kendi iç hesaplaşmalarını bitiremiyor. Biz son ana kadar buradaki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Amerika’yı bölgedeki sorunları daha derinleştirecek böyle bir adım atmaması konusunda bir daha ikaz ediyoruz. Böyle bir şey olamaz. 

NİYETLERİ TERÖR ÖRGÜTÜNÜ GİZLEMEKTİR!

Yaptırımları kendi şirketleri deliyor! 

 “Bizi İran ticareti nedeniyle yargılamaya kalkanların niyeti sınırlarımız boyunca kurmak istedikleri terör örgütünü gizlemek istemeleridir” diyen Erdoğan şöyle devam etti: İddianameye bakılırsa davanın konusu Amerika’nın İran’a uyguladığı yaptırımların delinmesine yönelik bir plan.

Provokasyon sürüyor

Yine iddianameye göre Türkiye İran’dan aldığı doğalgazın parasını kendi bankalarında tutmak yerine bir takım yöntemlerle asıl alacaklıya, yani İran’a aktarmış. Davanın sanıkları bu amaçla ABD’yi dolandırmak, ilgili yasaları ihlal etmek, kara para aklamak gibi komplo kurmakla suçlanıyor. Amerika’nın İran’a yaptırımlarını en başta kendi şirketleri olmak üzere batının değişik ülkeleri delmiştir, bundan ya haberleri yok ya da burada da provokasyon devam ediyor.

Amerika’nın bize karşı planı var

Erdoğan: İran’la ticaretin ana kalemini doğalgaz petrol ithalatı oluşturuyor. Amerika miktar azaltma ricasında bulunduğunda onu da kırmadık. İran’dan petrol ithalatını düşürdük. Birçok ülke hiç azaltmadı. Amerika’nın marka firmalarının İran’da ürünleri var. Batı’nın değişik ülkeleri İran’da otomobil noktasında ciddi oranda mal ihraç ediyorlar. Doğalgaz ise hem sanayi hem elektrik üretimi nedeniyle stratejik. Türkiye’nin doğalgaz için ikame kaynağı bulunmuyor. İran’la ilişkimizde mümkün olduğu kadar Amerika’nın taleplerini dikkate aldık. Türkiye’nin Amerika’ya karşı planı yoktur. Ama Amerika’nın bize karşı planı var!

Erdoğan, ödüllü sporcuları kabul etti.

RAKKA’DAKİ DEAŞ’LILARI MISIR’A SÜRECEKLER!

ÖSO’yu Amerika ile birlikte kurduk

“Türkiye DEAŞ ile fiilen savaşan tek NATO ülkesidir” diyen Erdoğan şöyle devam etti:  Rakka operasyonlarındaki DEAŞ militanlarının sürüleceği yer neresi biliyor musunuz? Mısır Sahra çölü orada onlar istihdam edilecekler.  Yaptırım delme iddiasıyla bizi ABD’de çarmıha germeye çalışanların burnumuzun dibinde terör devleti kurma girişimini seyredecek değiliz. Sakın ha PYD demeyin, YPG demeyin, PKK demeyin. SDG deyin. Tezgah bu! Biz ÖSO’yu Obama yönetimiyle beraber kurduk. O zaman SGD diye bir şey yoktu. Artık bunu bize yutturman mümkün değil.

DEAŞ BİTTİYSE NİYE SEVKIYAT SÜRÜYOR

Silahları kime karşı kullanacaksın?

Kuzey Suriye’nin en doğusundan batıya doğru bir terör koridoru oluşturulduğunu görüyoruz. Kurulmakta olan üsler var. Yaklaşık bin 300 tır olan bu sayılar 3 binin üzerine çıktı. Nerede kullanacak Amerika? DEAŞ diye bir şey mi kaldı orada? Suriye’ye karşı mı? Yok. Irak’a karşı mı? Yok zaten Irak’tan girdi. Ya İran ya Türkiye. Sıkıysa Rusya. Başka var mı? Bunu Trump’ın da kendisine söyledim. “Bütün seri numaralarını belirledik DEAŞ gidince silahları alacağız” dedi. DEAŞ kalmadı silahlar geliyor üslerin sayısı artıyor. Neden üslerin sayısı artar? Adım adım takip ediyoruz.

MİLLETİMİZ MÜCADELE YOLUNU SEÇECEKTİR

Ülkenin anahtarını FETÖ’ye mi verelim

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Türkiye şantajlara teslim olup kendisi için hayati önem taşıyan konulardaki tüm kazanımlardan vazgeçme ile mücadelesini devam ettirme tercihleri ile karşı karşıyadır. Bu yol ayrımıyla ilk defa karşılaşmıyoruz. Darbeciler silahlarıyla tanklarıyla toplarıyla üstümüze geldiğinde bu tercihle karşı karşıya kaldık. Her seferinde mücadele ettik. Bugün bize yapılan şantaja boyun eğip ülkemizin anahtarını FETÖ ve CHP’ye mi teslim edelim? Yoksa her zaman olduğu gibi mücadele yolunu mu seçelim?